Mahkemeden Ahmet Türk kararı
İçişleri Bakanlığı’nın Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanmasına gerekçe olarak sunduğu “görevi kötüye kullanma” ve “ihalelere fesat karıştırma” iddiaları hakkında savcılık takipsizlik kararı verdi. Kararın gerekçesinde Ahmet Türk ve MARSU yöneticilerinin kanuna uygun hareket ettiği belirtildi.
İçişleri Bakanlığı’nın Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanmasına gerekçe olarak sunduğu “görevi kötüye kullanma” ve “ihalelere fesat karıştırma” iddiaları hakkında savcılık takipsizlik kararı verdi. Kararın gerekçesinde Ahmet Türk ve MARSU yöneticilerinin kanuna uygun hareket ettiği belirtildi.
İçişleri Bakanlığı'na bağlı mülki müfettişler, 12 Aralık 2015 tarihinde, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yönetiminde bulunan Mardin Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Mardin Su ve Kanalizasyon İdaresi (MARSU) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Türk ve 20 yöneticisi hakkında bazı ihalelerde usulsüzlük yaptıkları iddiasıyla inceleme başlattı. Müfettişler, yaptıkları incelemeler sonrası MARSU’nun 2015 yılında "pazarlık" usulüyle gerçekleştirdiği, “Şebeke inşaatı yapım işi”, “Kanalizasyon bakım onarım hizmet personeli alım işi”, “Hat bakım onarım, hizmet personeli alım işi”, “Bakım onarım ve yapım hizmet personeli alım işi” ve “Sayaç kontrol okuma ve abone kontrol alım işi” ihalelerinde usulsüzlük olduğunu ileri sürdü.
Soruşturma devam ederken kayyum atandı
Müfettişler, usulsüzlük iddiasını ise, “açık ihale ile yapılması gereken ihalelerin pazarlık usulü ile yapıldığını, Kamu İhale Kanunu'nun 5’inci Maddesi'ne aykırılık oluştuğunu”na dayandırarak, konuyu Bakanlığa bildirdi. Bakanlık ise, Türk ve 20 kişi hakkında “Görevi kötüye kullanma” ve “İhalelere fesat karıştırma” iddiasıyla suç duyurusunda bulunarak, soruşturma izni verdi.
Söz konusu soruşturma devam ederken, İçişleri Bakanlığı 2016 yılında belediyeye kayyum atandı. Müfettişler tarafından bildirilen iddialar da kayyum atamaya yapılan gerekçeler arasında gösterildi.
Kanun gereklerini yerine getirdiler
Öte yandan, Türk ve beraberindekiler soruşturmanın durdurulması üzerine Danıştay 1’inci Dairesi'ne başvurdu. Danıştay, soruşturma izni verilen bazı işlemler üzerinde alınan kararları kaldırırken, bir kısım işlem hakkında yapılan itirazları ise reddetti. Danıştay, sonrasında dosyayı Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Dosyayı Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderen Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı ise, ihale konusunda uzman bilirkişiler tarafından rapor hazırlanmasını talep etti. Rapor hazırlayan bilirkişiler, Türk ve beraberindekilerin işlemleri için, “Bu ihalenin gecikmeli yapılmasında salgın hastalık riski vardır. Gecikme kusurunun olağanüstü bir durum afet, salgın hastalık, hali gerekçesi ile ihale usulü değiştirilerek yapılmıştır. Soruşturma dosyasına konu görevlilerin, görevlerini kanun gereklerine uygun olarak yerine getirdikleri, Kamu İhale Kanunu temel ilkelerine aykırı işlem bulunamadığından kamu zararı meydana gelmediği görüş ve kanaatine varılmıştır” dedi.
Bunun üzerine savcılık, Türk ve beraberindekilerin savunmasının alınmasının dosyaya yarar sağlamayacağı kanaatine vardı. Savcılık, “Şüphelilerin üzerine atılı görevi kötüye kullanma ve ihaleye fesat karıştırmak suçları bakımından suç yokluğu nedeniyle ayrı ayrı kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına” kararı verdi.
Bizi suçlayanlar kayyumu soruştursun
Verilen kararın ardından gözler Mardin Büyükşehir Belediyesi’nde kayyum döneminde yapılan ihalelere çevrildi. Kayyum döneminde, 600 milyon TL’nin üzerinde borçlandırılan MARSU’da yapılan yüzlerce ihalenin birkaçı dışında tamamı “pazarlık” usulüyle yapıldı. Kimi ihalelere fesat karıştırıldığı belgeleriyle ortaya çıkarken, yine birçok ihalenin de değerinin çok üstünde aynı firmalara verildiği tespit edildi.
Savcılığın kararını değerlendiren MARSU’nun eski yöneticileri, Bakanlığı kayyum döneminde yapılan usulsüz işlemlere karşı yasal süreci başlatmaya davet etti. Eski MARSU yöneticileri, savcılığın kararıyla birlikte aklandıklarını dile getirerek, “Bugüne kadar hakkımızda ortaya atılan tek bir iddia bile doğru çıkmadı. Ama buna rağmen görevlerimizden alındık, belediyeye kayyum atanmasına da bu tür asılsız suçlamalar gerekçe yapıldı. Şu an kayyum döneminde yapılan tek bir ihalede bile bizimle ilgili iddiaların yüz katına ulaşmak mümkün. Her şey ortada. Gerçekten kamu zararının önüne geçilmek istiyorlarsa, bizi suçlayanlar kayyum hakkında yasal işlem başlatırlar” diye konuştu.