Fehim Taştekin: Fırat'ın Doğusu'na operasyon büyük riskler taşıyor

Ahval News'ten Ergun Babahan Gidişat'ta gazeteci Fehim Taştekin ile operasyonun olası sonuçları üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi.

Fehim Taştekin: Fırat'ın Doğusu'na operasyon büyük riskler taşıyor

Ahval News'ten Ergun Babahan Gidişat'ta gazeteci Fehim Taştekin ile operasyonun olası sonuçları üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi.

Taştekin, bir yandan DSG'nin bütün sınırları cephe hattına döndürme açıklamalarına dikkat çekerken, diğer yandan da Suriye rejiminin DSG'nin boş bırakacağı alanlara yönelik hamlelerinini hatırlatıyor ve IŞİD'in de boş durmayacağını söylüyor. Operasyona yönelik Rusya ve İran'ın tavrının da önemli olduğunu vurgulayan Taştekin, operasyonun herkes açısından büyük riskler taşıyacağı inancında:

"Trump’ın Aralık 2018’deki gibi ani bin kararla Suriye’de Fırat’ın doğusunu yeniden Türkiye’ye bırakan kararı operasyonun önünü açsa da beklenen harekatın kapsamı ve derinliğine dair ciddi belirsizlikler var. Harekâtın Tel Ebyad (Grê Sipî) ve Ras el Ayn’dan (Serekaniye) başlaması kuvvetle muhtemel. Erdoğan’ın kafasındaki plan ilk aşamada 30x480 km’lik bir şeridi zapt etmeyi öngörüyor. Mültecileri döndürme planı ise hedefi Deyr el Zor’a kadar büyütüyor. Tutulmak istenen alanın ne kadar genişleyeceği direnişin boyutuna, yerel hakların tutumuna, Suriye devleti ve müttefiklerinin hamlelerine ve ABD’nin gerçekten nasıl bir strateji izleyeceğine bağlı. Suriye Demokratik Güçleri daha önce belirttikleri gibi bütün sınırları cephe hattına dönüştürmeye çalışırsa operasyonun geleceği açısından durum değişir. Bölgedeki Arapların tavrı da önemli. Bu operasyonun risk çıtası yüksek.

Suriye ordusu güneyden hızla devreye girebilir

Türkiye’nin müdahalesini Amerikan askeri varlığının sona ermesi, Kürtlerin elinin zayıflaması ve Şam’a itilmesi bakımından işlevsel bulan Suriye ve müttefiklerinin geliştireceği hamleler de bu operasyonun sınırlarını tayin etmede etkili olacaktır. Şimdiden Rusya’nın desteği ile Suriye ordusunun Menbic’e girmek için pozisyon aldığı söyleniyor. Bu senaryo daha önce de öne çıkmıştı. Fırat’ın doğusunda ise Rakka ve Deyr el Zor taraflarında Suriye ve müttefik milis güçler hazır bekliyor. ABD daha önce olduğu gibi bu güçlerin Fırat’ın üst tarafına geçme hamlelerini kesmezse, güneyden Türkiye’nin ilerleyişi karşısında bir ön alma hamlesi gelişebilir. Trump’ın IŞİD savaşçılarının sorumluluğunu Türkiye’ye bıraktıklarını söylemesi Erdoğan’ın kafasındaki tampon bölge sınırlarının çok altına inme ihtimalini gündeme getiriyor. Yani harekatın Haseke ve civarını da kapsaması gerekiyor. Haseke’de Suriye ordusunun da kısmi bir kontrolü söz konusu.

YPG’nin kuzeyde cephe hatlarına çekilmesi Deyr el Zor-Rakka-Haseke üçgeninde güç boşalmasına yol açacaktır. Bu boşluğu Suriye ordusu doldurmakta gecikmez. Ayrıca IŞİD de bölgede yeniden toparlanıp saldırılarına başlayabilir. Biz ABD ile anlaşmadan bahsediyoruz ama Rusya ve İran’la bunun çerçevesinin nasıl konuşulduğu da önemli. Rusya ve İran’ın bir Türk müdahalesini kullanışlı bulduklarını ama Türkiye’nin rolü ve hakimiyetinin genişlemesini kaygıyla karşıladıklarını, bu yüzden eğer rıza gösterdilerse bunun sınırlı, kontrollü ve şartlı bir müdahale olmasını öngördüklerini düşünüyorum. Bunun çerçevesini bilmiyoruz. 

Kongre’de Trump’ın karşılaşacağı bariyer de önemli

ABD’nin Türkiye’nin önünü açarken tamamen çekilip çekilmeyeceği de önemli. Trump çekilmeden bahsetse de Aralık-Ocak sürecinde yaşanan tecrübeden hareketle Kongre’den gelecek çelmeleri ve sonuçlarını görmek gerekecektir. Trump’ın seçimlere IŞİD’i yenmiş ve Suriye’den çekilme vaadini tutmuş bir lider olarak gitmek istediği anlaşılıyor. Kongre’deki azil sürecini geri çekilerek değil, savaşarak karşılamak istiyor. Kendi başı beladayken Kongre’nin hilafına Erdoğan’ı ödüllendiren bir adım atmayacağı düşünülüyordu. O yüzden de Suriye’de herkes bir kez daha ters köşeye yattı. Sahadaki olası olumsuz tabloların Amerikan kamuoyuna yansımaları ve bunun Trump üzerindeki etkisi ne olur bilemiyoruz. Bütün senaryolara açık bir durum söz konusu.