Kobani davasında 'Gültan Kışanak' kararı

Kobani Davası’ndan tutuklu bulunan ve yasal tutukluluk süresi dolmasına rağmen 75 gündür bırakılmayan Gültan Kışanak‘ın avukatının tahliye talebi, “Tutuklu kalmasında kamu yararı var” denilerek reddedildi.

Kobani davasında 'Gültan Kışanak' kararı

Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları ve merkez yürütme kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobani Davası devam ediyor.

Ankara 22'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya Sebahat Tuncel katılırken, Gültan Kışanak ile Selahattin Demirtaş, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.

DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan da duruşmayı takip etti.

Eski Diyarbakır Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ın avukatı Cihan Aydın, müvekkilinin görev yaptığı süre boyunca yaptığı konuşmaların mahkemeye getirilerek hangi eyleminin suç teşkil ettiğinin belirlenmesi gerektiğini söyledi.

Aydın, müvekkiline isnat edilen suçların herhangi bir delille desteklenmediğini aktardı. Müvekkilinin 75 gündür kanunsuz bir şekilde cezaevinde tutulduğunu belirten Aydın, 20 farklı konu ile müvekkilinin tutukluluğuna da itiraz ederek, tahliye talebinin değerlendirilmesini talep etti.

Aydın ayrıca, mahkeme başkanı ve üyelerine yönelik reddi hakim talebinde bulundu.

Bu talebe savcı “Tutuklu kalmasında kamu yararı vardır” cevabını verdi.

Mahkeme başkanı ise “Tutukluluk sürecine ilişkin üst mahkemede itiraz süreci devam ettiğinden, bu aşamada karar verilemeyeceğine” karar verdi.

Avukatı Aydın, heyetin bağımsız ve tarafsız olmadığını belirterek heyetin reddini istedi.

Mahkeme heyeti, Kışanak'ın reddi hakim talebini, “duruşmayı uzatmak amacıyla” yapıldığı gerekçesiyle reddetti.

Gültan Kışanak: Siz kimsiniz ki beni yargılıyorsunuz?

Mahkemede beyanlarına başlayan Gültan Kışanak, usule değil esasa ilişkin savunma yapacağını belirtti.

Savunma başlıklarının birincisinin Kürt sorunu, ikincisinin kadınların özgürlük sorunu, üçüncüsünün ise demokratik siyaseti ortadan kaldırma üzerine olduğunu ifade eden Kışanak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Demokratik siyaset ve demokratik hukuk devleti nedir, ne değildir? Toplumsal vatandaşlar olarak ne istiyoruz? Kadınlar olarak derdimiz nedir? İşte ben tüm bunları anlatacaktım. Her eve ateş düşüren Kürt sorunu nedir, nasıl çözülür anlatacaktım. Ama siz öyle pervasızsınız ki sadece birkaç konuda hukuksuzluğa ilişkin değerlendirme yapacağım. Yasama dokunulmazlığımı yok saydınız. Bunların hiçbiri ile ilgili Meclis’e gönderilmiş fezleke yok. Meclis’e gönderilen fezlekenin tamamı milletvekilliğim bitince hazırlanan üç beş sayfalık iddianame. Siz de çok iyi biliyorsunuz; 'sonradan araştıracağız' demeniz bile adil bir yargılanma yapılmayacağının itirafıdır. Sonradan araştıracağız ne demek? Benim fezlekelerimin ne olduğunu nasıl bilmiyorsunuz. Benimle ilgili iddiaların yüzde 90’ı örgüt yöneticiliği iddiası üzerine Meclis’e gönderilen fezlekeler değildir, hakkımdaki iddiaların tamamı polis fezlekesidir.

10 yıldır yargı karşısındayım. 2014’te yargı karşısına çıktım, sene 2024. Karşısına çıkmadığım heyet kalmadı. Sonra diyorsunuz ki sonra araştıracağız. Siz o fezlekelerin olmadığını çok iyi biliyorsunuz. Benim savunamayacak tek bir faaliyetim yok. Allah’a şükür halkıma karşı vicdanım rahat. Kimseyi şiddete teşvik etmemiş, her zaman barış için mücadele eden bir kadınım. Siz kimsiniz beni yargılıyorsunuz? Çözüm Sürecinde Meclis’te yapılan özel oturumda konuşmuşum, bütçe görüşmelerinde, 23 Nisan’da konuşmuşum. Daha geçen sene bu mahkeme huzurunda savunma yaparken bunları dile getirdim. Meclis’te yaptığım konuşmalar, araştırma önergeleri, tekliflerin tek biri yok dosyada. Ama geriye dönüp, ‘Gültan Kışanak özyönetim, anadilde eğitim, özerklik demiş o zaman yönetici’ diyebiliyorsunuz. Kürtlerin üzerindeki yasakları, bunlara karşı çözümleri konuşmuş bir kadınım, bunları biliyorsunuz. Sonradan neyi araştıracaksınız? Bile bile bu hukuksuzluğu yapıyorsunuz. Bile bile yaptığınız bu hukuksuzluğu savcılığınız mütalaada itiraf etmiş. Beni ANF’den çıkan 8 haberden mi müebbetle yargılıyorsunuz? Beni neyden yargılıyorsunuz?”

“Yaptığınız hukuksuzlukları biliyorsunuz”

“Malatya’daki dosyamı neden bununla birleştirdiniz? Kumpas kurdunuz, bilmediğiniz bir şey yok” diyen Kışanak, beyanlarını şöyle sürdürdü:

“Polis tutanakları aksi ispatlanmadığı sürece delil niteliğinde diyor. Aksini kim ispatlayacak, ben mi ispatlayacağım? 7 yıldır siyasi rehine olarak cezaevinde tutulan bir kadın mı ispatlayacak? Bunun adı ithamdır, bu hukuk devletindeki gibi bir suç isnadı değildir. Hayatımızı dökmüşsünüz ortaya, yalan ve iftira eklemişsiniz, sonra gel suçsuzluğunuzu ispatla diyorsunuz. Avukatlarımız taleplerini sıralayınca da geriye dönüp bakacağız diyorsunuz? Niye orada oturuyorsunuz madem hukuk uygulamayacaksanız? Diyarbakır Newroz’unda yaptığım konuşmanın CD’si yok, polisin tuttuğu iki uyduruk cümle var ve buna da hukuki delil diyorsunuz. Ben de kalkıp savunma yapacağım. Neyin adil savunması, neyine inanacağım! En uzun tutukluluk süresi 7 yıldır. Beni bu kumpasa bile bile dahil ettiniz. 3 yıldır yargılama yapıyorsunuz. Beni ne zaman şüpheli olarak bu davaya dahil ettiniz? Bu soruya dahi cevap veremiyorsunuz. 2014’ten 2024’te kadar dokunulmazlığım yoktu, neden beni çağırmadınız da ifademi almadınız? Bunun cevabını bal gibi biliyorsunuz. AKP ve MHP’nin ortaklaşa yaptığı bu kara rejimi hukuk kılıfına uydurmak için uğraşıyorsunuz. Göreviniz bu. Bilmediğiniz bir şey yok. Yaptığınız hukuksuzlukları biliyorsunuz, bile bile yapmaya devam ediyorsunuz. Sizi ve bu talimatları teşhir etmek için bu konuşmaları yapıyoruz ve sizi reddediyoruz.”

Heyet bir kez daha reddi hakim talebini reddederek duruşmayı öğleden sonraya erteledi.