Peşmerge Bakanlığı Habur ve Peşhabur sınır kapılarını teslim etmeyeceğiz
Peşmerge Bakan Yardımcısı Serbest Lezgin, peşmerge ile Iraklı güçler arasında resmi bir ateşkes olmadığını söyledi.
Peşmerge Bakan Yardımcısı Serbest Lezgin, peşmerge ile Iraklı güçler arasında resmi bir ateşkes olmadığını söyledi.
İbrahim Halil ve Peşhabur sınır kapılarının Irak’a devredilmesi talebi hakkında Lezgin, “Bağdat, İbrahim Halil ve Peşhabur sınır kapılarını teslim etmeyeceğimizi anladı” dedi.
Kürdistan Yurtseverler Birliği’ne (KYB) bağlı 70 Birlikleri’nde görevli bazı peşmergelerin, geri çekilme emrine uymadığını belirten Serbest Lezgin, Peşmerge Bakanlığı bünyesinde birleştirilen ortak tugayların düzenleneceğini ifade etti.
Irak’ın, Enbar tarafından peşmerge mevzilerine doğru güç yığınağı yaptığını belirten Lezgin, ABD’nin peşmergeye yardımlarının ise sürdüğünü kaydetti.
Serbest Lezgin, Rûdaw’ın sorularını yanıtladı:
Peşmerge ile Irak ordusu hangi konuları görüşüyor?
Görüşmeler yapıldı, Bağdat’ın cevabı bekleniyor. İbrahim Halil, Peşhabur ve Kürdistan Bölgesi kentlerinin güvenliğini doğrudan etkileyen diğer bazı stratejik bölgeleri teslim etmeyeceğimizi iyice anladı. Ancak Kürdistan Bölgesi ile Irak’ın ilgili bakanlıkları nezdinde siyasi görüşmelere ve koalisyonla ortak bir şekilde yönetmeye hazırız.
Ateşkes ne zamana kadar sürecek?
Resmi olarak hiçbir ateşkes yok. Onlar saldırmadığı sürece fiili ateşkes var. Çünkü peşmerge savaşa girişmiyor. Görüşmelerde bütün bölgeler için atşekes ilan edilmesini istedik ancak cevap alamadık.
Bu görüşmelerde ABD’nin tavrı nedir?
Amerikalılar görüşmelere gözlemci ve üçüncü taraf olarak katılıyor, anlaşmaya varmamızı istiyorlar. Onlar da Heşdi Şabi’nin bu bölgeleri ele geçirmesindeki tehlikenin farkına varmış durumda.
Barzani, yaptığı açıklamada ABD’nin tavrına şaşırdığını dile getirmişti. Görüşmelerde ABD’ye eleştiri ve şikayetlerinizi ilettiniz mi?
ABD, Heşdi Şabi’nin onların silahlarıyla saldırdığını kendi gözleriyle görüyor. Üstelik Heşdi Şabi bütün herkes için tehdit unsuruyken... Maalesef Irak ordusunun kontrolü şu an Heşdi Şabi’nin elinde. Bırakın Irak ordusunu, Haydar Abadi bile Heşdi Şabi’nin kontrolünde.
Ortak Operasyonlar Komutanlığı bir açıklama yaparak peşmergenin kendilerine oyun oynadığını ve mevzilerini güçlendirme gayretinde olduğunu öne sürdü. Bu doğru mu?
Bilakis onlar görüşmelerden faydalanarak Enbar’ın batısındaki Kaim, Rawe, Ane’deki operasyonları sonuçlandırıp Kürdistan savaşı için hazırlıklarını yaptılar. Onların amacı oydu, bu yüzden öyle bir açıklama yaptılar. Irak askeri heyetine, bu görüşmelerin siyasi görüşmelere evrilmesi gerektiğini ilettik. Ancak onlar verilen emri yerine getireceklerini ve siyasi sorunla ilgilerinin olmadığını söyledi.
Peşmergeye karşı çıkmayan Heşdi Şabi grupları hangileridir? Bunların dini mercileri ile Kürt-Şii ilişkilerinden faydalanıp savaşı ötelemek mümkün değil mi?
Onları kendi stratejisi var ve İran’ın etki alanındalar. İran İslam Devrimi’ni ihraç etmeye inanıyorlar. Irak, Suriye, Yemen, Bahreyn ve Lübnan’daki stratejileri açıktır. Bazı Heşdi Şabi grupları, Kürtlerin onların hizmetkarı olmasını istiyor. Bunu kabul edecek Kürtler olabilir ama biz KDP olarak asla kabul etmeyiz. İran, Türkiye ve Irak’ta kimsenin hizmetkarı olmayız. Ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, Saddam Hüseyin’in ordusu kadar olamazlar. Biz Saddam’ın önünde diz çökmedik, başkasına da diz çökmeyiz.
Kaim operasyonundan sonra Heşdi Şabi ve ordunun saldıracağını düşünüyor musunuz?
Dicle’nin batısına güç yığınağı yapmanın arkasında iyi niyet görünmüyor. Güney ve Batı Kürdistan’ı birbirinden ayırmak için saldırmaya karar vermiş, Türkiye’yle anlaşıp Peşhabur ve İbrahim Halil sınır kapılarını da güç kullanarak ele geçirmeye çalışırlarsa şüphesiz sert karşılık verip karşı koyacağız.
Batı Kürdistan’a (Suriye Kürdistanı) Peşhabur’dan askeri yardım gönderen ABD’nin tavrı nedir?
Batı ve Güney Kürdistan bağlantısını kesmek bize ölümcül bir darbe olur. Bu yüzden güç kullanarak bu bölgelere girilmesini kabul etmiyoruz. Şüphesiz ABD’nin askeri yardımları Kürdistan Bölgesi’nin onayı alınarak Peşhabur’dan Batı Kürdistan’a ulaştırıldı. Bağdat’a hiçbir şekilde ordu ve Heşdi Şabi’nin bu bölgelere girmesine izin vermeyeceğimizi net bir şekilde söyledik. Elbette onların da yanıtı olacak.
ABD yapımı iki Abrams tankının peşmerge tarafından imha edilmesinin güç dengesini değiştirdiği ve Irak’ın peşmergenin elindeki silahlardan korktuğu söyleniyor...
Irak ordusu, peşmergenin o iki gelişmiş tankı nasıl imha ettiğini araştırıyor. Bizim çok sayıda anti-tank ve diğer roketlerimiz var. Ancak silah, savaşta üstün gelmek için bir araçtır. Bizim için ise bu savaş savunma ve inanç savaşıdır.
16 Ekim olaylarından sonra ortak peşmerge tugaylarının dağıtılmasından söz edildi. Bu doğru mu?
Şimdiye kadar hiçbir tugay dağıtılmış değil ancak maalesef Kerkük olaylarından sonra geri çekilip görev yerlerini terk edenler, KYB’nin 70 Birlikleri’ne bağlı bazı güçlerdi. 80 Birlikleri ise yerlerindeler, başka bölgelerde görev aldılar. Şimdi, bu tugayları nasıl yeniden düzenleyeceğimizi düşünüyoruz. Tugayların dağıtılmasına dair herhangi bir karar söz konusu değil. Bununla birlikte 70 Birlikleri’ne bağlı bazı güçler mevzilerini terk etmedi. Yine Dubız’da çekilmeyeceğini, son dakikaya kadar savaşacaklarını bildiren güçler vardı. Başika’da bulunan 70 Birlikleri’ne bağlı güçler de görevlerine devam ediyor. Kosret Resul ve Şeyh Cafer Mustafa 70 Birlikleri’nin düzenlenmesi için çalışıyordu. Biz de iki tarafın ortak tugaylarının düzenlenmesini bekliyoruz.
ABD’nin, peşmergeye yardım etmek için şartı birlik olunmasıydı. Bu yardımlar sürüyor mu?
Evet, sürüyor.
16 Ekim’de görev yerlerini terk eden güçlerin yerini başka birliklerle doldurmak için bilginiz yok muydu?
Doğrusu önceden hazırlanmış bir programla ilgili bilgimiz yoktu. Sabah saat 04.00’te Kosret Bey ile Şeyh Cafer Bey’le görüştüm, durumu yakından takip ettiklerini söylediler. Şeyh Cafer’e sadece bir bölgeden taktiksel olarak çekilme yapıldığını, Kerkük’ün dört tarafına hendek kazılacağını söylemişler. Ama sonra ortaya çıktı ki bu güçler çekiliyor. 16 Ekim olayları için yapılan ön hazırlıkların bütün bölgelere etkisi oldu. Peşmergeye karşı yeni cepheler açılmıştı. Eğer savunma yapılsaydı bugünkü durum olmazdı. Mahmudiye ve Pırde’de savunmanın ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı.