İlhami Işık: Rojava’ya askeri operasyonun hiçbir koşulu yok
Gelecek Partisi Genel Başkan Danışmanı Gazeteci Yazar İlhami Işık; Türkiye’nin, Rojava’ya yönelik bir askeri operasyon yapmasının hiçbir koşulu olmadığını belirtti.
Suriye ile Türkiye arasında 11 yıl sonra gerçekleşen ilk resmi temasta, Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan, dün Moskova'da Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas ile görüşmüştü.
Görüşmenin en çok merak edilen konusu ise Suriye’nin, Rojava’ya yönelik bir askeri operasyon için Türkiye’ye yeşil ışık yakıp yakmayacağı idi.
Konuya ilişkin Rûdaw’a konuşan Işık, “Türkiye’nin, Rojava’ya karşı askeri operasyon yapma ihtimali hiç yok. Yakın zamanda bu mümkün değil, bunun hiçbir koşulu yok” diye konuştu.
Işık, Rojava’ya askeri operasyon mesajlarının iç politikaya yönelik söylemler olduğunu ifade ederek “Erdoğan’ın ‘Ansızın gireceğiz’, ‘Bugün gireceğiz’, ‘Yarın gireceğiz’ söylemleri daha çok iç politikaya yönelik ve ABD’ye mesajlar vermek istiyor” dedi.
Işık’ın konu hakkında yaptığı değerlendirmelerin öne çıkan kısımları şu şeklide:
“Görüşmenin yakın ve ortada vadede Rojava’ya askeri bir yansıması olmaz”
“Herkes, Türkiye-Suriye görüşmesinin Rojava’ya askeri sonuçlarının ne olcağını merak ediyor. Bu görüşmenin, yakın ve orta vadede Rojava’ya askeri anlamda yansımasının koşulları yok çünkü Suriye’de olup bitenler şimdiye kadar hem Türkiye hem Rusya hem de ABD’nin varlığı çok boyutlu sorunları çıkmaza sürükledi.
“Esad bu savaşı kazandı”
Türkiye, Suriye’nin bir bölümünde var. Diğer yanda Rojava var, ABD var, Rusya’nın kendisi var, zafer kazanmış bir Suriye yönetimi var. Böyle olunca bu biriken, artık çıkmaza dönüşen sorunu böyle kolayca, sadece görüşmelerle ya da durumu yeniden gözden geçirme anlayışıyla bir düzene sokmak mümkün değil çünkü karşınızda kazanmış bir ülke var. Yani, Esad bu savaşı kazandı. Türkiye, Rojava ve İdlib dışında egemenliğini çok rahat sürdürebiliyor çünkü arkasında hem Rusya hem İran var.
“Türkiye artık bunu kaldıracak durumda değil”
Türkiye’de ise bu sorun Türkiye’nin artık hem iç siyasetini siyasal olarak çok ciddi bir probleme dönüştürdü, özellikle göç politikası anlamında. Bir de ekonomik maliyeti çok fazla oldu. Türkiye, artık bunu kaldıracak durumda değil.
“Türkiye, düne kadar düşman belledikleriyle görüşüyor”
Mevcut iktidar, şimdiye kadar agresif ve bölge liderliğine oynadığı proaktif siyasetten vazgeçmek durumunda kaldı. Böyle olunca da düne kadar düşman bellediği, asla bir görüşmeye tabi tutmayacağı devletler ve siyasal yapılarla birebir görüşüyor. İsrail, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri Suudi Arabistan ve buna benzer buna benzer durumlar.
“Türkiye’deki liderlik, 'Ne olursa olsun iktidarda kalmak' anlayışında”
Ne olursa olsun iktidarda kalmak anlayışında olan bir liderlik var Türkiye’de ama artık bunun koşulları çok zayıfladı çünkü ekonomi yönetilemeyecek boyutta. Bölgesel politikası tahrip ediciydi. Bunları tekrar düzenleme sadece ikili ilşkilerle olabilecek bir durum değil çünkü siz bu düşmanlaştırma politikasını içeride de ciddi anlamda tahrip etmişsiniz saflaştırmışsınız.
“İktidara destek veren güçler çözüldü”
İktidara şimdiye kadar destek veren onun iktidarda kalmasını sağlayan güç birlikleri de çözülmüş oluyor. Birden fazla çok bilinmeyenli denklemin var olduğu bir tabloyla karşı karşıyayız. Son olarakda Suriye ile uzun zamandır istihbarat örgütleri aracılığyla yapılan görüşmeler var.
“Görüşmelerin sonuca ulaşma zemini yok”
Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Artık görüşme yapılabilir’ gibi en üst düzey açıklamalarından sonra bu görüşmelerin bir gün gerçekleşeceği anlaşılıyor ama şu anda sonuçları itibarıyla bir zemin yok çünkü çok fazla tahrip edilmiş.
“Rojava’ya yönelik söylemler iç politikaya yönelik”
Erdoğan’ın ‘Ansızın gireceğiz’, ‘Bugün gireceğiz’, ‘Yarın gireceğiz’ söylemleri daha çok iç politikaya yönelik ve ABD’ye mesajlar vermek istiyor. Bu tehditler Trump döneminde tuttu çünkü Trump ABD’de devlet mekanizmlarının tümünü tahrip etmişti. Tıpkı şimdi de Türkiye’de de devletin tüm mekanizmalarının tümünün tahrip edilmesi, tek bir insana bağlanması gibi Trupm da öyle yapmıştı.
“ABD yönetimini tehdit etmek artık kolay değil”
Trump döneminde ABD’yi tehdit etmek kolaydı ama şimdi öyle değil. ABD’de başka bir yönetim var, Türkiye’de gücünü kaybeden ve kaybetmemek adına artık tavizler veren bir iktidar var. Bu ülkeden artık taviz alan bir yönetim yok. Rusya’nın, NATO içerisinde bir çatlak yaratmak için Türkiye’ye ihtiyaç durumu artık yok çünkü Ukrayna gibi bir sorunu var. Hem Rusya hem de ABD açısından Türkiye’nin, Suriye’nin herhangi bir yerine izin verecekleri bir durum yok ama bu görüşmeler devam edecek.
“İktidar, dün reddettiği her şeyi yapıyor”
Türkiye’de 4-5 milyon mülteci var, onlara yönelik çok ciddi bir tepki var. Türkiye’deki seçimlerde aradaki fark 1-2 puan olduğu ve 1 puanlık bir şeye de ihtiyaç duyan bir iktidar olduğu için dün reddettiği her şeyi yapıyor.
İki yıl önce EYT konusunu şiddetle reddeden bir Erdoğan, bunu dün hayata geçirdi. Hemen hemen her konuda dün söylediği her şeyin tersini yapan bir iktidar var.
“Suriye, Türkiye’nin topraklarından çıkmasını istiyor”
Suriye, Türkiye’nin topraklarından çıkmasını istiyor çünkü orada başıbozuk onlarca cihatçı örgüt var, Türkiye onları HTŞ ile dizayn etmeye çalışıyor. HTŞ ne olacak? Dünyada terör örgütü olarak görülmeye çalışılıyor.
Suriye yönetimi artık kaybeden bir poziyonda değil ve görüşme talepi Suriye’den değil Türkiye’den geliyor. Suriye’de iktidar değişebilir diye herkesin dün destek verdiği yapılar bugün başa bela.
“Dünya, Rojava’daki yapılanmanın değiştirilmesine razı olmaz”
Rojava’da dünyanın meşru gördüğü bir yapılanma var, IŞİD’i yenmiş bir yapı var. ABD ve Batı dünyasının desteklediği bir yapının tahrip edilerek Rojava yönetiminin değiştirilmesine razı olmaz dünya. Dünya, bu yapının Suriye veya Türkiye ile uyumlu hâle gelmesine açık ama artık Rojava’ya yönelik bir askeri harekâtın koşulları yok. Bunun koşulları olsaydı Erdoğan çoktan yapardı. Bu, onun seçimi kazanma garantisi de olurdu.
Türkiye, Suriye yönetiminin Rojava ile olan bağını daha sert bir şekilde hayata geçirmesini istiyor ama bu Türkiye’nin bu tavizi koparma pozisyonunda olmadığını da gösteriyor çünkü görüşme talebi Türkiye’den geliyor.
“Suriye, Türkiye’ye ‘Siz çekilin artık’ diyor”
Suriye’nin, talepleri çok daha fazla Türkiye’den. ‘Siz çekilin artık’ diyor. Suriye yönetimi, Türkiye’nin desteklediği yapıları terör örgütü olarak görüyor. ‘Bu yapıları tasfiye edin’ diyor. Bunların Suriye yönetimini birinci önceliği bu. Rojava ile ilgili konu sonradan geliyor çünkü Rojava ile askeri ve siyasal iletişimi var zaten ama Türkiye’nin olduğu yerle hiç yok. Türkiye’nin bulunduğu hiçbir bölgede Suriye Devleti’nin herhangi bir mekanizması yok.
“Türkiye’nin, ‘Suriye’de geçiciyiz’ söylemleri gerçekçi değil”
Türkiye, ‘Suriye’de bir Kürt devleti oluşturulmaya çalışılıyor. Bu Kürt devleti kalıcı olarak Suriye’nin parçalanmasına yol açacak ama bizim niyetimiz öyle değil, biz geçiciyiz, orada huzur olduğu zaman çıkacağız’ diyor. Türkiye’nin şu anda söylediği tek şey bu. Bu da gerçekçi değil. Türkiye’nin niyeti bu olsa bile şimdiye kadar inşa ettiği siyaset tarzı, sahadaki varlığı, yarattığı durum bu söylediğinin tam tersi. Bugünkü koşullarda ‘Ben çıkıyorum’ dediği zaman çıkma potansiyeli mümkün değil ama yarın seçim olur, Erdoğan çok büyük farklarla kazanır, o zaman bunu yapabilir, çekilebilir. Bugün için söylenen her şey sadece propaganda aracı durumunda, sahada karşılığı yok.
“Türkiye’nin, Rojava’ya karşı askeri operasyon yapma ihtimali hiç yok”
Türkiye’nin, Rojava’ya karşı askeri operasyon yapma ihtimali hiç yok. Yakın zamanda bu mümkün değil, bunun hiçbir koşulu yok. Ne Rusya ne de ABD buna ‘Evet’ der. Bunun yaratacağı tahribat da başka durumlar yaratır. Böyle bir ihtimal olsaydı zaten bu görüşmeler olmazdı.
“Türkiye, talep edecek poziyonda değil”
Türkiye’nin şu anki durumda bir şey isteme durumu yok, başkaları istiyor Türkiye’den. Suriye yönetimi istiyor. Türkiye, Suriye yönetimiyle görüşmek istiyor. Suriye yönetimi, Türkiye ile görüşme derdinde değil. Soruna böyle bakılmıyor. Sanki Suriye yönetimi, Türkiye’ye yalvarıyor da ‘Koşullarını söyle ben yerine getireyim’ diyor gibi bakılıyor. Türkiye böyle bir pozisyonda değil ki. Türkiye bu anlamda artık bölgede en zayıf pozisyonda. Onun için de tüm ülkelerle barışmayı kendisi talep ediyor. Türkiye ile barışmayı Birleşik Arap Emirlikleri istemedi, Türkiye istedi. Mısır istemedi, Türkiye istiyor. Suudi Arabistan istemedi, Türkiye onunla barışmak istedi.
Sen, ha bire Suriye ile görüşmek istiyorsun, konuşmak istiyorsun. Askeri operasyonu nasıl yapacaksın?” /Rudaw