Ensarioğlu: Beştaş’ın aday olmasına bakmayın, İstanbul’da CHP-DEM ittifakı var

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu’na göre seçim sonrası siyaset yeniden dizayn edilecek. CHP Genel Başkanı değişecek, DEM Parti’de yol ayrımı oluşacak, İYİ Parti dağılacak…

Ensarioğlu: Beştaş’ın aday olmasına bakmayın, İstanbul’da CHP-DEM ittifakı var

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu İstanbul’da Başak Demirtaş yerine Meral Danış Beştaş’ın aday gösterilmesinin, Esenyurt’ta CHP’nin yaptığı aday değişikliğinin ittifak anlamını taşıdığını belirterek, “DEM Parti bugüne kadar İstanbul’da belediye almadı. Ama Esenyurt kararıyla en büyük ilçeyi aldı” diyor.

Seçimden sonra Türkiye’de siyasetin yeniden dizayn edileceğini iddia eden Ensarioğlu’na göre CHP Genel Başkanı değişecek, DEM Parti tabanında yeni bir yol ayrımı oluşacak, İYİ Parti ise dağılacak.

AK Parti’nin seçimden gücünü koruyarak çıkacağını savunan Ensarioğlu, Türkiye’de en fazla oy artıracak ilin de Diyarbakır olacağı iddiasında. Ensarioğlu’nun Meclis’te bir grup gazetecinin sorularına verdiği yanıtlar öne çıkanlar şöyle:

'DEMİRTAŞ’IN YENİ SİYASET STRATEJİSİ KANDİL TARAFINDAN BOZULDU'

“Başak Demirtaş aday olursa, İmamoğlu hikayesi biter” demiştiniz. Ama Başak Demirtaş yerine partinin etkili bir ismi olan Meral Danış Beştaş aday gösterildi. Bu değişiklik seçim sonuçlarına nasıl yansır?

Başak hanımı aday göstermek demek, CHP ile DEM ittifakının bittiği anlamına gelirdi. Ama Başak Demirtaş’ın adaylık niyetini beyan etmesine karşın Meral Danış Beştaş aday gösterildi. Bu Kandil’in Selahattin’e tavrıdır. Selahattin Demirtaş siyasal liderlikten, ulusal önderliğe adım atmak istedi, Kandil bunu gördü, Karasu açıklama yaptı ve bu oyunu bozdu. Demirtaş’ın mahkemedeki ifadeleri aslında manifesto niteliğindeydi, makas değişikliği değil, yeni bir siyaset stratejisiydi. Tabanın da DEM çizgisini eleştirdiği bir durum var. Kürtlerin oyunu alıp, onlar için hiçbir şey yapmayıp, marjinal Türk solu fantezilerine kurban ediyorsunuz. Bu gücü Kürtlerin faydasına bir pazarlığa dönüştürebilirsiniz ama dönüştürmediniz. Ve bu konuda da kredinizi artık tüketiyorsunuz. Demirtaş DEM Parti seçmeninin ‘ya kendinizi düzeltin ya da biz yavaş yavaş başka bir arayışa gideriz’ tutumunu gördü. Bunların karşılanmaması halinde bir yol ayrımı olacağını, DEM çizgisinin kredisini tüketeceğini gördü. Bir de kendisine dair sokaktaki olumlu pozisyonu gördü. Bu ikisini değerlendirerek, siyasal liderlikten ulusal önderliğe sıçrama, aynı zamanda Kürtlerin taleplerini karşılayacak yeni bir siyasi manifesto koydu. Ama PKK içindeki hakim kanat Demirtaş’ı boşa düşürdü, haddini bildirdi ve Başak’ı geri çekti, “CHP ile ittifakı devam ettirin”, dedi. Çünkü PKK içindeki hakim kanat İran ile birlikte hareket eden, İran’ın aparatı haline gelmiş, ama aynı zamanda ideolojik olarak da marjinal Türk solunun zihniyetini taşıyan kanattır.

'BEŞTAŞ SAMİMİ BİR ADAY DEĞİL'

Başak Demirtaş’ın adaylığına karşın Ekrem İmamoğlu kazanamaz mıydı?

Kesinlikle kazanamaz. Olay Kandil’le, Selahattin’in pozisyonuyla alakalıdır. Meral Danış Beştaş’ı aday göstermediler aslında. Beştaş, CHP ile bir pazarlık kozuydu. Samimi bir aday değil.

'DEM ANKARA’DA ADAY GÖSTEREREK CHP’YE HİZMET ETTİ'

Meral Danış Beştaş güçsüz bir aday da değil ama…

Başak Demirtaş aday olsaydı geri çekilmezdi. Beştaş istedikleri zaman çekecekleri bir isim. Çekme de önemli değil, “oy verme” dese vermezler. Güçlü bir aday gösterip, pazarlığa razı ettiler. Neticede Esenyurt 50 ilden büyük, Türkiye’nin en büyük ilçesidir. Esenyurt’u tıpış tıpış verdiler. CHP adayını geri çekti, bu olacak şey mi? Şimdi Ankara’da aday gösterdiler. Baktığında aslında güçlü bir ittifak yok. Millet, DEM’in Ankara’dan aday göstermesinin CHP’ye zarar verdiğini zannediyor. Aslında tam tersi CHP’ye hizmet ediyor. Çünkü Ankara’daki Kürt seçmen, Mansur Yavaş’a tepkili. Dolayısıyla Ankara’da DEM Parti aday göstermese, muhafazakar Kürtlerin AK Parti’ye oy verme ihtimali var. Bu ihtimali ortadan kaldırmak için DEM Parti aday gösterdi.

'DEM PARTİ’NİN KAYBETTİRME STRATEJİSİ UYGULADIĞI İDDİASI NUMARA'

DEM Parti birçok yerde aday çıkardı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel de “bunlar bize kaybettirme stratejisi uyguluyor” diyor. Bu ne anlama geliyor?

Numara, bu kesinlikle numara. Şu an DEM Parti AK Parti ile karşı karşıyadır. DEM Parti’nin Ankara’da aday göstermesi, Esenyurt gibi büyük bir ilçeyi vermeleri ittifak anlamını taşır. DEM Parti bugüne kadar İstanbul’da belediye almadı. Ama Esenyurt kararıyla en büyük ilçeyi aldı. Akdeniz’i bu ittifakla yine DEM Parti’ye peşkeş çekecek. Güçlü bir ittifak kuruldu. Antalya’da şahsi bir mesele, adayın (Muhittin Böcek) Kürtlere tavrına karşı alınmış bir tutum. O kadarını da yapsınlar. Bu ittifak olmadığı anlamına gelmez. İzmir de aynıdır.

'SEÇİMDEN SONRA SİYASET YENİDEN DİZAYN EDİLECEK'

DEM Parti adayı düşük oy aldığında bunu tabanına nasıl anlatacak?

Bu seçimden sonra Türkiye siyaseti yeniden dizayn edilecek. Birincisi CHP Genel Başkanı değişecek. İkincisi DEM Parti tabanında yeni bir yol ayrımı oluşacak. Üç, İYİ Parti dağılacak. AK Parti güçlü bir şekilde yerini koruyacak. Ama diğerleri darmadağın olacaklar.

'DEM PARTİ İLE HİÇBİR PAZARLIK YOK'

DEM Parti’nin AK Parti ile kayyım atamama sözü aldığı iddiası var. CHP’den de bu yönde açıklamalar geldi?

Hiçbir pazarlık yok. Açık ittifak yapan Özgür Özel.

Kayyım politikası rafa kalkacak mı?

Ben kayyumları savunan biri değilim. Halkın iradesinin değerli olduğunu, tercihlerinin kıymetli olduğunu ve buna riayet edilmesi gerektiğini düşünen biriyim. Ama dünyada hiçbir devlet kendi ile savaşmaya devam eden, askerini polisini şehit eden bir yapının uzantısı siyasi anlayışın devletin kaynaklarını kendiyle savaşanlara aktarmasına müsaade etmez.

DEM’liler adaylarını belirledi, propaganda sürecine girdik. Bu partinin millete bir vaadi, konuşacak bir şeyi yok mu, yine Öcalan’a özgürlük yürüyüşlerine sarıldılar. Diyarbakır’da milletvekilleri caddede Öcalan’a özgürlük için oturuyor. Bunu 3 ay önce ya da seçimden 1 ay sonra niye yapmıyorsun? Şimdi belediye başkanı Öcalan’a özgürlük yürüyüşüne bilerek katılırsa, bu terörle iltisak gerekçesi oluşturmak değil midir? Bunu yapan, bu örgütün kendisidir.

'TÜRKİYE’DE SİYASİ KANAT SİLAHLI ÖRGÜTÜN EMRİNDE'

Çözüm süreci döneminde bunlar olağandı. Kandil’e gidildi, Öcalan ile görüşüldü…

 Her meseleyi kendi şartlarında değerlendireceksiniz. Benzer sorunları yaşayan ülkeler barışçıl yöntemler denediler ve çatışmasızlık süreçlerini oluşturup çözdüler. Bizde de bu talep vardı. Bu talebi cesur bir lider risk alarak karşıladı. Bu yaşanmalıydı. Şimdi herkesin unuttuğu bir şey var. Benzer dünya örneklerinde 1-2’si dışında silahlı örgüt siyasi kanadın emrindeydi. Siyasetçiler bu işi çözdüler. Türkiye’de ise siyasi kanat silahlı örgütün emrindedir. O nedenle çözemedik. Çünkü karar vericiler silahlı güçlerdi. Silahlı güçler de barışmak için değil savaşmak için kurgulanmışlardır.

Türk siyasetinin üzerinden silahlı gücün vesayeti kalktıktan sonra Türk siyaseti bu ülkenin çıkarına üretmeye başladı. Ama Kürt siyasetinin üzerinden silahlı gücün vesayeti bütün gücüyle duruyor. Kürt siyaseti bu vesayetten kurtulmadığı sürece milletin menfaatine bir şey üretebilme şansı yok. Bunu 7 Haziran’da Selahattin Demirtaş başarabilirdi. Bu fırsat geldi ama Demirtaş tercihini Kandil’den yana kullandı. O riski almadı.