Kürtçe ıslık çalan öğrencileri darp eden polislere takipsizlik
Kürtçe ıslık çaldıkları için 27,5 yıla kadar cezayla yargılanan üniversite öğrencilerini darp eden polisler hakkında yapılan suç duyurusuna ‘takipsizlik’ kararı verildi. Kararda, darp izi kabul edilse de bunların polis tarafından yapıldığının tespit edilemediği ileri sürüldü.
Kürtçe ıslık çaldıkları için 27,5 yıla kadar cezayla yargılanan üniversite öğrencilerini darp eden polisler hakkında yapılan suç duyurusuna ‘takipsizlik’ kararı verildi. Kararda, darp izi kabul edilse de bunların polis tarafından yapıldığının tespit edilemediği ileri sürüldü.
Dicle Üniversitesi (DÜ) kampüsünde 20 Mart 2017 tarihinde Kürtçe ıslık çaldıkları gerekçesiyle darp edilerek gözaltına alınan öğrenciler Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde 27,5 yıla kadar hapisle yargılanırken, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, öğrencileri darp eden polisler hakkında “Kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar verdiği bildirildi. Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre; Kürtçe ıslık çalınmasından başlayan ve 10 öğrenci hakkında dava açılmasıyla başlayan dosyada bulunan öğrenciler, polis tarafından darp edildikleri ve hakarete maruz kaldıkları gerekçesiyle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusuyla ilgili soruşturmayı tamamlayan Başsavcılık, polislerin yetkilerini ‘orantılı’ bir şekilde kullandıklarını iddia ederek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
“Darp izi var ama...”
Başsavcılık kararda ayrıca öğrencilerin polislere karşı fiziki mukavemette bulunduğunu ve polislerin görevlerini yapmasına engel olduklarını ileri sürdü. Dosyada müşteki sanık sıfatıyla yer alan Ahmet Temur’un suç duyurusu dilekçesine verilen cevapta, Temur’un vücudunda oluşan morlukların adli raporla uyumlu olduğu belirtildi, ancak buna rağmen takipsizlik kararı verildi. Savcının verdiği kararda şu ifadelere yer verildi: “Cumhuriyet Başsavcılığımızın talimatı üzerine gözaltına alma eylemleri sırasında oluştuğu anlaşılan, müştekinin adli raporu ile uyumlu darp izlerinin bulanmasının, müştekinin iddia ettiği şekilde görevli polis memurlarınca müştekiye karşı yaralama ve işkence suçlarının işlendiğine dair yeterli delile bağlı yeterli şüphe oluşturmayacağına kanaat getirilmiş olmakla...”