Kadınlardan anadil çağrısı: Kürtçeye konuşarak sahip çıkalım
Diyarbakırlı kadınlar, yaklaşan 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı'na işaret ederek, "Dilimizin kaybolmasına asla izin vermeyeceğiz. Çocuklarımızla anadillerinde konuşmalıyız" çağrısı yaptı.
Diyarbakırlı kadınlar, yaklaşan 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı'na işaret ederek, "Dilimizin kaybolmasına asla izin vermeyeceğiz. Çocuklarımızla anadillerinde konuşmalıyız" çağrısı yaptı.
Kürt Ulusal Kongresi'nin 2006 yılında aldığı karar sonrası her yılın 15 Mayıs günü, Kürt Dil Bayramı olarak kutlanıyor. "Asimilasyon politikalarına karşı bilinçlenme, yok etme siyasetine karşı direnme, hafızasızlaştırma anlayışına karşı sahiplenme ve mücadeleyi yükseltme günü" olarak nitelendirilen 15 Mayıs etkinliklerinin bu yılki merkezi yine Diyarbakır olacak. Kürt Dil Platformu ile Dil ve Kültür Ağı tarafından bir süre önce startı verilen etkinlikler, 15 Mayıs'ta Bağlar ilçesindeki NCity AVM önünden Koşuyolu Parkı'na kadar yapılacak yürüyüşle son bulacak. Diyarbakır'da yaşayan kadınlar, dil bayramına dair değerlendirmelerde bulundu.
Asimilasyona Karşı Çağrı
Sur’da yaşayan Emine Altan (70), yıllardır Kürt kadınları ve çocuklarının karşı karşıya olduğu asimilasyon politikalarının ancak amacına ulaşamadığını vurguladı. Altan, "Herkes evinde Kürtçe konuşsun. Herkes Kürtçeye yüklenmeli. Elimizden geldiği kadar Kürtçe konuşacağız ve kaybolmasına izin vermeyeceğiz. Asla çocuklarımızın asimile edilmesine izin vermeyeceğiz. Bütün anneler, çocuklarıyla Kürtçe konuşmalı" çağrısı yaptı.
Her Alanda Kürtçe
5 çocuğu olan Songül Kaya (43), baskı altındaki Kürtçe için çabaladıklarını ifade etti. Dil üzerindeki yasaklara işaret eden Kaya, "Dilimize çoğu alanda izin verilmiyor. Fakat evlerimizde Kürtçe konuşuyoruz. Her yerde elimizden geldiğince dilimizi savunacağız ve konuşacağız. Bütün aileler de evlerinde Kürtçe konuşmalı. Dilimizin kaybolmasını istemiyoruz. Dilimizi yok da edemezler. Ne kadar saldırırlarsa biz de o kadar sahipleneceğiz” diye belirtti.
Sadece Kürtçe Konuşuyorlar
Hiç Türkçe bilmediğini aktaran Metiha Fidan (60), yaşamının bir bütün Kürtçe olduğunu ifade etti. Fidan, "Yalnızca anadilimi biliyorum. Her zaman da çocuklarım ve torunlarımla Kürtçe konuşuyorum. Bir tek Kürtçe televizyon kanalları izliyorum. Orada çıkan dağlar, koyunlar, tepeler çok hoşuma gidiyor. Kürdüz, dilimizin ve kültürümüzün kaybolmasını istemiyoruz. Dilimiz Kürtçeyse Kürtçe konuşmalıyız. Batıyla ne işimiz var? Herkes Kürtçe konuşsun, dilimiz kaybolmasın, bütün çocuklar da bizim gibi Kürtçe öğrensin" diye seslendi.
'Evimizde Kürtçe Konuşmalıyız'
Evinde 4 çocuğuyla sadece anadilinde konuştuğunu söyleyen Çiçek Oruç (33) da, "Köyde büyüdüm, okul okumadım. Sadece Kürtçe biliyorum ve kendi dilimi tercih ediyorum. Herkes de öncelikle kendi dilini tercih etmeli. Kadınlar olarak dilimizin kaybolmasına asla izin vermeyeceğiz. Çocuklarımız okula gidiyor Türkçe konuşuyorlar ama evde onlarla Kürtçe konuşuyorum. Her aile böyle yapmalı, ne kadar okullarda, kurumlarda Türkçe konuşulsa da evlerimizde Kürtçe konuşmalıyız" dedi.
'Dille İnsanın Aslı da Yok Olur'
5 çocuğu olan Medine (38) ise, şöyle dedi: "Çocuklarımızla Kürtçe konuşuyoruz. Çünkü çocuklarımızın dilini unutmasını istemiyoruz. Eğer dil unutulursa insanın aslı da yok olur. Ben ve eşim her zaman evde Kürtçe konuşuyoruz. Çünkü Kürtçe bizim anadilimiz ve unutulmasını istemiyoruz. Herkes evinde Kürtçe konuşmalı."