ABD Temsilciler Meclisi'nden Kürdistan'ın Bağımsızlığını tanıma kararı
Profesör. Dr. Ümit Yazıcıoğlu Tekman Post’ta dün kaleme aldığı makalesinde, ABD Temsilciler Meclisi’nde, Kürdistan halkının bağımsızlığını tanıyan bir kararın alındığını ve bu kararda, Kürdistan Bölgesi'nin egemen bir ülke olarak statülerini belirleme hakına sahip olduğunu ifade etti. Aynı zamanda eğer Kürdistan Bölgesi bağımsızlığını ilan ederse, BM’de ilk tanıyacak ülkenin ABD olacağını vurguladı.
Profesör. Dr. Ümit yazıcıoğlu’nun Tekman Post’ta dün kaleme aldığı ilgili makalesi makalesi şu şekilde;
Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi, Sünni Arap, Şii Arap, Kürt, Türkmen, Asurî alt kimliklerine bölünmüş Irak’ta, var olmayan Irak ulusunun, ulusal çıkarlarını korumaktan bahsettiğinde acaba ne kadar inandırıcı geliyor size? Bağdat yönetimi Kürtlerin haklarını garanti edemedi ve Kürt halkını DAEŞ ile diğer şiddet yanlısı gruplardan koruyamadı. Ortadoğu eksenli ABD’lerinin Kürt politikasının özünde bağımsız Kürdistan’ın kurulması ve Kurulacak olan bu bağımsız Kürdistan’ın Akdeniz’e açılım politikası mevcuttur. Bu günden itibaren Irak Kürdistan Bölge Yönetiminin bağımsızlığı ilan etmeside artık mümkündür, çünkü ABD Temsilciler Meclisi bugün Kürd halkının bağımsızlığını tanıyan bir karar çıkardı. Bu karara göre “ABD Irak Kürdistan Bölgesi egemen bir ülke olarak statülerini belirleme hakkına sahip olduğunu ifade ediyor“. Eğer Irak Kürtleri bağımsızlık ilan ederlerse BM’de ilk tanıyacak ülke ABD olacak.Tarihten hepimiz ders almalıyız Irak’ta yaşananlar bölgeye ders olsun ’ve “Şunu açıkça söyleyeyim, Ortadoğu’da bütün rejimler değişecek. Bilindiği üzere, ABD Senato ve Temsilciler Meclisi gizli kararları 100 yıl geçmeden açıklanmamaktadır.
Ülkeler’i eyaletlere ayırarak yönetme stratejisi, ABD tarafından 1896 yılında kabul edilerek onaylanmıştır. Türkiye yıllardır Irak da bağımsız bir Kürdistan’ının kurulmasına karşı çıkıyordu. ABD’nin bu kararından sonra nasıl bir tavır alacağını bekleyip görmek lazım. İnternet çağının ana kuralları, teorileri ve ilkeleriyle ortaya çıkan uluslararası ilişkiler disiplini, ülkeler arasında ezelden ebede uzanan dostluk veya düşmanlıkların olamayacağını vazeder. Konjonktürel çıkarlar, hafızasız bir dış politika üretmeyi veya her zaman düşmanlık üretecek bir politikayı haklı çıkarmanın gerekçesi olamaz.
Gerçekten de güçlü dış politikaları olan sistemli devletlerin kendi çıkarlarını gözeterek dış politika üretmeye çalıştıklarına hiç bir şüphe yoktur. Fakat konjonktürel çıkarlar, hafızasız bir dış politika üretmeyi veya her zaman düşmanlık üretecek bir politikayı haklı çıkarmanın gerekçesi olamaz. Eğer IKBY bağımsızlık ilan ederse kesinen ABD’nin bu doğrultudaki kararını yaklaşık 70 devlet birden kabul eder. Tarih ve coğrafya bilimleri ile uluslararası ilişkiler ve uluslararası hukuk arasında köprü kuramayan milletlerin konjonktürel değişmelere göre savrulmalar ve sürprizler yaşaması kaçınılmazdır.
Ortadoğuda Erbil Başkentli yeni bir devlet doğuyor. Adıda Kürdistan. ABDnin bugünkü bu kararı Kürdler açısından orta doğuda çok önemlidir, çünkü ABD orta doğuda İran, ve Irak Arap ırkçılarını hizaya getirecek tek güçtür. Körfez savaşı, Yogoslava’ya müdahalesi ve IŞİD’e karşı ABD’nin tavrı doğrudur.
Batı dünyası içinde özellikle ABD ve İngiltere gibi Anglosakson alt kültüre mensup olan ülkelerde dış politikanın, ulusal çıkar kavramının suistimal edilmesi yoluyla, aslında içerideki bir ya da birkaç siyasi yandaş grubun çıkarına alet edildiğinin birçok örneği vardır. Dolayısıyla ABD bazı siyasi kararları nedeniyle eleştirilebilir. Bu bağlamda Kürtler açısından bilinmesi gereken ise şudur. Kürtler, dünyada devleti olmayan en büyük ve mazlum bir halktır. Bugün gelmiş bulunduğumuz bu aşamaya kadar Kürtler, neredeyse tarihin her döneminde, temel hakları için Irak coğrafyasında mücadele vermiştirler.
Halklar arasındaki ilişkiler ise çıkar ilişkisidir, çünkü uluslararası ilişkilerde çıkarlar ön plandadır. Dolayısıyla Irak Kürtleri kendi lehlerine siyaset üreten ABDnin kararlarına çıkarları doğrultusunda olumlu bakmalı. Bu arada Türkiye’nin çıkarlarına aykırı hareket etmemeli, Türkiye’ile iyi ilişkilerini sürdürmeli, Kürd halkının referandumla almış olduğu kararı, BM nezdinde işleme sokmalıdırlar. Uluslararası toplumda her ulus, özellikle de varoluşsal tehditlerle karşı karşıya bulunan uluslar kendi kaderini tayin hakkına sahiptirler.“Her nerede, uluslar arasında zora dayanan bağlar görürsek, biz, her ulusun ayrılma gereğini vaaz etmeye asla kalkışmadan, her ulus için, kendi siyasal kaderini serbestçe tayin etme hakkını, ayrılma hakkını azimle ve kayıtsız şartsız savunuruz. Bu hakkı savunmak, tanımak ve ondan yana olmak, ulusların hak eşitliğini savunmaktır, zora dayanan bağlara karşı çıkmaktır, hangi ulus olursa olsun, onun siyasal ayrıcalıklarına karşı savaşım vermektir, ve bu yüzden de ayrı ayrı ulusların işçileri arasında tam bir sınıf dayanışmasını geliştirmektir.”
Özü itibariyle de facto Iraktan ayrı bir devlet olarak tüzel kişiliği olan IKBY Kürd milletinin kendi kaderlerini tayin etmeli, sonucu BM’lere bildirmelidir. Ancak, Irakta ezilen Kürd ulusu, bu hakkını ayrılık biçiminde kullanmak zorundada değildir. Eşit haklar ve gönüllü birlik temelinde demokratik bir ülke, özerklik ya da federasyon gibi tercihleri olabilir. Ayrılma hakkı ve tercih birbirine bağlı ama iki ayrı konudur. Boşanma hakkının olması herkesin boşanacağı anlamına gelmez. Ama bu hakkın kaldırılması kadının köleliği anlamına gelir. Dolayısıyla IKBY ırkçı Irak Araplarıyla olan tarihi evliliğine artık son vermelidir.