Rusya: Füze ayrı, domates ayrı!
Türkiye, Washington’un yaptırım tehditleriyle büyüyen hassas füze krizine çözüm ararken Rusya’nın Ankara Büyükelçisi’nden tuhaf açıklama geldi. Türk ürünlerine ambargoyu işaret eden Yerhov ‘Füzelerle domatesleri ayrı tutmak gerek’ dedi. Küresel boyutu olan krizi, domates ihracatıyla bir tutan yaklaşım ‘Rusya Ankara’yı ciddiye almıyor’ değerlendirmelerine yol açtı.
Türkiye, Washington’un yaptırım tehditleriyle büyüyen hassas füze krizine çözüm ararken Rusya’nın Ankara Büyükelçisi’nden tuhaf açıklama geldi. Türk ürünlerine ambargoyu işaret eden Yerhov ‘Füzelerle domatesleri ayrı tutmak gerek’ dedi. Küresel boyutu olan krizi, domates ihracatıyla bir tutan yaklaşım ‘Rusya Ankara’yı ciddiye almıyor’ değerlendirmelerine yol açtı.
Türkiye ile ABD arasından en önemli kriz dosyası haline gelen Rus Hava Savunma Sistemleri S-400’lerin teslim sürecinde geri sayım yaşanırken Moskova cephesinden konuya dair ilginç bir yaklaşım geldi.
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, S-400 savunma sisteminin meyve-sebze sorunundan farklı olduğunu belirterek, “S-400’leri domateslerden ayrı tutmak gerekiyor; doğal olarak ikisinin de tabiatları farklı. Rusya Federasyonu’nun uyguladığı çok net karantina ve gıda güvenliği kuralları mevcut” dedi.
Bloomberg Businessweek Türkiye dergisine konuşan Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, Türkiye’ye uygulanan ‘domates yasağı konusunda’ şu değerlendirmeyi yaptı:
S-400’leri domateslerden ayrı tutmak gerekiyor; doğal olarak ikisinin de tabiatları farklı. Rusya Federasyonu’nun uyguladığı çok net karantina ve gıda güvenliği kuralları mevcut. Federal Tarım Ürünleri Denetleme Ajansı bunları çok iyi bir şekilde denetliyor. Geçmişte Türk üreticilerine yönelik gıda güvenliği ile ilgili ciddi şikayetlerimiz vardı. Bu nedenle birçok ürüne karantina normlarına uymadığı için giriş izni verilmiyordu. Bugün ilgili kurumlar karşılıklı olarak çok sıkı bir iş birliği içinde ve bu iş birliğinin sonucu olarak ciddi bir ilerleme sağlandı. Mesela bu yılın ilk beş ayında 133 parti ürün geri gönderilmiş. Geçen yılın aynı döneminde ise bu sayı 300’den fazlaydı. İyileşmeyi görüyoruz. Bu da gösteriyor ki Türkiye’deki üreticiler, ihracatçılar ve yetkili kurumlar bu konuyu ciddiye alıp çalışıyorlar. Doğru yolda olduğumuzu söyleyebilirim.”