İsveçli vekil: 'Türkiye Rojava'ya girebilir'
Liberal Parti Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Fredrik Malm, İstanbul'da yapılacak seçimler öncesi Erdoğan'ın milliyetçi ve şoven çevrelerin oylarını alabilmek için Rojava'ya saldırı başlatabileceği uyarısında bulundu.
Liberal Parti Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Fredrik Malm, İstanbul'da yapılacak seçimler öncesi Erdoğan'ın milliyetçi ve şoven çevrelerin oylarını alabilmek için Rojava'ya saldırı başlatabileceği uyarısında bulundu.
Türk devletinin 15 yıldan bu yana Güney Kürdistan'a yönelik saldırılarda bulunduğunu hatırlatan Liberal Parti Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Fredrik Malm, kara güçlerinin de kullanıldığı son operasyonun İstanbul'da yapılan yerel seçimlerle ilgisi olabileceğini belirtti.
Son günlerde Türkiye'den farklı sinyallerin geldiğini söyleyen Malm, "Hukuk sisteminde reform yapılıyor ama aynı zamanda Güney Kürdistan'a yönelik operasyon başlatılıyor. Her iki şey aynı anda yapılıyor. Türkiye Suriye'de kendini Rusya'ya bağımlı hissediyor. Rusya ve Esad rejimine karşı nasıl hareket edeceğini bilemiyor" diye konuştu.
Erdoğan'ın Rojava'ya saldıracağını söyleyen Malm, "Suriye'de 4 güçlü aktör var. Rusya, ABD, Esat ve Türkiye. Ve bunlar arasında Suriye'nin geleceği ile ilgili sert tartışmalar geçiyor. İdlib'de 3 milyon kişi yaşıyor. Türkiye İdlib'den gelebilecek bir göçmen akınından kaygılı. Rusya ve Esad'ın İdlib'e saldırmasını istemiyor" dedi.
Öcalan'ın taraflar üzerinde etkisi büyük
Malm, ABD bölgede oldukça Türkiye'nin saldırıda bulunmasının güç olduğunu söylemekle birlikte "Türkiye, Rojava'da inşa edilen sistemi yok etmek istiyor. Menbic'e yönelik bir saldırıda bulunabilir. 23 Haziran'da İstanbul'da yapılacak seçimler öncesi Türkiye Rojava'ya girebilir. İstanbul'daki seçimleri kazanabilmek için bunu yapabilir" şeklinde konuştu.
Türkiye'de ifade özgürlüğü ve insan hakları konusundaki gelişmeleri nasıl gördüğü sorusunu “korkunç” olarak yanıtlayan Malm, şunları kaydetti: "İnsan hakları ve ifade özgürlüğü söz konusu olduğunda her şey geriye gidiyor. İyi olacağına dair bir belirti yok. Yeni anayasa Cumhurbaşkanına sınırsız yetkiler tanıyor. Erdoğan'ın gücünü sınırlayan tüm engeller ortadan kaldırıldı. Türkiye'de herkes her an yakalanıp tutuklanabilir. Bu baskı ve uygulamalar sonucu çok sayıda aydın ve gazeteci ülkeyi terk etmek zorunda kalacak. Diğer önemli bir sorun da bağımsız ve muhalif medyanın neredeyse tamamen yok edilmesi."
Hükümet yanlısı kesimler içinde de Erdoğan'ı eleştirenlerin bulunduğunu söyleyen Malm, "Ama bunlar açıktan tavır almaya cesaret edemiyor. Bir tür suskunluk kültürü yaygınlaşıyor. İnsanlar kendi güvenliklerinden kaygı duydukları için eleştirilerini açıkça yapmaktan kaçınıyor. AKP'lilerin yaptıkları ihale yolsuzluklarına ses çıkaramıyor" dedi.
PKK lideri Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılmasının olumlu bir adım olduğunu ancak bunun yeni bir barış sürecinin başlaması olmadığını söyleyen Malm, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ben Öcalan'ın taraftarları üzerinde çok büyük bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Ama başka faktörleri de hesaplamak gerekir. Bunlardan en önemlisi Erdoğan'ın Devlet Bahçeli ve MHP ile ittifakı. Onlar hiçbir biçimde Kürtlerle yeni bir barış sürecinin başlatılmasını istemez. İkinci olarak Öcalan güçlü bir kişilik. Örgütü üzerinde hakimiyeti var. Ama Kürtler içinde değişik kollar ve gruplar var. Bunlar içinde böylesi bir sürece karşı çıkanlar da olabilir."
Kürdistan'ın Bağımsızlığı'nı desteklemişti
Kürt dostu olarak bilinen İsveç Liberal Halk Partisi Milletvekili Fredrik Malm, Bağımsız Kürdistan Referandumu sürecinde Kürdistan’ın bağımsızlığını sonuna kadar desteklediklerini ve İsveç’in Peşmergeye askeri destek vermesi gerektiğini açıklamıştı.
Liberal Halk Partisi, Kürdistan’daki referandum ve Kürdistan’ın bağımsızlığının desteklenmesi kararı vermişti.
Liberal Parti Rojava'nın desteklenmesi çağrısında bulunmuştu
Malm, ABD Başkanı Donald Trump'ın ABD askerlerinin Suriye'den çekileceğini açıklamasından sonra Liberal Parti lideri Jan Björklund'la birlikte Expressen gazetesinde “Trump Kürtleri kurtların önüne atıyor-Harekete geçmeliyiz” başlıklı makalesinde İsveç Hükümeti ve dış dünyaya Türkiye'nin tehditlerine karşı çıkmaları ve Rojava'daki demokratik özerk sistemi desteklemeleri çağrısı yapmıştı.