Güvenli Bölge konusunda ABD Türkiye'ye değil, Kürtlerle hemfikir
İznews'te Rojava’da, Rojava Stratejik Araştırmalar Merkezi (NRLS) tarafından düzenlenen “IŞİD” konulu foruma katılan deneyimli gazeteci Mutlu Çiviroğlu ile Türkiye’nin Kürt bölgesine yönelik tehditleri, tarafların ne düşündükleri, ABD tarafında DSG ile Ankara arasında yapıldığı iddia edilen arabuluculuğu içeren bir söyleşi yayınlandı.
İznews'te Rojava’da, Rojava Stratejik Araştırmalar Merkezi (NRLS) tarafından düzenlenen “IŞİD” konulu foruma katılan deneyimli gazeteci Mutlu Çiviroğlu ile Türkiye’nin Kürt bölgesine yönelik tehditleri, tarafların ne düşündükleri, ABD tarafında DSG ile Ankara arasında yapıldığı iddia edilen arabuluculuğu içeren bir söyleşi yayınlandı.
Güvenli Bölge konusunda Türkiye ile ABD'nin ortak bir noktada bulunmadıklarına, Kürtler ile Amerika'nın hemfikir olduğuna dikkat çeken Çiviroğlu, "Bu da YPG`nin sınırın 5 kilometre ötesinde bulunmasını kapsamakta. Tampon bölge de Kürtlerin, Arapların, Süryanilerin, Ezidilerin ve orada bulunan halkın kendisini dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı koruması anlamına geliyor. Son dönemde Türkiye’den gelen açıklamalar da bu kaygıları arttırmış durumda. Tarafların tampon bölgeye bakış açısı çok farklı, bu yüzden nasıl bir çözüm bulunacağı daha belirsiz. Özellikle Afrin’de meydana gelen cinayet, işkence, tecavüz, rehin alma, talan etme gibi birçok olayın raporlara yansıması, diğer bölgelerde yaşayan insanları da tedirgin etmiş durumda. Bu sebeple Kürtler tampon bölgenin kurulması ve güvenliğin sağlanması konusunda ısrarcı." ifadelerini kullandı.
Arabuluculuk değil de, ABD hem DSG, hem de Türkiye ile görüşüyor
James Jeffrey'in DSG ile Türkiye arasında Güvenli Bölge konusundaki arabuluculuk iddialarının doğru olduğunu düşünmediğini dile getiren Çiviroğlu, ABD'nin Türkiye ile Müttefik, DSG ile işbirliği içinde olduğuna atıfta bulunarak şunları vurguladı:
"ABD’nin arabulucu olduğunu sanmıyorum. ABD Türkiye ile müttefik, SDG ile işbirliği içinde. Hem Türkiye ile hem de Kürtler ile görüşebiliyor. Arabulucu olarak iki tarafın da bir noktada mutabık olması gerekiyor ama benim gözlemlediğim ABD daha çok Türkiye’nin agresif tutumunu yatıştırmayı amaçlıyor. ABD, Rojava’dan gelebilecek bir tehlike olmadığını görüyor; kendi askerleri, cihazları, radarları orada, ve askerleri sınır devriyelerinde yer almakta. Bütün bunların bir diğer var oluş sebebi de olası bir Türkiye saldırısının önüne geçmek. Ayrıca sizin de belirttiğiniz gibi, bölgedeki gerginlik S-400’leri kısmen unutturmak için bilinçli olarak tekrar tırmandırılmış durumda. ABD’li demokratların ve cumhuriyetçilerin Türkiye’ye karşı çok büyük tepkileri var. Trump`ın isteksiz olduğu basına da yansıdı. Suriye’deki durumun tırmandırılması S-400’ler için Türkiye’de biraz daha yer açmış durumda, bu da zaten bilinçli olarak yapıldı.
Türkiye ile ABD arasında Rojava konusundaki en büyük tartışma, ABD’nin SDG/YPG’yi bölgede işbirliği için güvenilir bir aktör olarak görmesi. Türkiye ise Kürt güçlerini bir tehlike görüyor. Bu durumda iki tarafın mutabık olmasını zorlaştırıyor. Öte yandan Türkiye, Rojava konusunu tırmandırarak ABD’nin taviz vermesini sağlamak niyetinde…