ABD'nin Rojava'ya özgü 'D Planı'nın ayrıntıları

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın eski danışmanlarından biri, Suriye’nin kuzeyindeki bölgelerden çekilme kararının Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bölgeye girme konusundaki kararlılığının ardından geldiğini ve Amerikan askerlerinin Suriye-Türkiye sınırından yaklaşık 32 km. geri çekilmek zorunda kaldığını dile getirdi.

ABD'nin Rojava'ya özgü 'D Planı'nın ayrıntıları

ABD Başkanı Donald Trump'ın eski danışmanı ve bir dış politika uzmanı olan Walid Phares, ABD’nin çekilme kararının, Suriye’nin kuzeyindeki Amerikan kuvvetlerinin konumunun herhangi bir çatışmaya izin vermemesi, Türk hükümetinin müzakere kabul etmemesi ve operasyon konusunda ısrar etmesinden kaynaklandığını dile getirdi. Bu nedenle, Başkan Trump'ın, ABD güçlerinin Haseke bölgesine, Suriye-Irak sınırlarına ve böylece petrol sahalarına çekilmesi yönünde karar aldığına ve D Planı'nın uygulamaya konduğunu dile getirdi..

Siyasi uzmana göre, Suriye Demokratik Güçleriyle (DSG) birlikte uygulanacak olan ilk plan, A planı, ABD ordusunun büyük bir konuşlandırması olmadan Suriye'nin kuzeydoğusunda konuşlanma, Washington'da Başkan Trump'a karşı güçlü bir muhalefet dolayısıyla artık uygulanabilir değildi. Bu nedenle B Planına, yani çekilmeye başvurdular. Ancak Türk hükümetinin saldırısı, Trump’ın müzakereler için Ankara’ya yardımcısını göndermesine yol açtı.

ABD ve Türkiye, sınırlar boyunca “Güvenli Bölge” ilkesini kabul ettiler ve Avrupa ülkelerinin bölgenin tüm bileşenlerini korumak için birliklerini konuşlandırmalarını istediler.

Eski danışman, North Press'e verdiği söyleşide DSG’nin yeniden düzenlenmesi, rehabilitasyonu, silahlandırılması ve donatılması ve 30 km’lik hattın güneyinde kalan ABD kuvvetleriyle yeniden konuşlandırılmasını da içerecek şekilde konumunun yeniden yapılandırılmasını içeren Plan D’den bahsetti. Bu plana göre, ABD güçleri petrol sahalarına yayılacak ve DSG güçlerinin milis yapılanmasından düzenli bir orduya dönüştürülmesi için stratejik olarak güçlendirilmesine yardımcı olacak.

Walid Phares, Petrol sahaları ile ilgili kararın, Bağdadi operasyonundan sonra basın toplantısında, ABD kuvvetlerinin bu bölgeleri savunacak stratejik bir güç olarak orada olacağını açıkça belirten Başkan Trump tarafından verildiğini belirtti. Bunun doğuya ve kuzeye bir uyarı olduğu, Türkiye'ye bu alanlara hiç bir gücün yaklaşamayacağına, İran'a kimsenin kuvvetlerine ve milis güçlerine saldıramayacağına dair bir uyarı olduğu anlamına gelmekteydi. Bu bölgelerde ABD kuvvetlerinin ortada, DSG'nin de çevresinde konuşlanacağı bir askeri üs, bölge ve askeri ekipmanın olacağı anlamına gelmekte.

Siyasi uzman, ABD'de Trump yönetimi üzerinde Kongreden ve Trump'a oy veren taraftarlarının büyük bir bölümünden DSG bileşenlerinin de içinde bulunduğu müttefiklerinden vazgeçmemesi yönünde önemli bir baskı olduğunu ve bu nedenle B Plan'ının D Plan'ına dönüştürüldüğünü vurguladı.

D Planı'nın senaryosu, Trump'ın dediği gibi, Kürdistan Bölgesi'nin başkenti Erbil'de temeli güçlendirilecek bir üs içeriyor. Böylelikle Irak Kürdistanı ile Suriye Kürdistanı arasındaki işbirliği ve koordinasyon herhangi bir birleşmeye ihtiyaç duymadan, sadece stratejik işbirliği ve koordinasyon şeklinde gerçekleşebilecek.

Phares, bu temele dayanarak bir sonraki aşamanın yeniden konumlandırılacağını dile getirdi ve “Buradaki inancın, DSG'nin sorunları çözmek için bu aşamada Türkiye sınırındaki belli bir bölgeyi kaybettiği savının doğru olmadığı, çünkü DSG'nin halkını kaybetmemesinin çok daha önemli" olduğunu vurguladı.

Walid Phares, "ABD Temsilciler Meclisi’nin Türkiye aleyhindeki kararı ve yaptırımların, Kongre ve Trump yönetiminin DSG ve kuzeydoğu Suriye ve kuzey Irak’taki azınlıklarla olan ortaklığını sürdürmeye ve onları stratejik ortaklar olarak kabul etmek." anlamına geldiğini vurguladı.

“Suriye-Türkiye sınırlarında neler olup bittiği ile ilgili seansların gelecekte devam edeceğini.” dile getiren Walid Phares, "Bütün gözler şimdi IŞİD'in kalıntılarına ve İran kuvvetlerinin Kürtlerin bulunduğu kuzeydoğu Suriye'ye girmesini veya bir kez daha kuzey Irak'a yaklaşmalarını engellemeye odaklandığına” dikkat çekti.