DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi: "Hazırlıklıyız"

Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Abdi, Kürtler arası çatışma çıkarmaya çalışan bir gücün destek bulmasının zor olduğunu söyledi.

DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi: "Hazırlıklıyız"

Ronahi TV adlı programda gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Abdi, Kürt güçleri arasında bir savaş halinde, Rojava Devrimi’nin büyük zarar göreceğini belirtti.

Suriye’de halen siyasi bir çözüme ulaşılmamış olmasının yol açtığı krizin Kuzey ve Doğu Suriye’ye nasıl etki ettiği sorulan Mazlum Abdi, Suriye sorununun kısa sürede çözüleceği gibi bir beklenti içinde olmadıklarını dile getirdi.

Fakat 10 yıldır süren müdahale ve savaştan sonra artık kimsenin bu sorunun savaşla çözülebileceğine inanmadığını söyleyen Abdi, “Suriye’nin geleceği savaşla değil, diyalog ve siyasi yöntemlerle belirlenecektir” dedi.

"Türkiye Çözümün Gelişmesini İstemiyor"

Ancak başta Türkiye olmak üzere kimi güçlerin diyalogla bir çözümün gelişmesini istemediğini belirten Abdi, “Çünkü buradaki varlığını sürdürmek niyetindedir. Bunun için sorunun büyümesini istiyor. Suriye toprakları üzerinde planları var. Bu açıdan girişimleri devam ediyor. Yeni bir savaş çıkarmak için fırsat kolluyor” ifadelerini kullandı.

Abdi, “Türk devletinin gerek Libya gerekse Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük amacı aynıdır. Ancak mevcut siyasi koşullar eskisinden daha zor. Türk devleti artık geçen yılki gibi istediği şekilde bir saldırı imkanı bulamayacak ve planlarını gerçekleştiremeyecek. Hem bölgesel hem de küresel şartlar buna el vermiyor” diye de ekledi.

"Siyasi Çözüm 2021'de Kısmen Gelişecek"

Suriye devletinin de aynı şekilde bölgede hakimiyet kurmaya çalıştığını belirten Abdi, fakat uluslararası dengeler buna el vermediği gibi, kendi güçlerinin de buna yetmediğini, o açıdan Suriye sorununun diyalog yoluyla çözülmek durumunda olduğunu kaydetti.

Abdi, “Bana göre 2021 yılında sorunların siyasi çözümünün olanakları kısmen gelişecektir. Ancak tehlike devam ediyor. Özellikle Türk devletinin saldırıları devam ediyor. Biz bunlara karşı hazırlıklı olacağız. Halkımız da buna hazır olmalıdır” dedi.

Mazlum Abdi, bölgeye yönelik devam eden IŞİD(DAİŞ) tehdidi üzerinde de durarak IŞİD'in bölgede halen büyük bir tehlike durumunda olduğunun altını çizerek, “Yeniden ortaya çıkma koşulları arıyor ve bulursa yeniden bir tehlike olarak ortaya çıkabilir. Eğer DAİŞ’e karşı savaş gevşetilirse yeniden güçlenerek ortaya çıkabilir. Örneğin finansman sorunları yok. DAİŞ’in halen Şam Hükümetinin denetimindeki çöllerde, Irak’ta kampları var. Oradan militanlarını eğitiyor, bölgelerimize saldırıyor, sivilleri katlediyorlar. Bu açıdan tehlikesi ciddidir” şeklinde konuştu.

Uluslararası Koalisyon’a bu konuda hata yapılmaması gerektiği yönünde sürekli uyarılarda bulunduklarını paylaşan Abdi, “Çünkü DAİŞ’e karşı mücadelenin dozajı düşürülürse tüm dünya için yeniden büyük tehlike haline gelecektir" dedi.

"ENKS İle Diyalog Sürüyor" 

DSG Komutanı Abdi’ye aracısı olduğu Kürt Ulusal Birliği Partileri (PYNK) ile Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) arasındaki görüşmeler de soruldu.

Abdi, ENKS heyetinin bir dönem bölge dışına gitmesi, görüşmelere katılan garantör konumundaki ABD temsilcilerinin hazır olmamasından ötürü bir süredir görüşmelere ara verilse de, diyalogun devam ettiğini söyledi. Beklentilerinin tarafların hazır olduğu bir dönemde diyalogun kaldığı yerden devam etmesi yönünde olduğunu vurgulayan Abdi, “Benim kanaatime göre kimi iyi çalışmalar da yapıldı. Rojava’daki Kürtlerin birliği konusunda bazı sorunlar vardı, kısmen çözüldü. Bu görüşmelerde ortaya çıkan şey, Kürt taraflarının istemesi durumunda sorunları kendi aralarında çözerek birliklerini sağlayabilecekleridir” ifadelerini kullandı.

"Çatışma Çıkarmaya Çalışan Bir Gücün Destek Bulması Zor"

Kürdistan Bölgesi’nde PKK ve KDP güçleri arasında ortaya çıkan çatışma riski ve buna karşı Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) heyetinin girişimlerini de değerlendiren Abdi, şunları söyledi:

“KNK ile Kürdistan Parlamenterler Birliği’nin toplantısına ben de katıldım. Kürdistan artık 20 yıl önceki Kürdistan değildir. 2000’den önce Kürt güçleri arasında iç çatışma yaşanıyordu. Başurê Kürdistan’daki güçler arasında bu yaşandı. KDP ile PKK arasında da bu yaşandı. Artık bu süreç geride kaldı. Güçler değişti. Kürt kamuoyu oluştu. Dostlarımız var. Kürtler arası çatışma çıkarmaya çalışan bir gücün kendine destekçi bulması zordur. Gerilimin yaşandığı bu kısa süreçte de tek bir fert ya da güç, Kürtler arası çatışmaya taraf olduğunu söylemedi, aksine herkes karşı durdu. Partiler, güçler buna karşı durdu. Hatta uluslararası ve bölgesel dostlarımız, Irak dahi böyle bir şeyden rahatsızlıklarını ve kaygılarını dile getirdiler. Dolayısıyla böyle bir şeye kimse destek vermez.

Böyle bir durum sadece Kürt kazanımlarına zarar verir. Hangi güç böyle bir savaşa girişirse Kürt halkı onları affetmeyecektir. Biz de şimdi böyle bir savaşın çıkmaması için mücadele ediyoruz. Rojavalı güçler olarak da girişimimiz, tutumumuz bu yönlüdür. Çağrımız da sorunların diyalog yoluyla çözülmesi yönündedir. Nasıl ki, 20 yıldır PKK ile KDP arasındaki sorunlar diyalog yoluyla çözülmüşse bundan sonrada böyle olmalı. Zira değişen bir durum yok. Ancak eğer bir taraf saldırmak isterse, biz Rojavalı güçler olarak buna karşı duracağız, bunu kesinlikle kabul etmeyeceğiz. Bu yönlü de tutumumuz son derece nettir. Hiçbir zaman bir tarafın de facto bir durum yaratmasını kabul etmiyoruz. Çünkü böyle bir durumda Rojava Devrimi büyük zarar görür.”

"Hazırlıklıyız"

Yeni bir yıla girerken Özerk Yönetim’e dönük tehlikelerin devam ettiğini, düşmanlarının yeni saldırılar gerçekleştirmek istediğini belirterek, halktan bu konuda hazırlıklı olmasını isteyen Abdi, “Biz savunma güçleri olarak buna hazırlığımızı yapıyoruz. Gelişecek her türlü saldırıyı boşa çıkaracak, kıracak şekilde hazırlanıyoruz ancak halkımız da savunmaya güçlü katılmak için hazırlığını yapmalı. Yeni bir yıla giriyoruz. Bu yeni yıl, Rojava açısından yeni bir hamle yılına dönüştürülmeli. Halkımızdan beklentimiz, her şeyden önce kendi devrimine, kazanımlarına sahip çıkmasıdır. Özerk Yönetim kurumlarına daha fazla katılmalıdır” dedi.