Türkiye Doğu Akdeniz'de yalnız kaldı: Rusya da Kıbrıs'ı seçti
Türkiye'nin dış politik sorunlarında hemen her gün yeni bir cephe açılıyor. ABD ile yaşanan S-400 krizi, hava savunma sisteminin Türkiye topraklarına girdiği haberleri ile daha da tırmanma sinyalleri verirken, Doğu Akdeniz'de de hakimiyet mücadelesi yeni bir mücadele alanı olarak belirmiş durumda.
Türkiye'nin dış politik sorunlarında hemen her gün yeni bir cephe açılıyor. ABD ile yaşanan S-400 krizi, hava savunma sisteminin Türkiye topraklarına girdiği haberleri ile daha da tırmanma sinyalleri verirken, Doğu Akdeniz'de de hakimiyet mücadelesi yeni bir mücadele alanı olarak belirmiş durumda. Türkiye'nin Suriye'deki en önemli müttefiği Rusya dahi Doğu Akdeniz'de Kıbrıs'ın yanında saf tuttu.
ABD, Rusya ve AB, Doğu Akdeniz krizinde Kıbrıs'tan yana tutum alırken, AB'nin bu konuda Türkiye'yi 'cezalandırma'ya hazırlandığı belirtiliyor.
AB temsilcilerinin bugün bir araya gelerek Türkiye'ye yönelik baskıyı artırmak konusunda görüş birliğine vardığı ve pazartesi günü düzenlenecek AB Dışişleri Bakanları toplantısında Türkiye'ye ceza verilebileceği gelen haberler arasında.
Türkiye ise, Kıbrıs açıklarında sondaj çalışmalarından vazgeçilmeyeceğini, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun ağzından bir kez daha vurguladı.
Çavuşoğlu, "Sondaj çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Fatih gemimizden sonra Yavuz gemimiz de bölgeye gitti ve bu bölgede sondaj çalışmalarını başlatacak. Hiç kimsenin yorum yapma hakkı yoktur. Kıta sahanlığında ne yapmak istediğine ancak Türkiye karar verir" açıklaması yaptı.
Ancak, 15 Temmuz'da düzenlenecek AB Dışişleri Bakanları toplantısında Türkiye'ye ceza verileceği iddiası gündeme gelirken, AB Komisyonu Başkanı Donald Tusk, AB'nin tüm iyi niyetine karşın Türkiye'nin gerilimi tırmandırdığını belirterek, bu tutumunun AB'nin tepkisini kaçınılmaz hale getirdiğini savundu.
DW Türkçe'nin diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Türkiye'ye yönelik olası cezalar ilk aşamada siyasi müzakere kanallarına kısıtlama getirilmesi ve AB mali yardımlarının daha da azaltılması şeklinde olacak. Daha sonraki aşamada ise bireylere, şirketlere veya genel olarak ekonomiye yönelik yaptırımlar gündeme gelebilecek.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Brüksel'in sondaj krizinde Kıbrıs Cumhuriyeti'ne verdiği desteği yineleyerek, Ankara'yı AB-Türkiye ilişkileri üzerinde "ciddi anlamda olumsuz bir etki yaratacak" eylemlerine son vermeye ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin egemenliğine, uluslararası hukuk uyarınca saygı göstermeye davet etmişti. Mogherini, "Planlanan bu ikinci sondaj operasyonu, Kıbrıs'ın egemenliğini ihlal eden, kabul edilemez yeni bir gerginlik unsurudur" ifadesini kullanmıştı.
Haberin tamamına buradan ulaşabilirsiniz