Erdoğan, tehlikenin farkında: Önünde iki yol var
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 7 Aralık’ta İstanbul’da yaptığı konuşmada, yol arkadaşları Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’a “Halkbank’ı dolandırmaya çalışmaya” varana dek sert sözlerle yüklenmesi ve Davutoğlu’nun “mal varlıklarımızı karşılaştıralım” resti, siyasetin gündemini değiştirdi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 7 Aralık’ta İstanbul’da yaptığı konuşmada, yol arkadaşları Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’a “Halkbank’ı dolandırmaya çalışmaya” varana dek sert sözlerle yüklenmesi ve Davutoğlu’nun “mal varlıklarımızı karşılaştıralım” resti, siyasetin gündemini değiştirdi.
Gazeteci-yazar Murat Yetkin, kişisel blogunda “Erdoğan bu çıkışı neden yaptı, neden şimdi yaptı, neden bu konuyla yaptı?” sorusuna cevap arıyor.
Yetkin’e göre Erdoğan’ın bu çıkışı yapması, Davutoğlu ve Babacan’ın kurmaya hazırlandıkları partilerin, hem AK Parti’nin mevcut tabanından, hem de yerel seçimde kaybettiği görülen ama hedeflediği (Kürt seçmen ve şehirli muhafazakârlar gibi) kitlede taraftar bulduğunu saptadığını gösteriyor.
KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır’ın geçen hafta Davutoğlu ve Babacan’ın ilk genel seçimlerde çok değil, yarımşar puan dahi almasının Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilememesine yol açacağı yorumunu yapmasını hatırlatan Yetkin, “Kaldı ki her iki müstakbel partinin oy güçlerinin bunun üzerinde olacağı şimdiden kamuoyu yoklamalarına yansımaya başladı. Erdoğan bunu görerek önlerini kesmek istiyor” yorumunu yapıyor.
“Çıkışın zamanlaması da AK Parti saflarındaki endişenin göstergesi sayılabilir” diyen Yetkin, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Ancak seçilen konunun yolsuzluk olması, kimilerine göre isabetsiz bir tercih ve ters tepebilir. Örneğin yıllarca Erdoğan’ın strateji ekibinde çalışan, başında bulunduğu ANAR araştırma şirketinden de geçenlerde ayrılan İbrahim Uslu, 8 Aralık öğleden sonra Twitter hesabında şunları söyledi: Yolsuzluk AK Parti’nin yumuşak karnıdır ve kamuoyu kanaatleri açısından durum net biçimde aleyhindedir. Dolayısıyla yolsuzluk konusunda muhalefet ile gireceği bir tartışmadan kazançlı çıkması pek mümkün değildir.”
Erdoğan’ın önünde iki seçenek olduğundan bahseden Murat Yetkin, “Birincisi, her şeyi göze alıp Davutoğlu ve Babacan aleyhindeki kampanyaya, belki her şeyi göze alıp Gül’ü pasifize etmeye çalışarak devam etmek. İkincisi de Davutoğlu ve Babacan’ın da sadece mali konuları değil, Suriye’den ABD’ye, PKK ile diyalog sürecine dek pek çok konuda yapacağı açıklamaları da göze alıp konuyu burada kapatmak” görüşünü dile getiriyor.
Bir üçüncü ihtimal olarak da İslamcı/muhafazakâr çevrede sözü geçen bazı isimlerin taraflara “Durun, siz kardeşsiniz” çağrısı yapması olduğunu söyleyen Yetkin, “Gerçi bu çevrelerin Davutoğlu’na da, Babacan’a da ‘Kopmayın’ çağrısı yapıp dinletemediği bilgisi var kuliste. Çünkü bu çevrelerin artık ara bulma değil, diğer tarafları Erdoğan’ın çizgisine ikna etmek olduğu algısı var” ifadesini kullanıyor.
Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz