11 köylünün katledildiği Kulp davası zaman aşımından düşürüldü

Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı köylerde, Ekim 1993’te gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan ancak yıllar sonra toplu mezarda kemikleri bulunan 11 köylünün aileleri tarafından açılan dava “zaman aşımı”ndan düşürüldü.

11 köylünün katledildiği Kulp davası zaman aşımından düşürüldü

Dosya son olarak Yargıtay’da bulunuyordu.

Dosya zaman aşımı süresini tamamlamadan Yargıtay’da 3 yıl 5 ay bekletildi. Yargıtay 14 Şubat’ta, sanıklar için yerel mahkeme tarafından verilen beraat kararının onanması ya da bozulması yönünde değerlendirme yapmadan, dosyanın zaman aşımından düşürülmesine karar verdi.

Dosyanın avukatlarından Batman Barosu Başkanı Avukat Erkan Şenses, insanlığa karşı suçlarda zaman aşımının olmadığını belirterek, “Ancak Yargıtay dosyayı insanlığa karşı işlenen suç olarak değerlendirmemiş. Davayı basit bir cinayet davası olarak ele almış. Dosyanın avukatları ve dosyaya müdahil olan İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi ve İHD Diyarbakır Şubesi ve dosyanın diğer avukatlarıyla birlikte Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağız. İnsanlığa karşı işlenen suç ve zorla kaybedilmeye yönelik başvurumuz olacak” dedi.

Diyarbakır Barosu: Kulp Katliamı Davasında hukuk mücadelesini sürdüreceğiz

Diyarbakır Barosu'ndan yapılan açıklamada da zaman aşımı kararı verilmesine tepki gösterildi.

Baronun açıklamasında hukıuksal mucadelenin devam edeceği vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:

“İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar Zamanaşımına Uğramaz!

Kulp İlçesi Alaca Köyünde, 1993 yılında 11 sivil insanın operasyona çıkan askeri birlik tarafından  gözaltına alındıktan sonra kaybettirilmesi davasında; Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, 19.09.2018 tarihinde açık tanık beyanları ve somut delillere rağmen sanık hakkında beraat kararı vermişti. Yargıtay 1. Ceza Dairesi 5 yılı aşan istinaf ve temyiz sürecinden sonra zamanaşımı gerekçesiyle dosya hakkında düşme kararı vermiştir.

1990’lı yıllarda kamu görevlilerince işlenen başta yaşam hakkı olmak üzere ağır insan hakları ihlallerine konu suçlarda, yargının cezasızlık pratiği maalesef sistematik bir devlet politikasına dönüşmüştür. Benzer bir çok dava dosyası güvenlik gerekçesiyle önce ülkenin batı illerine nakledilmiş, sonrasında tek tek beraat ya da zamanaşımı gerekçesiyle cezasızlıkla sonuçlanmıştır.

Diyarbakır Barosu olarak insanlığa karşı işlenen suçlarında zamanaşımının işlemeyeceğini bir kez daha hatırlatıyor, ilk günden beri takip ettigimiz “Kulp Katliamı Davasında” hukuk mücadelesini sürdürmeye devam edeceğimizi kamuoyuyla paylaşırız.”

Ne olmuştu?

Kulp ilçesinin Gurnik, Mezire, Pireş, Kepir ve Şuşan, Alaca ile Muş’a bağlı Kayalısü köyü Licik mezrası civarında Tuğgeneral Yavuz Ertürk komutasındaki Bolu Komando Tugayı tarafından yürütülen askeri operasyonlarda gözaltına alınan 11 kişiden bir daha haber alınamamıştı.

5 Kasım 2004’te kayıp 11 kişiye ait toplu mezar bulundu. 2013 yılında olayla ilgili düzenlenen iddianamede Bolu 2. Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk’ün “birden fazla kişiyi aynı sebeple öldürmek”, “halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik”, “cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturmak” suçlarından yargılanması talep edilmişti.