Avrupa Konseyi’nin Demirtaş kararı mahkemeye gönderildi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında “derhal serbest bırakılmalı” hükmünü uygulamayan Türkiye’ye Avrupa Konseyi tarafından yapılan uyarı kararı, yerel mahkemeye gönderildi.
Adalet Bakanlığı, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin 11 Mart toplantısında aldığı kararı ve AİHM'in Demirtaş'la ilgili verdiği kararı Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi.
Bakanlık, Avrupa Konseyi kararına göre Demirtaş'ın serbest bırakılmaması durumunda Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin yapacağı toplantıda Türkiye hakkında bireysel tedbirler alınacağını hatırlattı.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi kararına göre Demirtaş'ın tutukluğunun devam etmesi durumunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 46'ncı maddesinin 4'üncü fıkrasına dayanan ihlal süreci başlatılacak. Süreç başlatılırsa Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ndeki üyeliği ve oy hakkının askıya alınması gündeme gelecek.
Duvar’ın haberine göre Adalet Bakanlığı’nın, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nde alınan kararının İngilizce ve Türkçe çevirisiyle birlikte mahkemeye gönderdiği yazıda şu ifadelere yer verildi:
“Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM'nin somut davada başvuranın (Demirtaş) bir suç işlediğine dair makul bir şüpheyi destekleyen deliller olmaksızın tutuklandığını tespit ettiğini ve özellikle iki önemli kampanya sırasında yakalanması ve tutuklanmasının çoğulculuğun bastırılması, siyasi tartışma özgürlüğünün sınırlandırılması yönünde gizli bir amaç taşıdığını, başvuranın dokunulmazlığının ve başvuranı siyasi konuşmalar nedeniyle cezalandırmak için ceza hukukunun uygulanma şeklinin tahmin edilemez olduğunu ve yasayla öngörülmediğini, ardından geçen tutukluluğunun başvuranın Millet Meclisi faaliyetlerine katılmasını etkin bir şekilde imkansız hale getirdiğini hatırlatmıştır.”
Bakanlık, gönderdiği yazıda “Bireysel tedbirler hakkında” başlığı altında da dört tespite yer verdi:
“1 - Yetkililerin başvuranın mevcut tutukluluğunun, mahkemenin başvuranın 4 Kasım 2016 ile 7 Aralık 2018 tarihleri arasındaki tutukluluğunu incelediği Büyük Daire kararının kapsamı dışında kaldığına ayrıca başvuranın mevcut tutukluluğuna ilişkin olay ve suçlamaların ilk tutukluluğuna ilişkin olanlardan farklı olduğuna dair beyanlarını dikkate almakla birlikte, bu argumanların halihazırda mahkeme tarafından incelenip reddedildiği kanaatine varmıştır.
2 - Mahkemenin aynı olgusal içeriğe ilişkin gerekçelerle başvuranın tutukluluğun devamının, başvuranın haklarının ihlalinin sürmesine ve ayrıca davalı devletin mahkemenin uyma yükümlülüğünün ihlaline yol açacağına ilişkin 46. madde kapsamında vardığı sonucun altını çizmiştir. Bu nedenle yetkilileri başvuranın derhal serbest bırakılmasını sağlama çağrısında bulunmuştur.
3 -Ankara Ağır Ceza Mahkemesi önünde derdest olan (6-8 Ekim olayları) iki ceza yargılaması ve İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi önünde derdest olan temyiz yargılaması da dahil olmak üzere ihlalin olumsuz sonuçlarının gecikmeye mahal vermeden ortadan kaldırılmasını gerektirdiğinin altını çizmiştir.
4 - Somut davada gerekli olan bireysel tedbirlerin aciliyeti göz önüne alındığında, başvuranın Haziran 2021 tarihine kadar serbest bırakılmaması durumunda bireysel tedbirlere ilişkin incelemesine 1046. Toplantısında devam etmeye karar vermiştir.”