Neçirvan Barzani: Kürdistan farklı etnik, dini ve bileşenleriyle güzeldir
Başkan Neçirvan Barzani, Kürdistan Bölgesi'nde sağlanan özgürlüğün tüm millet, din ve toplulukların yeniden dirilişini beraberinde getirdiğini belirterek, “Bu birliktelik Kürdistan'ı bizim için ve dünya için güzelleştirdi. Birlikte yaşamı güçlendirmeyi bırakmayacağız ve daha da geliştireceğiz” dedi.
Başkent Erbil'de yeni Doğu Süryanilerin Patrikhanesi, Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani’nin katıldığı bir törenle açıldı. Törene Kürdistan Bölgesi İçişleri Bakanı Reber Ahmed, Vakıflar ve Diyanet İşleri Bakanı Piştivan Sadık, Etnik ve Dini Oluşumlardan Sorumlu Bakan Aydın Maruf, Irak ve Dünyada Doğu Süryani Kilisesi Patriği III. Mar Awa Royel ve Süryani din adamları katıldı.
Aynkawa semtinde bir caminin karşısına inşa edilen patrikhane Kürdistan Bölgesi'nde bir arada yaşama kültürünü sembolize ediyor.
Törende bir konuşma yapan Başkan Neçirvan Barzani, katedralin açılığı nedeniyle Kürdistan Bölgesi, Irak ve dünyadaki tüm Doğu Süryani Kilisesi cemaatini kutladı.
Süryani Kilisesi’nin merkezi 1933’te Ortadoğu’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne taşınmış, 2006 yılında Erbil’de inşa edilen yeni patrikhanenin ardından merkez yeniden Kürdistan Bölgesi’ne taşınmıştı
Doğu Süryani Patrikhanesi’nin merkezini ABD’den Erbil'e taşımaya karar veren eski patrik IV. Mar Dankha’yı anan Barzani, “Bu çok cesur bir karardı. Kürdistan'a büyük bir destekti. Hıristiyanların burada ülkelerinde kalmaları ve göç etmemeleri için bir güven oluşturdu. 2014'te IŞİD, Kürdistan ve genel olarak Irak ile Suriye'nin bir bölümünü işgal ettiğinde, çok sayıda Hristiyan Kürdistan Bölgesi'ne sığındı” dedi.
“Kürdistan çok farklı etnik, dini ve bileşenleriyle güzeldir”
Bu katedralin Kürdistan Bölgesi ve Irak'ta inanç ve birlikte yaşam duygusunu pekiştirecek yeni bir merkez olacağına inandığını kaydeden Barzani, “Kürdistan çok farklı etnik, dini ve bileşenleriyle güzeldir. Hristiyanlar, Kürdistan'ın bir arada yaşama kültürünü güzel ve önemli bir parçasıdır” diye konuştu.
Barzani sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kürdistan'da barış içinde bir arada yaşama, hiçbir rejim ve gücün oyunlarıyla yok edemediği güçlü bir kültür haline geldi. Bir arada yaşama, milliyeti ve dini ne olursa olsun tüm Kürdistanlıların inancının derin bir ilkesidir. Kürdistan'daki bu birliktelik o kadar derin ve güçlü ki hepimiz için büyük bir güç haline geldi ve dünyanın saygısını kazandı.
ABD Başkanı Barack Obama'nın 7 Ağustos 2014 gecesi yaptığı tarihi konuşmasında Erbil'in kendileri için kırmızı bir çizgi olduğunu söylediğini hepimiz hatırlıyoruz. Erbil'e ve Kürdistan Bölgesi'ne sahip çıkma ihtiyacını dile getirmesinin sebeplerden biri de bölgede çok başarılı ve güçlü bir birlikteliğin tesis edilmiş olmasıydı.
“Birlikte yaşamı daha da geliştireceğiz”
1991’deki ayaklanmadan sonra Kürdistan Parlamentosu kurulduğunda, Kürdistan Bölgesi Hükümeti ve parlamentosunda Hristiyan ve Türkmen temsilcilerin bulunması kararı temel kararlarımızdan biriydi ki bu bizim için gurur verici bir durumdur. O zaman da bugün de Kürtçe ile birlikte Süryanice ve Türkmen dillerine önem verilmiştir. Bu bölgede Hristiyan ve Türkmen çocuklar kendi dillerinde eğitim görmeye başlamıştır.
Kürdistan Bölgesi'nde sağlanan özgürlük, Kürdistan'daki tüm millet, din ve toplulukların yeniden dirilişini beraberinde getirmiştir. Bu birliktelik Kürdistan'ı bizim için ve dünya için güzelleştirdi. Birlikte yaşamı güçlendirmeyi bırakmayacağız ve daha da geliştireceğiz.”
“Mezopotamya gerçekten de milletlerin güzel bahçesiydi”
Tarihte adı “Mezopotamya” olarak adlandırılan bu bölgenin yaşamın, insanlığın ve uygarlığın geliştiği önemli bir merkez olduğunu vurgulayan Neçirvan Barzani, tarih boyunca çeşitli etnik grupların birlikte barış içinde yaşadığını söyledi.
Barzani, “Mezopotamya gerçekten de milletlerin güzel bahçesiydi. Ancak ne yazık ki dış saldırılar nedeniyle bölgede çok büyük soykırımlar yaşandı geldi. Buna rağmen Kürdistan'da çok etnisiteli ve çok inançlı yapı ayakta kaldı çünkü milletler ve dinler birbirini korumak için kalkan oldu” dedi.
Kürdistan'da birlikte yaşam kültürünün eski tarihlere dayandığını ve birçok aşamada bazı tarihi liderler tarafından korunduğunu kaydeden Barzani, Başkan Mesud Barzani'nin kitabında, geçen yüzyılın başında Seyyid Abdulselam Barzani, Mar Benyamin Şamon ve Andrianik Paşa’dan örnek olarak bahsettiğini belirtti.
Neçirvan Barzani, Abdulselam Barzani ile Mar Benyamin Şamon arasındaki mutabakat ve ortak mücadelenin Barzan, Eylül ve Mayıs devrimlerine yansıdığını ve bugüne kadar da devam etiğini anlattı.
Bu işbirliğinin 2003'ten sonra Irak'taki mezhep savaşı sırasında, El Kaide ve IŞİD saldırılarında bir kez daha yenilendiğini ifade eden Barzani, “Kürdistan Bölgesi, o zaman da şimdi de Hristiyanların ve Iraklı toplulukların korunduğu güvenli bir sığınak olmuştur” dedi.
Barzani, “Ne yazık ki 2004-2008 yılları arasında Irak'ın güney ve orta kentlerinde mezhep savaşı ve terör örgütü El Kaide'nin saldırılarının ardından 111 kilise saldırılara uğradı veya yerle bir edildi. Bin 315 Hristiyan sivil şehit edildi, yüzlerce Hristiyan kaçırıldı ve birkaç piskopos ve din adamı suikasta kurban gitti. Bir çok Hıristiyan çocuk okula giderken şehit oldu. Onlarca Hıristiyanın malına ve mülküne el konuldu” ifadelerini kullandı.
Ninova Ovası'ndaki Hristiyan köy ve kasabaların savunması ve kurtarılması için onlarca Peşmergenin hayatını feda ettiğini hatırlatan Barzani, El Kaide ve daha sonra IŞİD’in saldırıları sonucunda onbinlerce Hristiyan’ın Kürdistan Bölgesi'ne göç ettiğini belirtti.
Başkan Neçirvan Barzani, bugün 86 bin Hristiyanın yaşadığı Aynkawa’nın Orta Doğu'nun en büyük “Hristiyan şehri” olduğunu kaydetti.
Barzani, “Aynkawa, Kürdistan Bölgesi Hükümeti ve halkı tarafından her zaman özel bir saygıyla karşılanmıştır” dedi.
“Doğru yolu ve Allah'ın yolunu seçtik ve bu yüzden birlikte yaşama inanıyoruz”
Bir arada yaşam kültürünü güçlendirmek için din adamlarını teşvik eden Kürdistan Bölgesi hükümeti ve kurumlarına, Kürdistan İslam Alimleri Birliği'ne teşekkür eden Barzani, aynı şekilde zamanda provokatif ses veya eyleme izin vermeyen Hristiyan din adamlarına da şükranlarını sundu.
Barzani, “İlerleme ve başarı tek renkle olmaz. Çeşitlilik ve farklılık dünyanın ve insanlığın ilerlemesine katkıda bulunmuştur. Etnik, dini ve mezhepsel savaşlar birçok ülkeyi harap etmiş ve geriletmiştir. Ancak barış içinde bir arada yaşayan milletler, ülkelerini ve dünyayı teknolojik ilerleme ve medeniyetle ileriye götürmüştür. Ülkelerin kalkınmasına ve ulusların refahına giden yol açıkça barıştan, karşılıklı kabulden ve bir arada yaşamaktan geçer. Doğru yolu ve Allah'ın yolunu seçtik ve bu yüzden birlikte yaşama inanıyoruz” ifadelerini kullandı
“Allah bütün insanları tek millet ve tek dil olarak yaratabilirdi ama insanları birbirini tanımaya, yardımlaşmaya ve birlikte yaşamaya teşvik ederek çoğulculuğu insanlığın ilerleme mekanizması haline getirdi” diyen Barzani, “Bugün aynı yerde güzel kilisenin karşısında güzel bir cami görüyoruz. Bununla Kürdistan'da bir arada yaşama kültürü adına aydınlık bir gelecek olarak görüyorum” dedi.