İran, Şii koridorunun güzergahını değiştirdi

İran, Şii koridorunun güzergahını değiştirdi

Irak’ın Musul, Suriye’nin Halep kentleri, İran için tarihi rüyasını gerçekleştirecek güzergahların üzerinde bulunuyor. Çünkü İran bu şehirler üzerinden Akdeniz’e ulaşmanın peşinde. Ancak Batı Kürdistan (Rojava) ve Suriye’nin kuzeyindeki ABD askerlerinin varlığından ötürü İran’ın bu güzergahı değiştirdiği belirtiliyor.


The Guardian gazetesinde yer alan bir habere göre ABD askerlerinin bölgedeki etkinliği İran’ın Akdeniz’e ulaşmak için amaçladığı koridor politikası önünde büyük engel teşkil ediyor. Öyle ki İran’ın oluşturmaya çalıştığı koridorun güzergahını değiştirmesine yol açtı. 


Terör örgütü DAİŞ ile mücadele çerçevesinde bölgede bulunan ABD kuvvetlerinden etkilenmemesi için yeni koridor 226 kilometre güneye çekildi. Yeni koridor Kürtlerin yoğun nüfuslu bölgelerden hali hazırda DAİŞ’in kontrolünde bulunan Mayadin kasabasına çekildi. 


Bu değişiklik, İran Devrim Muhafızları Kudüs Tugayları komutanı Kasım Suleymani ve Irak'taki Haşdi Şabi lideri Haydar el-Ameri tarafından önerildi ve Şii hakim güçleri Irak'ın Baas kentine yaklaştı. 


PKK ve Haşdi Şabi kolaylaştırıyor

Ancak İran'ın oluşturmak istediği Şii koridorunun şu anki yeni güzergahı biraz daha batıya çekilmesine rağmen Şengal sınırlarındaki bazı bölgeleri kapsamaya devam ediyor. Çünkü bu bölgede PKK ve Haşdi Şabi güçlerinin varlığı bu hedefi kolaylaştıran unsurlar. Buradaki Şii milisler İran'ın talimatına göre yönlendirildi ve yeni koridorun oluşması için kullanılmaya başlandı. Türkiye ile çatışma halindeki PKK'nin buradaki gücüne de yeni hedefe ulaşmak için bir rol verildi. 
Iraklı yetkililer, yeni oluşturulan güzergahın, Suriye’nin Deyrezzor vilayetinden Şuxne kentine, daha sonra Palmira’ya ve son olarak Şam’dan Lübnan sınırına uzadığını belirtiyorlar. Bunun için bölgede etkin bir güç konumundaki Hizbullah desteklenecek ve demografik takaslar zorlanacak. Bu şekilde de Suriye’nin Lazkiye kentine de ulaşılacak ve buradan Akdeniz’e giden yol açılmış olacak. 
Bu son adımla da İran, kullanmaya mahkum olduğu ve sürekli gözetleyerek baskı altında tutulduğu Arap Körfezi ya da kendi deyişleriyle Fars Körfezi’ne alternatif bir tedarik hattı kurmuş olacak.