HDP'ye Kürtçe çağrısı: Tükeniyoruz, seferberlik ilan edin!
İki yıl önce İstanbul'da kurulan Serhat Dil, Tarih ve İlmî Araştırmalar Eğitim Derneği, Kürtçe için harekete geçti. Derneğin kurucusu Mehmet Bulgan ilk olarak kendi çocuklarına Kürtçe eğitimi verdi, daha sonra yakın akrabalarını teşvik ederek çocuklarının kursa gelmesini sağladı. Bu yönde olumlu sonuçlar elde ettiklerini söyleyen Bulgan, HDP'ye de, "Biz denedik ve başarılı olduk, Kürtçe için seferberlik ilan edin" çağrısında bulundu.
İki yıl önce İstanbul'da kurulan Serhat Dil, Tarih ve İlmî Araştırmalar Eğitim Derneği, Kürtçe için harekete geçti. Derneğin kurucusu Mehmet Bulgan ilk olarak kendi çocuklarına Kürtçe eğitimi verdi, daha sonra yakın akrabalarını teşvik ederek çocuklarının kursa gelmesini sağladı. Bu yönde olumlu sonuçlar elde ettiklerini söyleyen Bulgan, HDP'ye de, "Biz denedik ve başarılı olduk, Kürtçe için seferberlik ilan edin" çağrısında bulundu.
Serhat Dil, Tarih ve İlmî Araştırmalar Eğitim Derneği (SER-DER) Başkanı Mehmet Bulgan, Kürt belediye başkanlarına ve HDP’ye Kürtçe için çağrıda bulundu. Bulgan, “Kürt şehirlerinde belediyenin olduğu her köyde, mahallede, seçim zamanlarında olduğu gibi görevler verilerek Kürtçe kurslarla ilgili çalışmalar yapılmalı. Kürtçe büyük bir tehdit altında” dedi.
Varlığımızla ilgili bir durum
Bulgan, bazı belediyelerde Kürtçeye yönelik çalışmaların olduğunu ancak yeterli olmadığını söylüyor: “O kurslar ya özel kurs ya da halk eğitimlerde genel bir kurs açıyorlar. Bizim istediğimiz öyle kurslar değil. Kürtlerin belediyelerinde, her mahalle ve köyde bir kurs açılmalı, anne ve baba teşvik edilmeli, gerekirse tanıdıklar, aracılar bunu teşvik etmeli. Çünkü bu, varlığımızla ilgili bir durum.” Eğitim işinin sanıldığı gibi büyük külfet gerektiren bir şey olmadığını da belirten Bulgan, şöyle devam etti: “İlkokula başlayan bir çocuğu düşünelim: Böyle bir çocuk haftada bir gün, sadece iki saat bile anadilinde eğitim alsa problemin büyük bir kısmı çözülmüş olacak. İlkokul dört yıl sürüyor, bitirdiği zaman çocuk kendiliğinden Kürtçe ihtiyaç problemini de çözmüş olacak. Biz iki yıl önce bu çalışmalara başladık.”
Tükeniyoruz
Bulgan, SER-DER’i iki yıl önce İstanbul’da kurdu. 15 akrabası ile görüşerek çocukların kursa gelmesini sağladı. İstanbul’daki çocukların hiç Kürtçe bilmemelerine rağmen çok iyi sonuçlar aldıklarının altını çizen Bulgan şunları söyledi: “İki yıldır biz ders veriyoruz. 4-5 ayın sonunda çocuklarımız Kürtçe bilmemesine rağmen yazıyorlar, okuyorlar ve konuşuyorlar. Memleketim Iğdır’da ve Kürtlerin yaşadıkları diğer şehirlerdeki çocukları düşünüyorum. Bunlar zaten ana ve babadan öğrendikleri için Kürtçeyi biliyorlar. Haftada iki saat kursa gitse ve anadilinde eğitim alsa, o çocuk yazarsa, okursa ve konuşursa asimilasyonu durdurur. Bu çocuklar iki saatten sıkılmaz. Bu konuda ideolojilere, dinlere bakmaksızın sadece Kürtçe için seferberlik ilan etmemiz gerekiyor. Çünkü tükeniyoruz. Halkımız asimile oluyor. Belediye olmaktan kaynaklı imkanları kullanarak halkı teşvik etmeliyiz. Bu dilin yaygınlaştırılması, kullanımının hızlandırılması ve bir alışkanlık haline getirilmesi gerekiyor. Milli mücadele böyle olur. Biz İstanbul’da bunu denedik ve başarılı olduk. Eğitim verirken de siyasi olarak manipüle edilebilecek söylem, öğreti ve sloganlardan da uzak durulmadır. Ki kesintiye uğramasın. Ebeveynler de çocuklarının emin ellerde olduğunu hissetsin, güvenip destek versinler.”
Bu halk bizzat bu görevi üstlenecektir
Seçim zamanlarında olduğu gibi bir çalışma yürütülmesi gerektiğini ifade eden Bulgan, son olarak şunları söyledi: “Dünya kadar öğretmenimiz boşta. Bununla beraber öğretmenlerimize, Kürdoloji mezunlarına da fırsatlar verilecek. Bu, Kürtçe eğitim mesleğine ve Kürt edebiyatına da büyük bir katkı sağlayacak.
Kendi gücümüzle, kendi imkanlarımızla ne yapacağız diye ona bakalım. Artık karşı tarafın bize yaptıklarını sürekli tekrarlamamızın bir anlamı yok. Biz ne yapabiliyoruz diye bakalım. Belki başaramayabiliriz, belki istediğimiz gibi de gitmeyebilir ama ne yapsan kârdır. Çocuklar okulda zaten harfleri öğreniyorlar. Haftada bir gün gitseler bu asimilasyon illeti durur.”