HDP'den Erdoğan'a 'Kürt Sorunu' yanıtı
Partisinin Van’da düzenlediği “Demokratik Yerel Yönetimler Eğitim Çalıştayı”nda konuşan HDP Eş Genel Başkan Sezai Temelli, 31 Mart yerel seçimlerdeki hamleleriyle insanlara nefes aldırdıklarını söyledi. Temelli, ‘Kürt sorunu yoktur’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ise, “Kürt sorunu vardır ve bu sorun tüm sorunların kavşağındadır. Bu sorunu çözmeden başka hiçbir sorunu çözemezsiniz” yanıtı verdi.
Partisinin Van’da düzenlediği “Demokratik Yerel Yönetimler Eğitim Çalıştayı”nda konuşan HDP Eş Genel Başkan Sezai Temelli, 31 Mart yerel seçimlerdeki hamleleriyle insanlara nefes aldırdıklarını söyledi. Temelli, ‘Kürt sorunu yoktur’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ise, “Kürt sorunu vardır ve bu sorun tüm sorunların kavşağındadır. Bu sorunu çözmeden başka hiçbir sorunu çözemezsiniz” yanıtı verdi.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Van’da düzenlediği “Demokratik Yerel Yönetimler Eğitim Çalıştayı” devam ediyor. İki gün boyunca kadın eşbaşkanlarının katıldığı çalıştayın üçüncü günü tüm belediye eşbaşkanlarının katılımıyla başladı. İki gün sürecek olan karma çalıştaya, HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ile milletvekilleri ve partili yetkililer katıldı.
Merit Otel’de gerçekleşen çalıştayın bugünkü bölümünün açılış konuşmasını Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Mustafa Avcı yaptı.
Toplantının Van’da yapılmasından mutluluk duyduklarını dile getirerek sözlerine başlayan Avcı, “Kayyumlar büyük borçlar bıraktı. Borçları teşhir edeceğiz ama bu borçların bizim için bahane olmamaması gerekiyor. Sandıktan çıkmak başarıdır ama verdiğimiz sözü yerine getirmek çok daha büyük bir başarılı olur” dedi.
HDP'nin 31 Mart Stratejisi
Onun ardından kürsüye Eş Genel Başkan Sezai Temelli çıktı. Temelli, 31 Mart yerel seçimlerinde önemli bir hamle yaparak Türkiye’nin siyaset kulvarını değiştirdiklerini söyledi.
Türkiye’nin 17 yıldır tekçi bir anlayışa hapsolduğunu, ancak 31 Mart seçimlerinde buna ‘dur’ dediklerini belirten Temelli, “Siyasetin kulvarını radikal bir hamleyle değiştirdik. Amacımız sadece Kürdistan’da belediyeleri kazanıp, batıda faşizme kaybettirme değildi. Amacımız Türkiye siyasetinin kutuplaştığı zihniyetini yıkmaktı. Siyaset iki kutup arasına sıkıştırılmış bu gerilimin içerisinden insanlar nefes almaya çalışıyordu. Bu hamleyle önemli bir adım atarak insanlara nefes aldırdık. HDP’nin 31 Mart stratejisini sadece seçime sıkıştırmamak önemli. Türkiye’de barışın toplumsallaşması için bu hamlenin arkasını getirmemiz gerekiyor. Şuan hala kayyum zihniyeti direnmeye çalışıyor. Diyadin’de gördüğümüz gibi bu zihniyet hala direniyor. Biz bu zihniyeti dağıtacağız. Türkiye halklarının, emekçilerin, kadınların, bu iktidar tarafından edilmiş insanların mücadelesini vermek gerekiyor” dedi.
Erdoğan'ın 'Kürt sorunu yoktur' sözlerine yanıt
AKP-MHP faşist bloğunun bugünkü hükümet sistemi anlayışını yıllar önce örmeye başladığını ifade eden Temelli, şöyle devam etti “Bu blok, bu tekçi anlayış mutlak tecridi uygulamayla başladı. Tecrit sadece İmralı’yı değil, tüm Türkiyeyi tecrit altına aldı. Bir ülkenin tecritleştirilmesi, hukuk devletinin, evrensel hukukun, demokrasinin ve faşizmin kurumsallaşmasıdır. Bu 4 yıllık tecrit sürecinde ülkede bir çöküş ve çürüme yaşandı. Bunun müsebbibi bu iktidardır. Bunlar şiddetten beslendiler. Şimdi çıkmış ‘Kürt sorunu yoktur’ diyor. Pes, insaf! Bu inkar siyaseti ile yol almaya çalışmak akıl tutulmasıdır. Ne demek ‘Kürt sorunu yok?’ Bu sorunu çözücek siyaset bu coğrafyada var edilmelidir. Bu sorunu çözmesi gereken zat çıkmış ve ‘sorun yok’ açıklaması yapıyor. Bu siyasetsizliktir, bu durum siyaseti ve halkları yok saymaktır. Bu durum halklarsız kendi siyasetini kurmaya çalışmaktır. Bu siyasetsizlik işte kendisini Hakurk’ta, Rojava’da gösterdi. Kürt sorunu vardır ve bu sorun tüm sorunların kavşağındadır. Bu sorunu çözmeden başka hiçbir sorunu çözemezsiniz. Bu sorunun tüm sorunlara organik bir buluşması var. Çözümsüzlükten beslenen bu iktidar işte bu nedenle tecrit, şiddet politikalarını devreye soktu. Türkiye bu soruna vakıf olmak zorundadır. Sadece vakıf değil, müdahil olmak zorundadır. Kürt sorununu görmezden gelerek kendini var etmeye çalışanlar muhalif bile olsalar sorunun bir parçası olmaya devam ederler. Eşit halklar temelinde bir araya geleceğimiz bir sisteme ihtiyaç var. Ortak vatanımızda demokratik Cumhuriyeti inşa etmeliyiz.”
Merkez Bankası Başkanı'nın görevden alınması
Temelli, Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın bu sabah Cumhurbaşkanı kararıyla görevinden alınması üzerinde de durdu.
Çetinkaya’nın görevinden alınmasının ekonominin içinden çıkılmaz bir hal almasının sonucu olduğunu söyleyen Temelli, “Ekonomi o kadar kötü ki Merkez Bankası başkanını bile değiştirmek zorunda kaldılar. Merkez Bankası başkanının görevinden alınması hedefe ulaşmadıklarının bir göstergesidir. Bunların bir hedefleri yok. Ekonomik olarak sizin ne hedefiniz var ki ulaşmıyorsunuz? Zaten Merkez Bankası’nın yönetecek bir iradesi yoktu. Yalan ve rakamlarla oynayarak yönetemedikleri bişeyleri yönetiyormuş gibi yaptılar. Bunların döneminde her taraf yoksullukla çevrelendi. Bu bir yönetememe halidir. Halka ait olan kaynakları silah ve savaşa harcarsanız, işsizlik alır başını gider, ekonomik ve siyasi alandaki çöküntü de kaçınılmaz olur” dedi.
Yeni anayasa çağrısı
Konuşmasının devamında “Şimdi demokrasi ittifakı zamanıdır” diyen Temelli, bu konuda şunları ifade etti: “Şimdi toplumun yan yana gelerek mücadele etme zamanıdır. Biz topluma bir yol haritası öneriyoruz. Gerçek bir demokrasi ve barış için bu uydurma sistemden kurtulmalıyız. Türkiye halkları artık kendi anayasasını yapmalı ve bu demokratik anayasayı hayata geçirmeliyiz. Anayasalar bir mutabakat zeminin sunar. Bu zemini mutlaka var etmemiz gerekiyor. Bunları eşit yurttaşlık temelinde yapmamız gerekiyor. Herkesin kendisini içinde bulduğu bir anayasa yapabiliriz. Anayasada şu ana kadar 17 kez yama yapıldı ama geldiğimiz nokta işte bu ‘Tek Adam’ rejimidir. Bu tekçi anlayış ‘Kürt sorunu yoktur’ derken, dilimizi kültürümüzü yok sayıyor. Türkiye’de17 yıldır biriktiren sorunlar toplumsal barışı yıkmıştır. Acil bazı adımların atılması ve parlamentonun acilen devreye girmesi, insiyatif alması gerekiyor. Parlamento bir an önce yürütmenin vesayetinden kendisini kurtarmalıdır.”
Yeni bir yaşamı var edeceğiz
Belediyelerin ise yerel demokrasiyi inşa etmenin en önemli ayağı olduğunu vurgulayan Temelli, nicel değil, toplumsal dönüşüme endeksli bir süreç yürütmeleri gerektiğini kaydetti.
Temelli, “Önümüzdeki 5 yılı nasıl yöneteceğiz, nasıl yerel demokrasiyi inşaa edeceğiz? bunları konuşacağız. Bunları hayata geçirirken de eksiklerimizi nasıl ortadan kaldırabiliriz? bunları ele alacağız. Bir tarafta faşizme karşı mücadele ederken, bir tarafından da yaşamı var edeceğiz. Kentlerimizde radikal demokrasiyi inşa etmemez gerekiyor. Bugün ki demokrasi anlayışına eleştiri, yeniyi inşa etmektir. Radikal demokrasi, kadın mücadelesi, ekoloji ve emek mücadelesidir. Bu üçünden herhangi birinin ihmali söz konusu değildir. Attığımız her adımda bu üç adımı sürdürmemiz gerekiyor. Yönetim anlayışımız bu üç sac üzerinden yükselmelidir. Yaşamın her alanında toplumsal eşitliği var etmemiz gerekiyor. Yaşamı özgürleştirmek istiyorsak bunlardan vazgeçmemiz gerekiyor. Bu mücadele tüm kimliklerin özgürlük mücadelesidir. Bu mücadele de radikal demokrasi üzerinden anlam bulur. Biz kimlik siyaseti yapmıyoruz, kimliklerimizle siyaset yapıyoruz. Kimliklerimiz vazgeçilmezdir. Bizim itirazımız bu sisteme ve iktidaradır. Tüm farklılıklarımızla yerel demokrasiyi inşa edeceğiz” dedi.
Sadece belediyecilik hizmetinden demokrasinin çıkmayacağının altını çizen Temelli, konuşmasını şöyle noktaladı “Sadece hizmete odaklı yönetim anlayışı olmaz. Ancak demokrasiden hizmet çıkar. İnsanların ihtiyaçlarını gidereceğiz ama bunu piyasacı akıldan kurtularak yapmamız gerekiyor. Bizim toplumcu bir belediyecilik yapmamız gerekiyor. Hayallerimiz, umudumuz büyük. Dünyayı değiştirebilecek gücümüzün olduğu bir özgüvenle hareket edelim.”
Temelli’nin konuşması sonrası toplantı basına kapalı şekilde devam etti. Dört gün sürecek çalıştay, yarın sona erecek.