HDP’nin 5'inci Büyük Kongresi başladı: Çağrımıza karşılık alamazsak, seçime kendi adayımızla gireriz
HDP’nin 5. Büyük Kongresi, Ankara Spor Salonu’nda başladı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) bugün 5’inci Olağan Büyük Kongresi’ni Ankara Spor Salonu’nda düzenliyor.
Ankara Spor Salonu’nun dış cephesinde Kürtçe ve Türkçe pankartlar asıldığı belirtilirken ayrıca Arapça, Süryanice, Kurmanci, Ermenice, Kırmancki, Türkçe, İngilizce ve Lazca dillerinde “Hoş geldiniz” pankartı asıldı.
Kongre “Çözüm Biziz, Sözümüz Var” sloganıyla yapılıyor.
Kongre kapsamında HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan bir konuşma yaptı.
Buldan’ın konuşmasında öne çıkanlar şunlar oldu:
“Kimsenin önünde diz çökmedik. Kimseye biat etmedik bundan sonra da kimseye diz çökmeyeceğimize, biat etmeyeceğimize sizlerin huzurunda söz veriyoruz.
Kürt halkının demokratik siyasetteki kararlılığı ve Türkiye demokrasi güçleriyle omuz omuza yürüttüğü büyük demokrasi mücadelesi bu ülkenin ortak geleceğinde kesinlikle belirleyici olmaya devam edecektir. Tarih de, rüzgâr da bizden yanadır!
Çözümün adımları eşit yurttaşlık, anadilinde eğitim, güçlü yerel demokrasi ve yargı sisteminin yarattığı tüm tahribatların giderilmesidir. Çözüm yeri diyalog ve siyasal mutabakat zemini olan parlamentodur. Ülkeyi bu çatışma ikliminden çıkaracak çözüm HDPdedir.
Buldan: Kürt sorunun çözüm yeri parlamentodur
Herkesin hakça bölüştüğü, emeğinin karşılığını aldığı, üretenin, emekçinin söz ve karar sahibi olduğu, kadın yoksulluğunun son bulduğu müreffeh bir ülkeyi ve sosyal devleti, sosyal devleti, adaleti hep birlikte tesis edeceğiz.
Direnen Emine Şenyaşar için, Cumartesi anneleri için, Gezi, Çorlu, Soma, Roboski aileleri için, adalet nöbetindeki tutuklu anneleri için, erkekler tarafından katledilen ve şiddete uğrayan tüm kadınlar için, adaleti aranır değil, yaşanır hale getireceğiz.
Türkiye halkları, kriz iktidarına da, restorasyon siyasetine de mahkum değildir. Sistemi değiştirme iddiasında değil, iktidarı ele geçirme hedefinde olan siyaset yeni bir gelecek sunamaz. Kendisini yeni bir gelecekte görmek isteyenlerin duracağı yer HDP’dir.
"Çözüm yeri biziz"
Savaş ve imha politikalarıyla Kürt sorunu gerçeğini ve Kürt halklarının kazanımlarını ortadan kaldıramayacaktınız. Kürt halkının demokratik siyasetteki kararlığını ve Türkiye demokrasi güçleriyle omuz omuza yürüttüğü büyük demokrasi mücadelesi bu ülkenin geleceğinde belirleyici olmaya devam edecektir. Tarih ve rüzgar bizden yanadır. Çözümün adımları eşit yurttaşlıktır, ana dilde eğitimdir, güçlü demokrasi ve yargının yarattığı tahribatların giderilmesidir. Çözüm yeri parlamentodur. Çözüm biziz, çözüm halkımızdır."
Sancar'dan Hükümete ve muhalefete uyarı
Buldan'dan sonra ise Mithat Sancar bir konuşma yaptı. Sancar'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
"Eşitsizliğe dayalı, tekçi, otoriter, sömürücü, soyguncu, talancı düzenlerine karşı en güçlü alternatif olmamız onları ürkütüyor, korkuyor, telaşlandırıyor. O nedenle var güçleriyle saldırıyorlar, yok edeceklerini sanıyorlar. Boş hayaller peşinde konuşuyorlar.
“Çözüme ancak müzakere ile ulaşılabilir”
Bizim fikriyatımızın gücü hakikate olan bağlılığından, hakikatleri esas alarak yol almasından geliyor. İşte o hakikatlerden biri de Kürt sorunudur. Yüz yıllık bir tarihi olan, kırk yıla yaklaşan bir çatışmayla iç içe geçmiş, başta demokrasi olmak üzere birçok sorunun doğrudan veya dolaylı temelinde yatan bir hakikattir Kürt sorunu.
Bu iç içeliği görmezden gelmek, çözümü ve barışı birbirinden ayırmaya çalışmak demektir. Bu da hakikati yok saymak anlamına gelir. Özellikle vurgulamak isterim ki, çözümün yöntemi savaş-çatışma-şiddet olamaz. Çözüme ve barışa, ancak ve ancak diyalog, müzakere ve demokratik siyasetle ulaşılabilir.
“HDP temel aktör ve kurucu güçtür”
Kürt sorununun demokratik yollarla çözümü için Meclis’in merkezinde yer aldığı başta HDP olmak üzere tüm siyasi partilerin ve toplum kesimlerinin inisiyatif üstlendiği bir barış süreci gerekiyor. Meclis’in merkezde olması; güvenceli, şeffaf ve katılımcı bir süreç için gereklidir. Şu adımların atılması, çözümün yolunu ciddi biçimde açacaktır: Hak temelli eşit yurttaşlığın güvence altına alınması, anadilinde eğitim başta olmak üzere kimlik haklarının tanınması, yerel demokrasinin kabul ve inşa edilmesi, yargı aracılığıyla yaratılan bütün tahribatların onarılması, yani tüm siyasi mahkumiyetlerin ve davaların sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılması, siyasi irade ve kazanımlara yönelik gasplara, başta belediyeler olmak üzere her alandaki kayyım rejimine son verilmesidir. Bütün bunların müzakere edilip hayata geçirileceği yer, Meclis’tir, Meclis olmalıdır. HDP bu konuda temel aktör ve kurucu güçtür.
“Öcalan’ın üzerindeki tecride son verin”
Abdullah Öcalan’ın ne düşündüğünün kamuoyunun öğrenmesini sağlayacak bütün imkanları sağlayın. Tecride son verin.
“Kürt sorununu siyasi hesapları için kullanan, büyük kaybeder”
Buradan diyorum ki, Kürt sorunu seçim dönemlerinde hatırlanacak ve araçsallaştırılacak bir sorun değildir. Her kim ki bu meseleyi siyasi hesapları için kullanmayı düşünürse büyük yanılır, büyük kaybeder. Her kim oy için bu mesele üzerinden milliyetçilik yarışına girer, halkların çözüm taleplerini yok sayarsa, büyük kaybeder, büyük çözülür. Demokratik kamuoyu da dolaşıma sokulan sahte tartışmalara itibar etmemelidir. İçinde ilke, ciddiyet ve demokratik çözüm yaklaşımı barındırmayan hiçbir yaklaşımın başarı şansı yoktur.
O ilke, ciddiyet, kararlılık ve irade ise HDP’nin çözüm fikriyatında mevcuttur. Sözün sahibi ve çözümün gücü HDP’dir. Biz bu meselenin diyolog ve demokratik müzakereyle, demokratik siyaset zemininde ve toplumsal mutabakatla çözümü konusunda sonuna kadar kararlıyız ve başaracağımıza da inanıyoruz. Mücadelemiz, demokratik siyasetteki ısrarımız, güçlü çözüm fikriyatımız, toplumsal desteğimiz ve barıştan yana olan tüm demokrasi güçleriyle birlikte yol yürüme irademiz çözümün gerçek yolunu ortaya koymaktadır. Buradan aldığımız gücü sonuna kadar kullanacağız.
Çözümsüzlüğün bu ülkeyi bir yüz yıl daha esir almasına izin vermeyeceğiz. Çözümün yolunu barışın yoluyla mutlaka buluşturacağız.
“Muhalefetin talep etmesi lazım”
Diğer muhalefet partilerine de hatırlatmak isterim: Bu mesele, iktidarın tekeline ve manipülasyonlarına terk edilemeyecek kadar ciddidir ve önemlidir. Barış konusunda belirleyici katkı sağlayacağı geçmişte defalarca kanıtlanmış bir aktörün şimdi de bu rolünü oynamasını mümkün kılacak şartların yaratılmasını muhalefetin ve demokrasi güçlerinin de talep etmesi lazım.
“Kendi adayımızla girme seçeneğini önümüze koyarız”
Üzerinde en fazla spekülasyon yapılan konulardan biri de cumhurbaşkanlığı seçiminde kendi adayımızı çıkartıp çıkartmayacağımız meselesidir. Uzun bir süredir söylüyoruz. Sözlerimizin gerekli mecralarda göz ardı edilmesine rağmen söylüyoruz. Uyarılar yaparak, yapıcı davranmak adına bize yönelik saldırgan tutumlara rağmen söylüyoruz:
Bizimle kamuoyu önünde açık, şeffaf görüşme yapılması halinde, tutum belgemizde duyurduğumuz ilkeler çerçevesinde müzakerelere ve ortak aday fikrine açığız. Şayet bu çağrımıza karşılık alamazsak, en doğal hakkımız olan seçimlere kendi adayımızla girme seçeneğini değerlendireceğiz. Bu durumda tabanımızla, demokrasi ittifakının bileşenleriyle, ulaşabileceğimiz bütün kesimlerle istişare ederek aday belirleyeceğiz. Hedefimiz de en az ikinci tura kalmak olacaktır.
Asıl odaklanmamız gereken nokta, kimin cumhurbaşkanı olacağı meselesi değil, halkın, bu enkazın altından biran önce kurtarılması, ülkenin nefes alması meselesidir. Çözüm adımlarının atılması konusunda ortak bir iradenin geliştirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Milyonlar değişim istiyor, bıktık diyor, artık yeter diyor. Bizi bu zulüm düzeninden kurtarın diyor.”
Kongreyi izlemek için aşağıdaki linki tıklayınız: