Abdullah Gül: AİHM kararlarını uygulamak mecburiyetindeyiz

Türkiye’nin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 4 yıldır tutuklu olan iş insanı Osman Kavala ve 4 Kası 2016’dan bu yana tutuklu olan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında AİHM’in verdiği tahliye kararlarının uygulanması gerektiğini söyledi.

Abdullah Gül: AİHM kararlarını uygulamak mecburiyetindeyiz

T24’te yer alan habere göre; Alman Radyosu ARD’nin İstanbul Muhabiri Christian Buttkereit’e Türkiye’nin Avrupa Birliği ve Almanya ilişkileri üzerine konuşan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "AB üyelik hedefimiz bütün Türkiye’nin ve siyasi partilerin ortak hedefiydi. AB’ye tam üye olmanın amacı da Türkiye’nin standartlarını her açıdan yükseltip, insan hakları konusunda ileri, güçlü ekonomiye sahip bir ülke olmaktı" dedi.

“AİHM kararlarını uygulamak mecburiyetindeyiz”

AİHM’in verdiği kararların Türkiye’de uygulanmaması üzerine de değerlendirmede bulunan Gül şöyle konuştu:

“Türkiye, Avrupa Konseyi’nin kurucu ülkesi, AİHM’e hâkim veren bir ülke ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini en erken onaylayan ülkelerden birisi. AİHS m. 46, sözleşmenin taraflarının kesinleşen mahkeme kararlarına uyması gerektiğini belirtmektedir. Hatta, AK Parti hükümetinin ilk yıllarında, 2004 yılında bir anayasa değişikliği yaptık. Bu değişiklik sonucunda, Anayasamızın 90. Maddesi gereği temel insan hak ve özgürlüklerine ilişkin uluslararası sözleşmeler kanunlarımızın üstünde tutulmaktadır, bunlarla ilgili Anayasa Mahkemesi’ne gidilememektedir. AİHS hükümleri anayasamız gereğince kanunlarımızın üstündedir, bu nedenle AİHM kararlarını uygulamak mecburiyetindeyiz.

‘Türkiye imajı açısından şüphesiz olumsuz bir durum’

İHM kararlarını geciktirmeden uygulamak gerektiğini her zaman belirttim. Uzun milletvekilliği dönemimde 10 sene Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde milletvekilliği yaptım, bu kapsamda AİHM’e hâkim seçtim, bu süreçleri çok iyi bilen biriyim. Dışişleri bakanı olduğum dönemde, AİHM kararlarıyla ilgili bazı tazminatları ödemek durumunda kalan biri olarak teknik kısmına da hâkim biriyim. Türkiye imajı açısından da şüphesiz olumsuz bir durum, fakat hepsinin bir süreç içerisinde gerçekleşeceğini de tahmin ediyorum.”