IŞİD'in kadın militanlarından korkunç itiraflar
Terör örgütü DAİŞ'in kadın tugayında yer alan ve Musul operasyonunda Peşmerge tarafından yakalanan iki kadın militan, örgütün iç yüzüne dair ve yaptıkları korkunç uygulamalara dair itiraflarda bulundular.
Musul operasyonu sırasında Peşmerge güçleri tarafından yakalanan terör örgütü DAİŞ militanı iki kadın Kürdistan24'e korkunç itiraflarda bulundu.
DAİŞ'in kadın militanlarından oluşturduğu "Hasbe” adlı tugayı bünyesinde faaliyet gösteren Yas isimli kadın terörist, örgüt içinde "Patron” lakabıyla bilindiğini anlattı.
Onlar çığlık attıkça ben daha sert vuruyordum
Musullu kadın ve çocukları, DAİŞ'in yasalarına bağlı kalmaları için zorladığını söyleyen Yas, şöyle konuştu: "Om Ali adında birini tanıyordum. O, beni Musul'un Bab el Tobi ilçesine götürerek DAİŞ saflarında memur olarak çalışmam için aracı oldu. Daha sonra 'Hasbe' biriminde çalışmaya başladım. Buradaki tek işim kırbaç cezasını uygulamaktı. Eldiven veya peçe takmayan ya da vücudunun herhangi bir yeri görünen kadınlara, 50-80 arası kırbaç cezasına çarptırırdım. Onları kırbaçladığımda çığlıklar atıyorlardı ancak kalbimi sertleştirmeyi başarmıştım ve onlar çığlık attıkça ben daha sert vuruyordum. Musul'da silah eğitimi aldım ve ayrıca başka bir militanla nikahlandım.”
Kendimden yaşça çok küçük bir militanla evlendim
Bir erkek kardeşinin de DAİŞ'e katıldığını ve bir hava saldırısında öldüğünü belirten Yas adlı kadın militan, "İlk evliliğimi benden yaşça çok büyük olan amcamın oğluyla yaptım ancak örgüte katıldıktan sonra ondan boşandım ve benden yaşça çok küçük 1995 doğumlu bir militanla evlendim. Adı Nureddin'di ve o da benim gibi yakalandı. Örgütteki kod adım Om Cenat idi. Haftalık ortalama 50 bin dinar maaşım vardı ancak daha fazla kazandığım haftalar da vardı” dedi.
Sivil gibi çıktım ama yakalandım, çok pişmanım
Yas, Musul'dan nasıl kaçtığını ve daha sonra nasıl yakalandığıyla ilgili ise şunları söyledi: "Ordu Musul'un doğu yakasına girdiğinde ben de ordaydım. Batı yakasına kaçamadım çünkü nehrin üstündeki köprülerin tamamı patlatılmıştı. Ben de sivil gibi şehirden çıktım. Beni bir kampa yerleştirdiler. Burada 15 gün kaldıktan sonra bir şekilde ifşa oldum ve sonra da tutuklandım zaten. Çok pişmanım! Eğer geçmişte olsaydık asla örgüte katılmazdım çünkü zalimce uygulamaları var.”
Oğlumu öldürdüler, Peşmerge'ye sığındım
Etre adındaki kadın terörist de Yas gibi Hasbe biriminde çalıştığını uzun süre farklı birimlerde görev aldığını belirterek, şunları anlattı: "İslam Devleti (DAİŞ) için çalışmak istediğimi belirttim bana her şeyden önce biat vermen gerekir dediler. Ben de biat ettiğimi beyan ettim. Bir süre Hasbe biriminde çalıştım. Daha sonra ise farklı bir birimde üç ay boyunca çalıştım. Tel Şier ve Sultan Abdullah ilçelerinin arasında kalan bir bölgede yaşıyordum. Yaptığım iş karşılığında 372 bin dinar maaş alıyordum. Haftada üç gün mesai yapıyordum. İslam Devletinin yasalarını çiğneyenleri tespit etmek ve cezalandırmaktı benim görevim.”
Ezidi çocukları canlı bomba yaptılar
DAİŞ'in esir aldığı Ezidi çocukları canlı bomba olarak eylemlerde kullandığını belirten Etre adlı kadın militan, "Ezidi çocukları kendi aralarında pazarlar ve alıp satarlardı. Bir kısmını köle olarak kullandı, bir kısmına da bomba eğitimi vererek onları intihar eylemlerinde kullandı” dedi.
Eşlerini değiştiriyorlardı
Örgütün içinde ahlaksız ilişkiler olduğunu anlatan kadın terörist, "Militanlar, eşlerini kendi aralarında değiştirirlerdi. Örneğin bir militan gelip başka bir militana 'karını istiyorum' diyebiliyordu. Ötekisi de 'buyur!' derdi. Militanlar, her istedikleri kadınla kısa süreli nikah kıydıktan sonra birlikte olabiliyordu. Daha sonra boşanıyorlardı” şeklinde konuştu.
Kızımı çok özledim
Eşi de DAİŞ'li olan ve operasyonlar sırasında yakalanan dört erkek iki kız annesi Etre adlı kadın 16 yaşındaki oğlunun örgüt tarafından öldürülmesinin ardından kendisinin örgütten kaçarak Peşmerge güçlerine teslim olduğunu söyledi. Ehlam adındaki üç yaşında olan kızını çok özlediğini belirten Etre, çok pişman olduğunu dile getirdi.