Başkan Barzani: Referandum kararı doğruydu,Kürt halkı kendi kaderini tayin etme hakkına sahiptir,halkımız gelecekte mutlaka haklarına kavuşacaktır.kazanacaktır

Al Jazeera kanalına konuşan Başkan Barzani, hiçbir zaman bağımsızlık referandumundan pişman olmadığını belirterek, “Kürt halkı birgün elbet haklarını elde edecektir” dedi.

Başkan Barzani: Referandum kararı doğruydu,Kürt halkı kendi kaderini tayin etme hakkına sahiptir,halkımız gelecekte mutlaka haklarına kavuşacaktır.kazanacaktır

Al Jazeera kanalına konuşan Başkan Barzani, hiçbir zaman bağımsızlık referandumundan pişman olmadığını belirterek, “Kürt halkı birgün elbet haklarını elde edecektir” dedi.

Başkan Barzani, Katar merkezli yayım yapan Al Jazeera kanalının  dün gece yayımladığı Güney Kürdistan’ın bağımsızlık mücadelesini konu alan belge filmde yaptığı konuşmada Kürdistan bağımsızlık referandumundan hiçbir zaman pişman olmadığını söyledi.

Başkan Barzani, Kasım Süleymani ile referandum öncesi görüştüğünü ve Süleymani’nin kendisinden referandumu erteme talebini reddettiğini açıkladı.

Başkan Barzani, 16 Ekim olaylarını ‘ihanet’ olarak tanımlayarak, “Orduyu ve Haşdi Şabi güçlerini getirerek arkadan bizi hançerlediler” ifadelerini kullandı.

Başkan Barzani’nin Al Jazeera kanalının yayımladığı belge filmdeki ilgili röportajı şu şekilde:  

-25 Eylül 2017 bağımsızlık referandumu yerinde bir karar mıydı?  

Bazıları farklı yorumlayabilir. Ancak bana göre; Kürdistan’da yaşayan 3 milyon insanın oy verdiği, Kürdistan halkının anayasal ve meşru haklarını elde etmesi için alınmış yerinde bir karardır.  Şimdi  ‘Kürdistan halkı, 25 Eylül’de yapılan bağımsızlık referandumu kararından pişman mı, değil mi?’ sorusunu sorcağımız yeni bir referandum yapmaya hazırım.

 -Eylül Devrimi nasıl başladı?

Kürtlerin en büyük devrimi Eylül Devrimi’dir. 11 Eylül 1961 tarihinde başladı. O dönem Irak hükümetinin başında Abdulkerim Kasım bulunuyordu.O dönem onun çevresindeki kişiler onu yanlış yönlendirerek Kürtlere düşman görmesini sağladılar.  O yılın 11 Eylül’ünde Kürdistan’a hava harekatı  düzenleme kararı verdi. Bu saldırı ile birlikte Eylül Devrimi başlamış oldu ve devam etti.

-İran-Irak savaşı dönemimde, Irak yönetimi Kürtleri ‘İran ile işbirliği’ yapmakla suçluyordu…

İran-Irak savaşı patlak verdiğinde Kürt önderlerinin rejimle diyaloğu vardı, o dönem Irak rejimine karşı savaşı durdurmaya hazır olduğumuzu rejime ilettik. Ancak dönemin rejiminin tavrı ilginçti!  Bize ‘Beyaz bayrak kaldırın ve hiçbir şart ileri sürmeksizin teslim olun’ dediler.  O vakit biz de Irak ordusuna karşı eylemlerimizi durdurmadık. Çünkü Irak hükümetinin de birliklerimize yönelik saldırıları, köylerimize ve mevzilerimize yönelik ağır bombardımanları durmamıştı.

-2003’de yazılan son Irak Anayası’nı nasıl buluyorsunuz?

2003 sonunda anayasayı yazdığımızda hepimizin bu konuda tecrübesi yetersizdi.  Bazı belli başlı konuları yazmayı esas aldık,  örnek alacağımız bir anayasa yoktu. Bazı yetersizlikleri olsa da geçmişte yaşadıklarımıza ve önceki anayasaya göre bize kazandırdıkları oldu.

-Anayasa’da belirlenen (140. madde) referandum neden uygulanmadı?

 Bunu Bağdat’ta sormanız gerekir.

-Referandumun 2007  yılında yapılması gerekiyordu. Neden o dönem yapmadınız?

Kusura bakmayın, bu soruyu yanıtlamak istemiyorum.

-Bazı kesimler ‘Barzani  Kürt olma  psikolojisi ile referanduma gitti, siyasi bir karar değildi’ diyor. Buna katılır mısınız?

Bu doğru değil. Alternatifleri nedir? Ben yaptıklarımdan pişman değilim. Tarih benim haklı olduğumu gösterecektir. Kürt halkı gelecekte mutlaka haklarına kavuşacaktır.  

-İsrail referandumu doğrudan destekledi mi? Çünkü bazı mitinglerde İsrail bayrakları vardı…

Bu konuda herhangi bir ortak harek etme durumumuz bulunmuyordu. İsrail bayraklarının mitinglerde olması, bazı vatandaşların bireysel eylemidir, planlı yapılmış bir şey değil.  

-Referandumdan 24 saat önce Bağdat’ın sizden referandumu iptal etmenizi istediği söyleniyor, hatta bazı devletler de ertelemenizi istemiş … -

Bağdat, referanduma karşı devletlerarası tavrı istismar etti, kötüye kullandı. Çünkü daha önce ben Irak’ın resmi ve yarı resmi yetkilileri ile birçok kez görüşmeler gerçekleştirmiştim. Birbirimizi anlıyorduk. Hatta adını vermek istemeyeceğim bir yetkili bana, ‘Biz tamamen savaşa karşıyız’ demişti.

Neden Türkiye’yi ikna edemediniz?

Biz referandumu gerçekleştirmek için kimseden izin almadık. Hiçbir zaman da bunu yapmayız, çünkü bu karar Kürdistan halkının alacağı bir karardır.

-Acaba sizin bu kararınız diğer devlet sınırları içerisinde yaşayan Kürtlerin de kendi kaderini tayin etme isteğini tetikler mi?

Kürtler ayrı bir ulustur. Kürtler Fars, Türk ve Araplardan ayrı yaratılmış bir millettir. Çünkü Allah,  Kürtleri  ayrı bir ulus olarak yaratmıştır.  İran ve Türkiye’deki Kürtlerin  kendi haklarını nasıl elde edeceklerine dair kararlarını kendilerinin verme hakkı vardır.

-Refarandumdan birkaç gün önce Kasım Süleymani’nin (İran Devrim Muhafızları Kudüs Güçleri Komutanı) Kürdistan Bölgesi’ne gelerek sizinle görüşme talebinde bulunduğu,  ancak sizin onunla görüşmediğiniz söyleniyor. Doğru mu bu?

Hayır doğru değil. Çünkü geldiğinde kendisiyle görüştüm.

Görüşmenizde neleri konuştunuz?

Benden referandumu ertelememi istedi. Ama ben kendisine ‘Ne olursa olsun referendum ertelenmeyecek’ dedim.

Amerika’nın referanduma karşı tavrı nasıldı?

Doğrusu ABD hiçbir zaman  ‘Biz referanduma karşıyız’ demedi, ama hiçbir zaman da referandumu desteklemdi. Trump ABD başkanı olduktan sonra, Irak’ta bulunan ABD’li yetkililerin tavrı Irak’ın lehine değişti. Özellikle ABD Büyükelçisi ve Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’un tavrı bize karşı tavrı oldukça olumsuzdu. Tillerson bir keresinde bana ‘2003 tarihindeki sınırlarınıza çekilin’ dedi. Ben de kendisine ‘Siz 2003 sınırlarının ne olduğunu biliyor musunuz ki, benden geri çekilmeyi istiyorsunuz!’ Onun bahsettiği şey Peşmerge Güçleri ile Saddam Hüseyin arasındaki doğal sınırlardı. Irak devleti ile Kürdistan Vilayetleri arasındaki sınırlar değildi!

-Kürtler arası savaş(PDK-YNK arasındaki) nasıl başladı?

Bu bize zarar veren acılı ve üzücü bir savaştı. Şimdi bazıları bizi bu savaşın içerisine sürükledi desem kimileri şaşırabilir! İlk önce aramızda küçük anlaşmazlıklar baş gösterdi, sonrası kontrolümüzden çıktı. Bu şekilde iç savaşa dönüştü.

-Referandumdan sonra siyasi atmosfer değişti ve Kürt güçleri çekildi …

Kerkük’te yapılan ulusal çapta bir ihanettir. Bellirli bir grup ihanet etti ve Haşdi Şabi ile pastarlarla ittifak geliştirdiler. Amerika’nın gözleri önünde orduyu ve Haşdi Şabi güçlerini getirerek arkadan bizi hançerlediler.

-Kimileri ‘Kürtlerin çıkarını korumak’ için böyle yaptık diyorlar. Katılıyor musunuz?

Bu doğru değil, asla doğru değil! ‘Kimse bize yardım etmedi’ diyorlar. O zaman niye referandumu desteklediniz! Söyledikleri sadece ihaneti gizlemek için uydurulmuş bahanelerdir. Acaba ellerine ne geçti? Şimdi Kerkük’te Kürtlere ait ne varsa yok ediliyor.

-Referandumun ‘yalnış’ olduğuna inanıyor musunuz? Bu yüzden mi Kürdistan Bölgesi Başkanlığı’nı bıraktınız?

Hayır! Hiçbir zaman. Eğer yalnış yaptığıma inansaydım halkımdan özür dilerdim ve açıkça ‘hata yaptım’ derdim.  Ben artık başkanlık yapmama kararı almıştım. Çünkü zaten bu makam seçim kotası üzerinden bize verilmişti. Eğer Başkanlık süremi uzatsaydım, tüm mücadelem ve tarihim heba olacaktı.  

Son sorum;Irak’tan ayrılmayı hâlâ düşünüyor musunuz?  

Şu an geçmişe göre iyleşmeye doğru giden bir durum var,. Bağdat ile ilişkilerimiz geçmişe göre daha iyi. Bir çok sorun çözüldü. Diğer sorunlar da çözülmeye doğru gidiyor. Ancak ben yine de milletimin kendi kaderini belirleme hakkına sahip olduğu konusunda ısrarlıyım!