Kılıçdaroğlu: İttifak kabul ederse aday olurum
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olabileceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “İttifak kabul ederse Cumhurbaşkanı adayı olmamda bir sorun yok. İttifak liderleri bu konu hakkında hiç konuşmadık. Eğer ki ittifak kabul ederse Cumhurbaşkanı adayı olmaktan gurur duyarım” ifadelerini kullandı.
Haber Global’e katılan CHP Lideri Kılıçdaroğlu Türkiye gündemini değerlendirdi. TÜİK binasına alınmaması hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, normalde randevusuz ziyaretçi alındığını ancak kendilerinin bilinçli olarak içeri alınmadığını söyledi.
“Türkiye bu kadar derin bir ekonomik buhran yaşamamıştı” sözleriyle ülkenin ekonomik tablosunu anlatan Kılıçdaroğlu, “Bu millet bu iktidara artık güvenmiyor. Güvense parasını dolar olarak tutmaz zaten” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:
“Artık, vatandaşın canına tak etti. TÜİK enflasyonu düşük gösterince emeklinin, memurun, işçinin maaşına da az zam yapılacak. Rakamları düşük gösterin, diye talimat veriyorlar. siz siyasetçi olsanız buna göz yumabilir misiniz? TÜİK' e gittik. Milletvekili arkadaşlarım vardı. Ben geleceğim diye kapıyı kapatmışlar. Demir kapı vardı ve 'Biz kapıyı açamayız' dediler. İlk kez seçimle gelen milletvekiline resmi devlet dairesi kapatılmıştır. Dünya kamuoyu buna şahit oldu. Normalde randevusuz gidilebiliyor. Ama ben gittiğim için kapıyı kapattılar. Bakan olarak kendilerine unvan verilen insanlar, bir kişinin verdiği talimatları yerine getirmek için getirilen insanlar. Bildiğimiz devlet memurlar. Marmaris'te yangın çıkmış, demeç veriyorsunuz, 'Sayın cumhurbaşkanımızın talimatıyla yangınları söndürmeye başladık! Talimatla yangın mı söndürülür? Şimdi ortada bakan yok. Atamayla gelen kişiler bütçeyi sunuyorlar.
Türkiye bu kadar derin bir ekonomik buhran yaşamamıştı. İlk kez 84 milyon insan bir avuç insan için çalışıyor. Demokrasi tarihimizde Türk lirasının bu kadar pul edildiği bir dönemi yaşamadık. Merkez Bankası görevlerinden uzaklaştı, müdahale edildi, başkanlar sık sık değiştirildi, itibarının yerle bir edildiğini gördüm. Naci Ağbal'ın neden görevden alındığını açıklaması lazım. TCMB'ye itibar kazandırmak benim görevimdir. Fiyat istikrarı ve Türk lirasından sorumludur. Merkez Bankası'na talimat verebilirsiniz. Ama nasıl ineceğine kendi araçlarıyla müdahale ederler. 128 milyar doları iradesi dışında başkası satsın diyorsunuz. TÜİK'e neden gittim. Çünkü emekli, memur ve çalışanın alacağı maaşlar enflasyon üzerinden belirleniyor. Enflasyon yüzde 50 60'ı bulmuş. Enflasyonu nasıl hesapladınız?, diye soracaktık. siz de vicdan yok mu? Bunlarla emeli aylığı, asgari ücreti bağlayacaklar. Verdiğiniz rakam doğru değil. Soramadık. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. İnsan hata yapabilir, hatasından erdemle döner, bunu anlayabilirim. Ama bile bile işçinin, emeklinin, memurun hakkıyla uğraşırsanız ben ona isyan ederim.
“Merkez Bankasının başında liyakatli kişilerin olması gerekir”
Merkez Bankasının bağımsız olması gerektiğini söyledim. Sayın başkan karşıladı. Merkez Bankası Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasıdır. Önemlidir. Fiyat istikrarından sorumludur. Sıcak siyaset müdahale etmemelidir. Müdahale durumunda güven kaybolur. Görevimiz itibarını sağlamaktır. Merkez Bankasının başında liyakatli kişilerin olması gerekir. Merkez Bankasının M'sini dahi bilmeyen bir insanı başına getiriyorsunuz. İşi en iyi yapana teslim edeceksiniz. Kapısından içeri girmemiş insanı başkan yapıyorsunuz. İradesi var mı? İrade sıfır. Dünyada hangi devlet bir kişinin iki dudağından çıkacak söze teslim edilmiştir. Hazine ve Maliye Bakanlarının bütçe çıkarken ağırlığını görürdük. Şimdi neredeler? Yok ki öyle bir bakanlık fiilen. Bütçeyi kamu hesaplarını kendisi yapmıyor. Bakan oturuyor orada, konuşmuyor. Yöneten kişi Merkez Bankasını bilmiyor. Kasada 128 milyar dolar para var. Bunu çıkarıp bir protokolle damadınıza veriyorsunuz. Paranın nereye gittiğini bilmiyoruz. Fakir fukaranın ahı yerde mi kalacak? Ben bunların hakkını savunmayacak mıyım?
Memleketi bu hale kim getirdi? 20 yıldır. Yeni iktidar olsalar, yeni bir model getirdik diyecekler. Parayı pul ettiler. Bay Kemal denilince kızmıyorum. Devleti yönetme erkini kaybetmişler. Bu millet bu iktidara artık güvenmiyor. Güvense parasını dolar olarak tutmaz zaten.
“128 milyar doları satarken ahlak mı vardı?”
"TL alıp dolara yatıranlar ahlaksızdır" demişler. 128 milyar doları satarken ahlak mı vardı? Devlet içinde öyle bir noktaya geldik ki. Seçime kadar ne götürsek kardır. O noktaya geldik şu anda. Onların bürokratları, yöneticileri de öyle diyor. Tam bir soygun düzeni var şu anda.
2021 bu yılın başında net 2 bin 825 liraydı asgari ücret. O büyük kalkınma hamleleri onların olsun. İşçiye bugün 384 doları teslim edin. Şimdi bu parayı verirlerse bu yılın kayıpları önemli ölçüde telafi edilecek. 5 bin 376 TL işçiye vermek zorundalar. Aksi takdirde iktidarın eli işçinin cebinde. Sanayicinin korunması lazım. Asgari ücretin gelir vergisinden muaf olması lazım. Bu piyasanın canlanması için de çok önemli. Yoksa insanları açlığa mahkum edeceksiniz. 31 Aralık'ta dolar kuru neyse 384 dolar ile çarpıp tam karşılığını vereceksiniz.
“SGK batsaydı öyle bir kurum olmazdı”
SGK batsa öyle bir kurum olmaz değil mi? Açık veriyordu SGK. İşin garibi şimdi daha çok açık veriyor. Ben açıkça senin istediğin televizyonda tartışalım, SGK'yı kim batırdı? dedim. Gelir mi gelemez. Boğazdan aşağı haram lokma inmemişse konuşmayacaksınız. Normalde daha prim yatırılırsa daha yüksek maaş almanız lazım değil mi? Öyle bir düzenleme yaptılar ki ne kadar çok yatırırsan o kadar az maaş alıyorsun. O yüzden EYT'li sayısı artıyor. EYT'lilerin hakkını verdirmek zorundayız. Ona rağmen olağanüstü büyük açıklar var. Çıkıp söylüyor mu? Neden açık olduğunu söylesin. Dünyanın her yerinde SGK açık verir. Çünkü tek gelir kaynağı primdir.
Türkiye'nin ayağa kalkması için dört aşama uygulanmalı. Demokrasi olacak, can ve mal güvenliği olacak. Para çıkışları var kaçak. Bizim iş dünyasının. Kazandığı parayı yurt dışına götürüyor. Çünkü siyasi iktidara güvenmiyor. Mevcut iktidarla iş birliği içinde olanların çoğunun mal varlığı İngiltere'de. Önce güven vermeniz lazım. Üreteceksiniz. Türkiye bir gıda kriziyle karşı karşıya kalacak. gübre zammından sonra tarlalar ekilecek mi? Buğday ithal edecek ülke bulunmayacak. Paramız var dışarıdan alıyorum derseniz onlar da benim halkım var, derse ne yapacaksınız? Yarın sabah ne olacağını bilmiyorlar. Sanayici de bilmiyor. Üçüncü ayak güçlü bir sosyal devlet inşa edeceksiniz. Dördüncüsü de sürdürülebilirliktir.
Bir numaralı sorunumuz var olan sistem. Devleti bir kişinin iki dudağına teslim edemezsiniz. Bir kişi her şeyi bilmez. Gelişmişliğin yeni tanımı küçük ayrıntılarda iş bölümüne giden ülke gelişmiş ülkedir. Her alan ayrışıyor. Siz bunları bir tarafa atıp bir kişiye ülkeyi teslim ediyorsunuz. Siz binlerce atamanın altına 'ben imza atacağım' dediğiniz zaman sistem çöker.
“Dolar’la ne yapıldıysa hepsini kamulaştıracağız”
Yatırımların hepsini millileştireceğim. Kim milliyetçi, kim vatansever sormak lazım. 84 milyonun hakkını koruyalım. Konuşurken hangi el hareketini yapacağım, demezsiniz. Yatırımların millileştirilmesi uluslararası hukuka aykırı değil. Hiçbir mahkeme istismarı ihmal etmez. Bu konudaki çalışmalarımızı yaptık. Avrasya Tüneli, Havalimanı, Boğaz Köprüsü... Dolar ile ne yapıldıysa hepsini kamulaştıracağız.
“Aday olurum”
İttifak kabul ederse Cumhurbaşkanı adayı olmamda bir sorun yok. İttifak liderleri bu konu hakkında hiç konuşmadık. Eğer ki ittifak kabul ederse Cumhurbaşkanı adayı olmaktan gurur duyarım. Bir araya gelip oturup karar vermemiz lazım. Biz demokrasiyi savunuyoruz. Karşı tarafta otoriter sistem var.
İttifakın kendi içindeki özel görüşmeleri kamuoyu ile paylaşmak kolay değil. Akşener, Başbakanlığa yakışır. Deneyimi vardır. Bakanlık da yapmıştır. Yetkilerin bir kişide toplanması asla ve asla doğru değildir. Evde eşimizle, çocuklarımızla bir karar alırken konuşuruz. Köyde muhtar ve ihtiyar meclisi var. Biz koskoca devleti bir kişiye teslim ettik. Temel ve köklü bir krizimiz var aslında. Devletin bütün kurumlarda ciddi çürümeler. Parlamenter sistemin güçlenmesi lazım. Şu anda milletvekilleri ne yapıyor? Bir soru önergesi veriyorsunuz, Bakan soru sordunuz diye sizi mahkemeye veriyor veya hiç cevap vermiyor. Meclis Başkanı da yukarıdan talimat gelmeden konuşmam diyor. Hangi milli iradeden bahsediyoruz? İradesi ipotek altında vesayet altında olan bir parlamento. Bütün yetkileri olduğu gibi devrettik. Biz geldiğimizde bu yetkileri devredeceğiz. Demokratik yetkilere saygınız varsa parlamentoya yetkileri teslim edersiniz. Yetkilerinizi demokrasi çerçevesinde kullanacaksınız. Atama yapmanız gerektiğinde yapacaksınız ancak işi ehline teslim edeceksiniz. Kamuoyu da bilecek ki, 'bu kişi bu işi yapar' diyecek. Bu işi en iyi kim yapıyorsa işi ona teslim edeceksiniz. İttifakı oluşturacak olan siyasi partilerin bir araya gelmesi lazım. Gelen kişi güveneceğiniz bir insan olacak. Ne güzel Cumhurbaşkanı olmuşken güçlendirilmiş parlamenter sistem nereden çıktı, demeyecek. Vatandaş belediye başkanlarının aday olmasını talep edebilir, bu siyasi bir karardır. İttifak buna karar vermeli. İsteğimiz güven içinde seçim olması, parlamenter sistemin gelmesi. Akşener'le Cumhurbaşkanlığı adaylığını hiç konuşmadık.
“Başörtülü kızlarla helalleşmek isteriz”
En çok başörtülü kızlarla helalleşmek isteriz. En sıcak olaydır. Düzgün ahlaklı insanlarla helalleşmek isterim. Kusurları iyi niyetle uyaran kişilerle helalleşmek isterim. Benim hatamı bana söyleyen kişilerle helalleşmek isterim. Başörtülü kızlar okullara alınmadığı zaman itiraz etmedik. Ben YÖK Başkanıyla konuşup başörtülü kızların okullara alınması için konuştum.”