Uluslararası Kriz Grubu: YPG'yi zor kararlar bekliyor
International Crisis Group (ICG) kuzeydoğu Suriye’deki son gelişmeleri analiz eden bir rapor yayınladı. İlgili taraflarla yapılan çok sayıda görüşmeye ve bölgeye yapılan ziyaretlere dayanılarak yazılan raporda çatışmanın tırmanması tehlikesi vurgulanıp, böylesi bir tırmanmanın önlenmesine yönelik öneriler belirtilirken, ABD’nin bundan sonar atacağı adımların bölgenin geleceğini belirleyeceğine işaret ediliyor.
International Crisis Group (ICG) kuzeydoğu Suriye’deki son gelişmeleri analiz eden bir rapor yayınladı. İlgili taraflarla yapılan çok sayıda görüşmeye ve bölgeye yapılan ziyaretlere dayanılarak yazılan raporda çatışmanın tırmanması tehlikesi vurgulanıp, böylesi bir tırmanmanın önlenmesine yönelik öneriler belirtilirken, ABD’nin bundan sonar atacağı adımların bölgenin geleceğini belirleyeceğine işaret ediliyor.
Raporun odağında ABD Başkanı Donald Trump’ın Aralık 2018’de bölgedeki ABD askerlerinin tümünü geri çekme kararını duyurması ve ardından yönetimin geri çekilmeyi ertelemesi sonucunda oluşan karmaşık ve tehlikeli durum yer alıyor.
Bütün ilgili tarafların (ABD, Türkiye, Suriye rejimi, Rusya ve kuzeydoğuyu elinde tutan YPG) oluşan belirsizlik haline kendilerini uyarlamakta olduklarına işaret ediliyor.
Raporda vurgulanan bir nokta da, ABD’nin çekilmeyi ertelemesinin kuzeydoğuda çatışma olasılığının önlenmesi için bir fırsat sunması, zira ABD birlikleri hızla çekilmesi halinde hem Suriye rejiminin hem de Türkiye’nin bölgeye yönelik girişimde bulunması, bu arada IŞİD’in yeniden canlanmak için zemin bulması muhtemeldi.
Bu koşullarda Washington’un yapması gerekenin kalan nüfuzunu kullanarak bir yandan YPG’yi korurken bir yandan Türkiye’nin PKK’nin bölgedeki rolüne dair kaygılarına cevap vermek olduğu, Moskova’nın da kuzeydoğunun âdemi merkezi bir yönetim temelinde Suriye devletine tedricen yeniden entegrasyonu konusunda YPG ile Şam’ın anlaşmasına yardımcı olması gerektiği savunuluyor.
Raporda öncelikle ele alınan konu, Trump’ın askerleri çekme kararının ardından oluşan durumda ABD’nin Türkiye ile YPG’yi aynı anda gözetecek bir çözüm bulmasının neredeyse imkânsız olması:
“Bir uzlaşma olmadığı sürece, ABD’nin son beş yıldaki politikasının kalbindeki çelişki süregidecek –Washington YPG’yi koruyabilir ya da Türkiye ile bağlarını güçlendirebilir, ama ikisini birden yapamaz. İlkine öncelik verirse, Ankara muhtemelen YPG denetimindeki bölgeyi istikrarsızlaştırmaya çalışacak ya da Suriye sınırı boyunca bir yıpratma savaşı yürütecektir. İkincisine öncelik vermesi halindeyse IŞİD’le mücadelede kilit önemdeki bir ortağını kaybedebilir.”
Rusya’nın da benzer bir ikilemle karşı karşıya olduğu da şu şekilde açıklanıyor:
“Rusya da birbiriyle gerilim içeren iki hedef arasında denge tutturmak zorunda: Bir yanda Şam’ın ülkenin tamamında egemenliğini yeniden tesis etmesini sağlamak, öte yanda ise Ankara ile güçlü ilişkileri korumak. Bugüne dek, Türkiye ile Suriye arasında karşılıklı bir anlayış kotarmak ve YPG ile Şam arasında arabuluculuk yapma çabaları boşa çıktı; ABD’nin geride askeri güç bırakması da Moskova’nın elini zayıflatıyor.”
Bu belirsizlik ortamında, IŞİD’in yeni bir ayaklanma girişimi başlatma ihtimalinin de kuzeydoğu Suriye’deki güvenliği tehlikeye atabileceği vurgulanıyor:
“YPG geleceğini tehdit altında gördüğü sürece etkili bir ayaklanma karşıtı mücadele yürütme ihtimali azalıyor; Türkiye’den baskı hissettiği ya da ABD’nin tam desteğini aldığından emini olmadığı durumlarda IŞİD’e karşı operasyonlarını durdurdu ve Türkiye sınırı yakınındaki güçlerini arttırdı. Binlerce tutuklu Suriyeli ve yabancı IŞİD savaşçıları ile onların aileleri de YPG için büyük bir zorluk teşkil ediyor.”
Bu koşullarda ABD’nin ne yapabileceği konusuna gelince, kuzeydoğu Suriye’deki askeri varlığını devam ettirmenin sürdürülebilir bir çözüm olmadığına işaret ediliyor:
“Hukuki dayanağı zayıf, Trump’ın aniden fikir değişikliklerine bağlı ve eninde sonunda bitecek. Önemli olan bu arada neler olacağı. Türkiye’nin saldırısını caydırsa dahi, Washington’ın nihai çekilme olasılığını bir koz olarak kullanıp, YPG’yi Ankara’nın kaygılarına karşılık vermeye zorlaması gerek. YPG bölge üzerindeki hegemonyasını azaltacak ve kendisini PKK’nin komuta ve denetiminden uzaklaştıracak adımlar atmalı. Yanı sıra, ABD de YPG’ye karşı kozlarını kullanarak Türkiye ile PKK arasında gerilimin düşürülmesini teşvik etmeli.”
Raporda ABD’nin Suriye rejimi ile YPG arasında uzlaşma konusunda da, bugün için bu mümkün görünmüyor olsa da, tavrını değiştirmesi tavsiye ediliyor:
“Bu durumun değişmesi halinde, kuzeydoğunun Suriye devletine âdemi merkeziyetçi bir yönetim temelinde yeniden entegrasyonu uzun vadede en sürdürülebilir sonuç olacaktır. Bu arada Trump yönetimi iki taraf arasındaki diyaloga engel olmamalı, YPG’yi rejime karşı bir baskı unsuru olarak kullanmamalıdır.”
Çevirinin orijinali için tıklayın