Washington Post: 'ÖSO, Kuzey Suriye'de yargısız infazlar gerçekleştiriyor'
Türkiye'nin 9 Ekim'de başlayan ve 17 Ekim'de sona eren Kuzey Suriye harekatının ardından, Türk güçleri komutasındaki Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) militanlarının kontrol altında tuttukları Kürt bölgelerindeki sivillere yönelik kötü muamele ve suistimal haberlerinin ardı arkası kesilmiyor.
Türkiye'nin 9 Ekim'de başlayan ve 17 Ekim'de sona eren Kuzey Suriye harekatının ardından, Türk güçleri komutasındaki Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) militanlarının kontrol altında tuttukları Kürt bölgelerindeki sivillere yönelik kötü muamele ve suistimal haberlerinin ardı arkası kesilmiyor.
ABD merkezli The Washington Post'ta Asser Khattab imzasıyla yayımlanan haberde, "Nefret ve kan hırsıyla dolup taşan Türkiye'nin uzantı ordusu, Kuzey Suriye'de sivilleri suistimal etmekle suçlanıyor" ifadeleri dikkat çekti.
Haberde şu detaylara yer verildi:
"Türkiye'nin, Kuzey Suriye'deki Kürt savaşçıları bölgeden sürmek için gerçekleştirdiği müdahalede, Türk destekli güçler yerel halka karşı hak ihlalleri ile suçlanıyor. Bu tutum, Türkiye'nin siviller için bir 'güvenli bölge' oluşturulması amacının da altını oyuyor.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, Türk saldırısında 200 binden fazla kişi yerlerinden oldu. Suriye'nin doğusu boyunca dört bir yana savrulan aileler, Türkiye'ye bağlı Suriyeli Arap güçlerin, yargısız infazlar gerçekleştirdiklerini, insanları dövdüklerini, kaçırdıklarını, yakınlarını göz altına aldıklarını, evlerini, iş yerlerini ve eşyalarını yağmaladıklarını belirtti.
Mülteciler bu durumu etnik temizliğin bir çeşidi olarak tanımlarken, esas amacın Kürt yerleşimcileri yerlerinden ederek yerlerine Türkiye'ye sadık Arapların yerleştirilmesi olduğu yorumları yapıldı.
Üst düzey bir yetkili ise, insan hakları ihlalleri olduğunu kabul etmekle birlikte, DSG'nin ihlalleri abarttığını söyledi.
Serekaniye'deki evinden çıkarılanlardan 38 yaşındaki Fateh, Türkiye kökenli bir Arap. Saldırıyı desteklemesi beklenirken, şimdi ailesiyle birlikte Rakka'ya kaçan Fateh, ÖSO'nun giriştiği yağmadan şikayet etti.
Fateh, 'Bu insanlar öfke ve kan hırsı ile dolu. Arap, Kürt, Müslüman, gayri Müslim ayrımı yapmıyorlar. Saldırıdan önce benimle temasa geçtiler ve Arap bir Müslüman olarak görevimin Kürtlere karşı ayaklanmak ve Türkiye'nin kentimi işgal etmesine yardım etmek olduğunu söylediler.
Tel Abyad'dan radyoloji uzmanı Muhammed Arif de bir telefon aldığını ve Kürt olduğu için yaşadığı yerden sürülen ve eve gasp edilen kendisi değilmiş gibi, 'Başını istiyoruz' sözleriyle tehdit edildiğini söyledi.
Şimdi Kobane'de yaşayan Arif, saldırıyı 2013'teki IŞİD istilasına benzetti."
Haberin tamamına buradan ulaşabilirsiniz