Washington Post: Deyrezor Rakka'dan daha zor
Amerikan medyası, Deyrezor muharebesinin Rakka'dan daha zorlu geçeceğine dikkat çekerek, bölgeyi kimin kontrol edeceği sorununun Trump'ın İran karşıtı retoriğinin test edileceği yer olduğunu belirtiyor.
ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Rakka operasyonuna başlarken, Amerikan medyasında dikkatler Deyrezzor'a çevrilmiş durumda.
Washington Post'tan Louisa Loveluck ve Loveday Morris'in haberine göre, ABD ve İran destekli güçler, Deyrezzor vilayetini IŞİD'den kurtarmak için yarışa girmiş durumda.
Rakka operasyonunun ısındığına dikkat çeken haberde, bununla birlikte Deyrezor savaşının daha çetin geçeceğini, IŞİD'in lider kadrosunu bu bölgeye aktardığını yazdı.
Deyrezor'u kimin kurtaracağının bölgesel etkileri olacağını savunulan haberde, kenti IŞİD'den ABD destekli grupların kurtarmasının Trump'ın İran karşıtı retoriğinin de test edileceği yer olacağını kaydetti.
Haberde, Deyrezor'u İran ve müttefiklerinin kurtarması durumunda, Tahran'dan Beyrut'a bir hat çizileceği iddia edildi.
Yazarlara göre, Deyrezor'u ABD'nin ele geçirmesi, Washington için gelecekte bir pazarlık kozu olacak ve bölgesel müttefiklerine ABD'nin İran ile karşı karşıya gelmek konusundaki kararlığını göstermiş olacak.
ABD destekli Usud el-Şarkiye komutanu Ebu Velid de, İran-Rusya-Türkiye arasında imzalanan "çatışmasızlık bölgeleri" anlaşmasının, Suriye ordusuna güçlerini doğuya kaydırma imkânı vermek için yapıldığının anlaşıldığını savundu.
Yazıda, Suriye ordusunun Deyrezor'u kurtararak petrol gelirlerine yeniden kavuşmak ve İran ile Rusya'ya bağımlılığını azaltmak amacı güttüğü iddia edildi.
ABD'nin Ürdün sınırındaki El Tanf'taki faaliyetlerini geçen haftasonundan bu yana artırdığı belirtilirken, buna rağmen Suriye içindeki çöl bölgesinde bulunan ABD kara gücünün hâlâ sınırlı olduğuna vurgu yapıldı.
Yazıda görüşlerine yer verilen Aron Lund'a göre, ABD ve müttefikleri elbette yeterli güç oluşturarak Suriye ordusu ve müttefiklerinden önce Irak sınırındaki IŞİD kalesi El Bukemal'e varabilir.
Ancak Lund, ABD'nin bölgedeki varlığının "sürdürülebilir" olmadığını ve Washington'un ne yapmak istediği hususunda kendinden emin görünmediğini vurguladı.