HDP yöneticilerine ajanlık tehditleri
HDP İstanbul İl Örgütü, İHD'de düzenledikleri toplantıda, yöneticilerinin "Arabanıza molotof atılabilir, çocuğunuzun dershanesini biliyoruz, birileri dükkanınıza paket bırakılabilir..." gibi tehditlerle karşılaştıklarını açıkladı. HDP'liler, İçişleri Bakanlığı'nın bu kişileri bulunmasını istedi. HDP İstanbul İl Eş Başkanı Elif Bulut "Bu baskılarla karşı karşıya kalanlar varsa bize gelip anlatsın" dedi.
HDP İstanbul İl Örgütü, İHD'de düzenledikleri toplantıda, yöneticilerinin "Arabanıza molotof atılabilir, çocuğunuzun dershanesini biliyoruz, birileri dükkanınıza paket bırakılabilir..." gibi tehditlerle karşılaştıklarını açıkladı. HDP'liler, İçişleri Bakanlığı'nın bu kişileri bulunmasını istedi. HDP İstanbul İl Eş Başkanı Elif Bulut "Bu baskılarla karşı karşıya kalanlar varsa bize gelip anlatsın" dedi.
HDP İstanbul Örgütü, kendilerini “istihbarattan” diye tanıtarak, parti üye ve yöneticilerini tehdit eden kişiler hakkında İHD Şubesinde basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda kimliği belirsiz bir takım kişilerin “Arabanıza molotof atılabilir, çocuğunuzun dershanesini biliyoruz” şeklinde tehditlerle karşılaştıklarını anlatan yöneticiler İçişleri Bakanlığı’na, “bu kişileri bulun” çağrısında bulundu.
Polis değiliz, istihbarattanız!
Toplantıya katılan HDP’li yöneticiler, hem yaşadıklarını anlattı hem de benzer olaylarla karşılaşan partililerin İHD’ye başvurmasını istedi. HDP İl Yöneticisi Cüneyt Karabey, iki kişinin satışa çıkardıkları bir işyerini almak bahanesiyle kendisini aradığını ve daha sonra yaptıkları görüşmeden kendisini tehdit ederek ajanlık dayatmasında bulunduklarını söyledi. Karabey yaşadıklarını şöyle anlattı: “Görüştüğümüzde kendilerinin istihbarattan olduklarını söylediler. Biraz da tehditvari biçimde ‘Çevrende iyi olmayan insanlar var. Bunlar sana zarar verebilirler. Seni korumak istiyoruz. Bize yardımcı ol. İşte şu anda bir araban var, araban durduk yere molotoflanabilir. Bir dükkanın var, birileri o dükkana tehlikeli bir paket bırakabilir ve dükkanın basılabilir’ gibi sözlerle tehdit ettiler.”
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Yöneticisi Osman Özdemir ise, Sefaköy’de yanına gelen kişilerin ‘konuşalım’ dediğini belirtti ve yaşadığı olayı şöyle anlattı: “Kimsiniz dedim, ‘biz polis değiliz istihbarattanız, bir çay içelim’ dediler. Sonra da ‘Senin ne yaptığını biliyoruz, çocuğun burada dersaneye gidiyor. Onu da biliyoruz’ deyip ailemle tehdit ettiler. ‘Senin yıllarca ne yaptığını, nerede çalıştığını çok iyi biliyoruz. Başına devlet kuşu kondu bunu değerlendir’ diyerek ajanlık teklif ettiler.”
Devlet Yapılanıyor, bize yardımcı ol
HDP İl Yöneticisi Erkan Kakça ise mahallesindeki bakkal giderken yanına yaklaşan iki kişi tarafından baskı ile arabaya bindirildiğini söyledi. Kakça şöyle konuştu: “Gözaltına mı alınıyorum dedim hayır dediler. ‘Biz seni tanıyoruz, ne yaptığını biliyoruz. Devlet yeniden yapılanıyor. Bize yardımcı ol’ diyerek ajanlık teklif ettiler. Kendilerini teşhir edeceğimi, hukuki işlem başlatacağımı söylediğimde ise ‘İstediğini yap’ dediler. O kadar rahat ve pervasızca yaptılar ki” dedi ve ekledi: “Ben buradan HDP’li arkadaşlarıma sesleniyorum. Kabul etmeyin ve korkmayın, bununla karşı karşı karşıya kaldığınız da HDP’ye gelin, İHD’ye gelin.”
Başka bir taktik uyguladılar
HDP İstanbul İl Eş Başkanı Elif Bulut ise “HDP’ye karşı başka bir taktik geliştirmişler” dedi. Bulut, “HDP’ye bir mesaj veriyorlar” diyerek şöyle devam etti: “Bunu da kameraların ortasında, kalabalık yerlerde, iş yerlerinde yapıyorlar. Korku sarıyorlar. İçimizde bir güven sorunu yaratmaya çalışıyorlar. İki tane il yöneticimiz arka arkaya tehdit edildi. Kendilerine ajanlık teklifi sunuldu. İnsanın içinde şüphen uyandırmaya çalışıyorlar. Gözaltına aldılar, tutukladılar, sokağa çıkamaz hale getirdiler. Ama hiçbiri tutmadı. Şimdi de başka bir taktik uyguladılar. Buna karşı olarak açık bir çağrı yaptık. İnsanları çocuklarıyla tehdit ediyorlar. Bu baskılarla karşı karşıya kalanlar varsa bize gelip anlatsın. Biz de birlikte takip edelim durumu.”
İHD Şube Başkanı Yoleri: Mit'in rolünü düşündürtüyor
İHD İstanbul binasında açıklama yapan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, son dönemlerde ajanlaştırma baskılarının yoğunlaştığına dikkat çekti. Yoleri, “İnsan hakları açısından meseleye yaklaştığımızda daha önce çok kere söylediğimiz gibi kişi özgürlüğü ve güvenliği açısından bu kaçırılmaların zaman zaman işkence ile sonuçlandığını biliyoruz. Bu tür olayların geçmişteki gözaltında kaybetme olayları ile bağlantılı olabileceğini, en azından böyle bir riski içinde barındırdığını biliyoruz. O nedenle burada yaşam hakkı ihlallerini de içerisinde barındıran bir süreçten bahsediyoruz. Bunu gerçekleştiren kişilerin resmi görevli olmamaları, kendilerini öyle tanıtıyorlar çünkü, burada MİT’in rolü olabileceğini düşündürtüyor” diye konuştu.
İçişleri Bakanlığı'na çağrı: Bu kişileri tespit edin
Ardından HDP tarafından hazırlanan basın metni paylaşıldı. Metinde şu ifadeler yer aldı:
“Son yıllarda partimizin maruz kaldığı siyasi soykırım operasyonu; gözaltı, tutuklama ve linçle birlikte son günlerde ajanlaştırma girişimleri ile devam etmektedir. Kendini ‘istihbarat’ olarak tanıtan kimi karanlık şahısların İstanbul II Örgütü’müzün bazı yönetici ve çalışanlarını tehdit ile ajanlaştırmaya dönük girişimleri ile karşı karşıyayız, Partimizin, İnsan Hakları Haftası vesilesiyle paylaştığı 2015 yılından bu yana parti ve bileşenlerine yönelik operasyonlarda 15 bin 530 kişinin gözaltına alınması, 6 bin partilimizin tutuklanması bile nasıl büyük bir siyasi soykırım operasyonu yapıldığının göstergesidir. Buradan İç işleri ve Adalet Bakanlığına sesleniyoruz: Devletin resmi görevlileri olduğunu söyleyen kimi şahıslar yasadışı yol ve yöntemlerle tehdit, şantaj, darp ve psikolojik işkence yöntemleri ile ağır insan hakları suçları işlemektedirler.
Görevi her bir vatandaşın güvenliğini sağlamak olan bakanlıkların, bir görevinin de siyasi bir partinin çalışmalarına yönelik engelleri, tehditleri bertarf etmek olduğunu bir kez daha hatırlatır, bu yasadışı yol ve yöntemleri kullanan kişilerin ivedilikle tespit ve teşhir edilmesini ve yargı birimlerine teslim etmeye çağırıyoruz. Bilinmeli ki bunca siyasi soykırım operasyonlarına, bir Orta Çağ artığı olan linç de dahil, her tür baskı ve şiddete karşı tüm yapıları, yönetici ve çalışanlarıyla yek vücut direnen partimiz, bu gayri ahlaki ve yasadışı girişimlere karşı da gerekli tedbirleri alarak, milim geri adım atmadan, azimle, coşkuyla mücadelesine devam edecektir.”