Mısır ordusuna Libya’da savaş yetkisi verildi: Türkiye Mısır’la bir savaşı göze alır mı?
Zira ABD’nin sağladığı aynı özgüvenle savaşı tırmandıran AKP’nin İdlib hezimeti çok eski değil. Ama görülen şu ki, AKP yine de bu savaş gerilimini yükseltmeye devam edecektir.
Libya’da sular bir türlü durulmadı, fakat son zamanlarda büyük bir cephe savaşına hazırlık olarak değerlendirilebilecek türden gelişmeler yaşanıyor. Temsilciler Meclisi Başkanı Akila Salih, Tobruk hükümetinin Libya halkının can ve mal güvenliğini sağlaması için Mısır ordusuna yetki verdiğini açıkladı. Bunun, Türkiye’nin “Hafter, Sirte ve Cufra’dan çekilmezse, askeri seçeneğin kaçınılmaz olduğu” yönünde tehditlerine karşı bir gereklilik olduğunu da söyledi. Libya el-Ahrar gibi UMH yanlısı kaynaklar da sürekli olarak “Sirte ve Cufra’da askeri çözümün kaçınılmaz” olduğunu ve Türkiye’nin bu konudaki “kararlılığını”, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “UMH’nin Hafter milislerine karşı savaşa devam etmesini destekleyecekleri” yönündeki sözlerini tekrarlayarak yazıyorlar. Tobruk Meclisi başkanı Akila Salih de Türkiye’nin bu savaş tehditlerine karşı Mısır ordusuna yetki verdiklerini söyledi. Temsilciler Meclisi kararındaki bu yetki, “Türkiye’ye karşı savaş yetkisi” olarak yorumlanıyor. Hatta Türkiye’nin bu yönde planları olduğunu bildikleri yönünde demeçler de var. Neden hep “Türkiye’nin savaşı” olarak söz ediliyor. Çünkü Temsilciler Meclisine göre Serrac hükümeti Türkiye'ye danışmadan karar alamamaktadır ve bu yüzünden bütün barışçıl çözüm çabalarını engellemektedir.
Bu kanaatin bir alt yapısı var aslında. Tarhuna kentini UMH güçleri ele geçirdiklerinde, esir alınan Mısırlı işçilere kötü muamele yapıldığını yansıtan videolar ortaya çıkmıştı. Olayın özü şudur: Tarhuna’da 200 Mısırlı işçi UMH’ye bağlı milisler tarafında esir alındılar. Milisler bu işçileri tek ayak üzerinde durdurarak, onlara Mısır Lideri Sisi ile Libya Ulusal Ordusu lideri Hafter’e küfür etmeleri için baskı uygulandı. Tek ayak üstünde durdurulan bu işçiler, milislerin baskısıyla kendilerinden istendiği şekilde Sisi ve Hafter’e küfür ediyorlar. Bu görüntülerin bizzat UMH milisleri tarafında adeta bir zafer sarhoşluğuyla yayımlanması, ciddi bir krize neden oldu ve Mısır’ın şiddetli tepkisiyle karşılandı. O zamanlar bu gerilimli atmosferi yumuşatmak için UMH bir adım attı. İçişleri Bakanı Fethi Başaga, Mısırlı işçilere yapılan bu kötü muamele için bir soruşturma başlattıkların açıkladı. Bu adım, UMH’nin Mısır ile gerilimli bir ilişki yaşamaktan çekindiği yönünde yorumlandı. Fakat daha sonra denildi ki, bu işkence krizi çözülmek üzereyken, Türkiye’nin müdahalesi ve direktifleri sonucunda çözülemedi ve öylece ortada kaldı. O yüzden Libya basınında, “UMH’nin Türkiye’ye danışmadan bir adım dahi atamadığı ve bu yüzden barışçıl müzakere sürecinin sürekli tıkandığı” ifade ediliyor. Mısır’la gerilim bugünkü seviyeye bu şekilde gelmiş oldu ve şimdi Mısır ordusu “Türkiye’nin savaş tehditlerine karşı” teyakkuzda, üstelik Tobruk Temsilciler Meclisinden askeri müdahalede bulunma yetkisi almış durumda… Peki Türkiye, karşısında Mısır ordusunu bulacağını bile bile böyle bir savaşa girer mi? Buna geçmeden önce, işin bu noktaya nasıl geldiğini anlamak için son bir hafta içindeki yoğun Libya trafiğine bakmak gerekir.