Sancar'dan AİHM açıklaması: Tüm davalar derhal durdurulmalı!
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bugün HDP’li 40 milletvekilinin dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin verdiği ihlal kararına ilişkin “Dokunulmazlıklar kaldırıldıktan sonra açılan bütün davalar, derhal durdurulmalıdır. Bu davalardan tutuklu olan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır” dedi.
“Kobani davasında kumpas ellerinde kaldı”
Partisinin Meclis’teki grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulunan Sancar, Kobanê davası, HDP’ye yönelik kapatma davası, Kürtçe seçmeli dersler ve AİHM’in dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin verdiği ihlal kararına ilişkin şunları söyledi: “Dün duruşmadaydım, Kobani kumpas davası ellerinde kaldı. O kadar çöp iddianamelerle ve mizansen yargılamalarla ilerleyemeye çalışıyorlar ki ele güne rezil oldular. Tarih karşısında bu rezillikleri tescil edecek her çalışmayı, siyasi rehine arkadaşlarımız ve biz yürüteceğiz. Kobani kumpas davasını çökerteceğiz, yargılanan sanık sandalyesine oturan arkadaşlarımız bu düzeni her konuşmada mahkum ediyorlar. Kobani davası kumpas, intikam davasıdır. HDP fikriyatını, HDP örgütlenmesini ve Türkiye'nin barış ve demokrasi umudunu yok etme operasyonudur.
“Kapatma davasını boşa çıkaracağız”
Kapatma davasının dayandığı zihniyet ve amacı da aynıdır. Kapatma davasını bütün demokrasi güçleriyle boşa çıkaracağız ama yine bir hatırlatmaya bulunmak istiyorum. HDP'ye karşı açılan kapatma davası, sadece HDP'yi değil, Türkiye'nin demokrasi mücadelesi, barış özlemi adalet arayıcını hedef alıyor. HDP, dayandığı sosyoloji ve oy aldığı seçmen kitlesi itibarıyla da böyledir. Bu ülkede farklılıkların eşit şekilde bir arada demokrasi içinde yaşamasını sağlamanın sağlam fikriyatıdır, güçlü fikriyatıdır. Bu ülkede adil barışı sağlamanın güvencesidir HDP. Hem bu umudu, hem bu güvenceyi yok etmek istiyorlar. Bu ülkede ayrıştırmayı, düşmanlaştırmayı egemen kılmak için HDP en büyük engeldir.
“Bu zihniyetle birlikte yürümeyi marifet sayan 'muhalefet' güçleri var”
Dokunulmazlıkları kaldırmaya gündeme getirmenin bu ülkede demokrasiye giden yolları kapatmak, barış umutlarını yok etmek gibi bir amacı vardır. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Bize destek olan içeride ve dünyada çeşitli çevreler var. İktidarın bu zihniyeti ile birlikte yürümeyi marifet sanan ve sayan 'muhalefet' güçleri de var. Dilerim ve umarım, muhalefet 2016'dan gerekli dersleri çıkarmış olsun, 2016'daki operasyonun yol açtığı tahribatların farkında olsun. Ondan sonra 2017 referandumu ile nasıl biz olmadan, biz elimiz kolumuz bağlanarak sonuca çıkardığını hatırlasın, 2018 seçimlerini hatırlasın. Bu ülkede düşmanlaştırma ve nefret politikalarının nasıl yaygınlaştığını görsün. HDP'ye gelince, hukukun işlediğini, meseleyi adalete bırakmak gerektiğini söyleyenlere uyarıda bulunuyorum. Yargı her alanda iktidarın sopasıdır diyen bir parti, kendini muhalefette sayan bir parti, iş HDP'ye gelince adil yargıdan ve yargı sonucunu beklemekten söz ediyor. Bu nasıl yaman çelişki? Hadi, bize inanmıyorsunuz diyelim, ideolojik hesaplarınız var, iktidarla başka ilişki hesaplarınız var mı yok mu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. İktidarla aynı zihniyeti paylaşanların bu ülkeye demokrasi ve barış vaadi konusunda söyleyecek sözleri olmadığını belirteyim.
“AİHM dokunulmazlıklarda ihlal kararı verdi”
AİHM'in dokunulmazlıklarla ilgili kararı açıklandı, AİHM bugün verdiği kararla partimize yönelik 20 Mayıs 2016'da dokunulmazlıkların kaldırılması operasyonunun AİHS'e aykırı olduğuna karar verdi. 'Dokunulmazlıkların kaldırılması sözleşmeye aykırıdır.' dedi. Kerestecioğlu ve Demirtaş'la ilgili de aynı kararı vermişti. Şimdi kararı yineledi. AİHM kararlarının yerine getirilmemesinden dolayı iktidarı eleştiren partilere nerede olurlarsa olsunlar sesleniyoruz, bize de inanmıyorsunuz, AİHM kararları yerine getirilsin diyorsunuz. Dokunulmazlıkların kaldırılması hukuksuzdur diyor, siyasi ayrımcılık olduğunu, hukuksuz olduğunu tekrar söyledi AİHM. Bu iktidar anayasayı ihlal ediyor.
“Dokunulmazlık davaları derhal durdurulmalı”
Dokunulmazlıklar kaldırıldıktan sonra açılan bütün davalar, derhal durdurulmalıdır. Bu davalardan tutuklu olan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Biz bu kararların yerine getirilmesi için hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz ama iktidarın bunu yapmak için zorlanması büyük toplumsal gücün ortaya çıkmasıyla daha kolay olur. Adaleti burada da gerçekleştirmek için başka çaremiz yoktur. Birlikte yürüyelim, adaletin zerresini bırakmayan iktidarı durduralım ve değiştirelim. Ortak mücadeleden başka yol yok. Ortak mücadeleyi daha da büyütelim. Halklarımız ve gelecek kuşaklar bize bakıyor. Ya onlar karşı utanacağız ya da alnı ak bir şekilde biz o zaman birlikte yürüdük, birlikte değiştirdik diyebileceğiz.
“Kürtçeye baskılar, iktidarın tekçi anlayışının sonucu”
Bu tekçi iktidar bir yandan Kürtçe seçmeli ders için çağrılar yapan milletvekillerine sahip, öte yandan İstiklal'de Kürtçe müzik yapan grupları engelliyor. Nasıl bir aymazlık, riyakarlıktır bu? Sonra da Emniyet açıklama yapıyor, bu açıklamayı da ortak mücadele büyüdüğü için yapmak zorunda kaldı. Açıklama çarpıtma ve yalan üzerine kurulu. Görüntüler, tanıklar ortada. Kürtçeye yönelik baskılar, bu iktidarın tekçi, baskıcı anlayışının bir ürünüdür. Sokak müzisyenleri ve her alanda ana dilini konuşmak isteyen herkes bu zihniyete karşı sesini yükseltirse mutlaka durdurabiliyoruz, değiştireceğiz de. O sokak müzisyenlerinin sesi sesimizdir, sazı sazımızdır.
“Kürtçe seçmeli dersleri seçin”
Biz istiyoruz ki anadilde eğitim hakkı anayasal güvence olsun ama seçmeli ders bir imkandır. İktidarın keyfiyle getirilen bir düzenleme değildir, mücadelelerin kazanımıdır. Çocuklarınıza Kürtçeyi seçmeli ders olarak okumalarını sağlayacak tercihi yaptırın.”