Erdoğan’a rağmen İstanbul ve Ankara yönetilebilir mi?

Euronews'te Sertaç Aktan imzalı haberde, 24 Haziran 2018 seçimleri sonrası 'cumhurbaşkanlığı sistemi' için gerekli olduğu belirtilen 71 maddelik torba kanun meclisten geçirildiği, maddeler arasında iki tanesinin Erdoğan'ın elini oldukça güçlendirdiği dile getirilerek, İstanbul ve Ankara'nın Erdoğan'a rağmen idare edilebilmesinin zor olacağı belirtildi.

Erdoğan’a rağmen İstanbul ve Ankara yönetilebilir mi?

Euronews'te Sertaç Aktan imzalı haberde, 24 Haziran 2018 seçimleri sonrası 'cumhurbaşkanlığı sistemi' için gerekli olduğu belirtilen 71 maddelik torba kanun meclisten geçirildiği, maddeler arasında iki tanesinin Erdoğan'ın elini oldukça güçlendirdiği dile getirilerek, İstanbul ve Ankara'nın Erdoğan'a rağmen idare edilebilmesinin zor olacağı belirtildi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 27 Mart akşamı ATV-Ahaber ortak canlı yayınındaki konuşmasında “Merkezi yönetim ile uyum içerisinde olmayanlar yarın orada iflaslarını ilan edecek. Alsalar da yürütemeyecekler. Bütün belediyelerin şu anda borçları hepsi elimizde mevcut..” ifadelerini kullanmıştı.

YSK’nın geçici sonuçları açıklamasıyla birlikte, itiraz süreci sonrasında sonuçlar değişmez ise, akıllardaki soru İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerin yönetiminin cumhurbaşkanının ve partisinin zıt iradesine rağmen verimli şekilde yönetilip yönetilemeyeceği.

Erdoğan uzlaşmak istemezse veya Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş uyum göstermezse bu iki büyük şehir kendi olanakları ile iyi şekilde yönetilebilir mi? Türkiye’de belediyeler ile hükümetler arasında nasıl bir idari ilişki var?

Bu sorunun cevabı her ülkede farklı olmakla birlikte Türkiye’de yerel idareler bazı bakımlardan son derece özerk bazı bakımlardan ise iktidara göbekten bağlı.

İstanbul ve Ankara belediyelerinin bütçeleri ve borçları
Erdoğan’ın ilk olarak bütçe ve borçlarına değindiği belediyeleri mali durumları üzerinden kontrol altında tutmak isteyebileceği anlaşılıyor.

İETT ve İSKİ bütçeleri ile birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) yalnızca 2019 bütçesi bile 34 milyar 800 milyon lira. İBB bünyesinde toplam 28 şirket bulunuyor ve resmi verilere göre bu şirketlerin toplam cirosu da 11 milyar 300 milyon lira. Borçlara baktığımızda ise Hazal Ocak’ın Cumhuriyet’teki haberine göre İBB’nin toplam borcu 22 milyar lira. 2014 seçimlerinde bu borç 6 milyar liraydı.

Ankara Belediyesi’nin bütçesi ASKİ ve EGO bütçeleri ile birlikte toplam 14 milyar lira. Ankara Belediyesi’nde de 15 şirket bulunuyor ve sadece Ankara Belediyesi tek başına Türkiye’nin 7 bakanlığının toplam bütçesinden fazla bir bütçeye hükmediyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre ise Ankara’nın 243 milyon TL borcu bulunuyor.

Cumhurbaşkanlığı sistemi ile merkezin gücü arttırıldı

Son olarak 24 Haziran 2018 seçimleri sonrası ‘cumhurbaşkanlığı sistemi’ için gerekli olduğu belirtilen 71 maddelik torba kanun meclisten geçirildi. Maddeler arasında iki tanesi Erdoğan’ın elini oldukça güçlendiriyor.

İstenilen belediyeye istenildiği ölçüde kaynak aktarma gücü

İlki Cumhurbaşkanı’na Strateji ve Bütçe Başkanlığı vasıtasıyla istediği belediyeye kaynak aktarma yetkisini verdi.

(MADDE 48- Madde ile, belediyelerin gördükleri hizmetler itibarıyla gerçekleştirilmesinde fayda görülen yatırım projelerinin desteklenmesi ve belediyelerin ihtiyaç duyduğu yatırım nitelikli projelerin gerçekleştirilmesi için Strateji ve Bütçe Başkanlığı bütçesine belediyelere yardım ödeneği konulması öngörülmektedir.)

İller bankasının vereceği borçları belirleme gücü

İkincisi ise İller Bankası’nın yapısını değiştiriyor ve bankanın kaynaklarını istediği belediye için kullanmasını önleyen kısıtlamayı kaldırıldı ve belediyelerin bankadan borç alması bir bakıma cumhurbaşkanının iradesine bağlandı.

(MADDE 58- Madde ile, İller Bankasının safi karının yüzde ellibirinin, nüfus ve altyapı sektörü kıstası olmadan yerel yönetimlerin kentsel dönüşüm, altyapı ve üstyapı projelerinin finansmanında hibe ve gerektiğinde faiz desteği şeklinde kullanılabilmesi, Banka aktif büyüklüğü ve kredi hacminin artması neticesinde özellikle kentsel dönüşüm projelerine hız kazandırılması ve Bankanın gelir temin etmesi amacıyla yurtiçi ve yurtdışında doğrudan veya ortaklıklar aracılığıyla projeler geliştirmesi amaçlanmaktadır.)

17 Ocak 2019’da yürürlüğe giren bu yasalar her iki büyük şehri de zorlayacak. Örneğin İller Bankası’na Ankara’nın 270, İstanbul’un ise 458 milyon lira borcu bulunuyor.

Kısaca her iki belediyenin de büyük gelirleri olmasına rağmen aynı şekilde ciddi miktarda yerli ve yabancı bankalara borçları bulunuyor. Bununla birlikte verilmiş olan ihaleler, başlanmış olan mega projeler gibi bazı taahhütler de yeni başkanların işini zorlaştıracak.

Anayasa ne diyor?

Anayasanın 127. maddesinde, ‘‘Mahalli idareler; il, belediye veya köy halkının mahallî müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, yine kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir.” deniyor ve şöyle devam ediyor:

“Merkezî idare, mahalli idareler üzerinde, yerel hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idarî vesayet yetkisine sahiptir.’’

Mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması için belediyeler yeterli mali kaynağa sahip olması gerekiyor. Bu nedenle anayasada, yerel yönetimlere “görevleri ile orantılı gelir kaynakları sağlanır” hükmü bulunuyor.

Cumhurbaşkanı belediye başkanlarını görevden alabilir mi?

“Belediye başkanlarının görevden uzaklaştırma” yetkisini düzenleyen 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 47. maddesinde “Görevleriyle ilgili bir suç nedeniyle haklarında soruşturma veya kovuşturma açılan belediye organları veya bu organların üyeleri, kesin hükme kadar İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabilir.” deniyor.

Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesinin ardından yürütme yetkisinin de Cumhurbaşkanıında olması sebebi ile Anayasa’nın 104. Maddesine (Yürütme yetkisi cumhurbaşkanına aittir) dayanılarak yürütme yetkisini elinde tutan cumhurbaşkanının kendisinin tayin ettiği İçişleri Bakanı’nın yetkisine de haiz olduğu dolayısıyla belediye başkanının görevden alınması ile ilgili yetkinin doğrudan Cumhurbaşkanı’na bırakılmasında anayasa açısından da sorun oluşturmadığı ileri sürülebilir. Ancak bununla ilgili henüz bir yasal değişiklik yapılmış değil.