Endonezya'da bulunan mağara resmi, tarihin 'en eski hikâyesi' olabilir
Endonezya’da bir mağarada ‘dünyanın en eski mağara resmi’ keşfedildi. Araştırmacıların 44 bin yıl öncesine tarihlediği çizimde av sahnesi betimleniyor.
BBC’nin aktardığı habere göre, Endonezya’da bir mağarada bulunan ve 44 bin yıl önce çizildiği tahmin edilen av sahnesinin ‘dünyanın en eski sanat örneği’ olabileceği belirtildi. Sulawesi Adası’nda iki yıl önce keşfedilen 4.5 metre boyundaki mağara resminde, ilk insanlar tarafından mızrak ve halata benzer aletlerle kovalanan, koyu kırmızı bir renkle çizilmiş vahşi hayvanlar görünüyor. Ancak çizimin çok iyi durumda bulunmadığı belirtiliyor.
44 bin yaşında olduğunu nasıl biliyoruz?
Araştırma ekibi, resmin üzerinde zamanla oluşmuş "patlamış mısır" kireçtaşını analiz etti.
Mineraldeki radyoaktif uranyum yavaş yavaş çürüyüp, toryuma dönüşüyor. Dolayısıyla ekip, bu unsurlardaki farklı izotop düzeylerini ölçtü.
Sadece Sulawesi Adası'nda duvar resmi olan 242 mağara ve sığınak bulunuyor ve her yıl yeni eserler keşfediliyor.
‘Dünyadaki En Eski Simgesel Sanat Eseri’
Sulawesi Adası’nda keşfedilen 44 bin yıllık mağara resminde, ilk insanlar tarafından mızrak ve halata benzer aletlerle kovalanan, koyu kırmızı bir renkle çizilmiş vahşi hayvanlar görünüyor.
Araştırmacılar, “Bu av sahnesi bildiğimiz kadarıyla hikâye anlatıcılığının en eski resimsel kaydı ve dünyadaki en eski simgesel sanat eseri” yorumunu yaptı.
Çizimin aynı zamanda ‘sözlü anlatımın en eski delili’ olduğunu belirten uzmanlar, “Bu kayda değer bir şey, çünkü hayali öyküler yaratma kabiliyeti insan dilinin evrimindeki ve modern bilişsel becerilerin gelişmesindeki en kritik ve son aşama olabilir” ifadelerini kullandı.
Sulawesi’de en az 242 mağara bulunduğuna dikkat çeken uzmanlar yeni keşiflerin yapılabileceğini belirtti. ‘Dünyanın en eski resmi’ olduğu düşünülen bir mağara resmi daha önce yine Endonezya’da bu kez Borneo Adası’nda keşfedilmişti. Çizimin 40 bin yıl öncesine ait olduğu belirtilmişti.
Bilim dünyası uzun bir süre mağara sanatının Avrupa’da ortaya çıktığını düşünüyordu. Ancak Endonezya’da bulunan bu örnekler bu teoriyi çürüttü.