Şeyh Abdusselam Barzani’nin 14 Aralık 1914’te Osmanlı devleti tarafından Musul’da idam edilmesinin üzerinden 104 yıl geçti
Mele Mustafa Barzani’nin büyük abisi Şeyh Abdusselam Barzani’nin 14 Aralık 1914’te Osmanlı devleti tarafından Musul’da idam edilmesinin üzerinden 104 yıl geçti.
Mele Mustafa Barzani’nin büyük abisi Şeyh Abdusselam Barzani’nin 14 Aralık 1914’te Osmanlı devleti tarafından Musul’da idam edilmesinin üzerinden 104 yıl geçti.
Barzaniler ilk defa Şeyh Abdusselam Barzani döneminde ulusal bir kimlik kazandılar ve
o günden bugüne Kürd ve Kürdistan davasının mücadelesini vermektedirler.
1868 yılında Barzan köyünde doğan Şeyh Abdusselam Barzani, 1907 yılında Osmanlı devletinden Kürdcenin Kürd bölgelerinde resmi dil olmasını talep etmiş ve yaptığı ıslahatlarla Kürdlerden müteşekkil bir bağımsız ordunun temellerini atmıştır.
Şeyh Abdusselam Barzani, Şirvani, Dolemeri, Mizuri, Beroji, Nizari, Gerdi, Herki ve Bineci aşiretleriyle birlikte büyük Barzani Aşireti federasyonunu kurmuştur. O günden sonra Barzan adı bu aşiretlerin tümünü temsil etmiştir.
Barzani yaşadığı dönemde kendi bölgesinde aşağıdaki reformları gerçekleştirmiştir.
1 - Mülkiyetin ortadan kaldırılması.
2 - Toprakların çiftçilere dağıtılması.
3 - Başlık parası ve zorla yapılan evliliklere son verilmesi.
4 - Sosyal ilişkilerin adalet ve eşitlik esasına göre düzenlenmesi.
5 - Her köyde bir mescidin kurulması, bu mescidin dini farzların eda edilme yerleri olmalarının yanı sıra sosyal merkezler, istişare yerleri ve köylüler arasındaki ihtilafların çözüm yeri olarak kullanılması.
6 - Köy meselelerini her yönden ele alıp çözümlemek üzere her köyde bir konseyin kurulması.
7 - Her aşiretten silahlı güçlerin oluşturulması ve bunların başına sorumlu kişilerin tayin edilmesi.
Barzani, Kürdler arası ittifakı kurup diğer aşiretlerle çok sağlam ilişkiler geliştirmiştir. İstanbul’daki Kürd örgütleriyle ilişkiler kurdu.
Şeyh Abdusselam 1907 senesinin baharında Brifkan köyünde Kadiri Tekkesinin lideri Şeyh Nur Muhammed Brifkani’nin evinde Kürd aşiret liderleriyle gerçekleştirdiği toplantıda Osmanlı yönetimine aşağıdaki talepleri içeren bir telgrafın gönderilmesi kararlaştırıldı:
1 - Kürd bölgelerinde Kürdce’nin resmi dil olarak kabul edilmesi.
2 - Eğitimin Kürdce yapılması.
3 - Kürdlerin bölgesine Kürdce’yi iyi derecede bilen memurların tayin edilmesi.
4 - Devletin dini İslam olması dolayısıyla mahkemelerde verilen hükümlerin İslam şeriatına göre verilmesi.
5 - Kürd bölgelerinde toplanan vergilerin Kürd bölgelerindeki yol ve okulların yapılması için kullanılması.
Osmanlı Sultanı, Şeyh Abdusselam’ın taleplerine Barzan üzerine büyük bir askeri kuvvet göndererek karşılık verdi.
Şeyh Abdusselam, iki ay boyunca Osmanlı kuvvetlerine direndi. İki aylık direnmenin ardından Rojhılat’a geçmek zorunda kaldı. 1908 yılında tekrar Barzan’a geri dönerek Osmanlı askerlerini bölgeden çıkardı.
Osmanlı, Barzani ile yapılan barış anlaşmasında sembolik bir birlik dışında bölgeden çekilmeyi ve tazminat ödemeyi kabul etti.
Musul Valisi’nin 1913 yılında Şeyh Abdusselam’ı tutuklatmak için Barzan bölgesine askeri kuvvet göndermesi üzerine tekrardan Rojhilat’a geçmek zorunda kaldı.
Osmanlı, Şeyh Abdusselam’ın yakalanması için büyük bir ödül koydu. Barzan’a geri dönerken Rojhilat’ta Gıngeçin köyü ileri geleni Sofi Abdullah’a misafir oluyor. Sofi Abdullah uyudukları sırada Şeyh Abdusselam ve korumaları yakalayarak Osmanlı’ya teslim etti.
Tutuklanan Şeyh Abdusselam Musul’a nakledildi. Musul Valisi Diyarbakırlı Süleyman Nazif’in gerçekleştirdiği göstermelik bir yargılamadan sonra idamına karar verildi.
14 Aralık 1914’te Musul’da kardeşi Mele Mustafa Barzani’nin gözleri önünde idam edildi
Şeyh Abdusselam hayatı boyunca Kürd halkının ulusal mücadelesini yürüttü.
Fransız tarihçi ve gazeteci Crees Cochera, “Şeyh Abdusselam Barzani, ilk Kürd ulusal özgürlük hareketi manifestosunun sahibidir” diyor.