HDP’den Şengal ve Mahmur ziyaretlerine ilişkin açıklama

Şengal, Mahmur Kampı ve Süleymaniye’yi ziyaret eden HDP heyeti, “Êzidîler IŞİD tehdidi ve Türkiye’nin bombalamalarına maruz kalmaktadır” açıklaması yaptı.

HDP’den Şengal ve Mahmur ziyaretlerine ilişkin açıklama

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dış İlişkilerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Feleknas Uca, İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş ve İzmir Milletvekili Murat Çepni’den oluşan bir heyet, 8-12 Şubat tarihleri arasında Şengal ilçesi ve Mahmur Kampı’na bir ziyaret gerçekleştirdi.

Ankara’ya dönen heyet, ziyarete ilişkin gözlemlerini yazılı bir rapor halinde kamuoyu ile paylaştı. Heyet adına hazırlanan raporu Murat Çepni okudu.

Raporda, “Heyetimizin karşılaştığı en çarpıcı gerçek; Türkiye’nin IŞİD ile mücadelesinin koca bir yalan olduğu ve uluslararası toplumun bu kritik meseleye karşı yetersiz kaldığıdır. Açıkça ifade etmek isteriz ki; artık dünyanın da bildiği üzere, IŞİD’in en fazla güç aldığı, güç topladığı, lojistik temin ettiği ülke, ne yazık ki Türkiye’dir. En son, basına da yansıdığı üzere, kendisini İŞİD’in Türkiye emiri olarak tanıtan bir şahıs, ülkede pek çok şehre silah gömdüklerini, yeni üs bölgelerinin Türkiye olduğunu açıkça ifade etmişti” denildi.

MİT Şengal halkını arayıp tehdit ediyor

Bağdat ile Erbil arasında 9 Ekim 2020'de BM ve ABD’nin desteğiyle imzalanan Şengal Anlaşması’na değinilen raporda, anlaşmadan sonra ise Şengal ve Ezidiler üzerindeki baskı ve saldırıların arttığını ileri sürüldü.

Şengal’de halen 200 bin kişinin yaşadığı, bir o kadarının da farklı ülkelere göç ettiği bilgisine yer verilen raporda, şu ifadeler kullanıldı:

“Bir kısmı da BM’nin denetiminde KDP’ye bağlı kamplarda yaşamaya mecbur bırakılıyor. Toplamda 13 kamp bulunmaktadır. Şengal halkının beyanına göre; İnsanların kamplardan ayrılmaları engelleniyor, dini ve kültürel açıdan yoğun bir asimilasyon politikasına maruz bırakılıyorlar. Ailelerin bir araya gelmesi zorlaştırılmakta ve aileler parçalanmış durumdadırlar.

Yaptığımız görüşmelerde bize iletilen en dikkat çekici bilgilerden biri de; MİT adına insanların telefonla arandığı, ajanlık dayatmasında bulunulduğu, yapmamaları halinde de öldürüleceklerinin söylendiği bilgisi oldu.

Edindiğimiz bir diğer önemli bilgi de; Şengal Savunma Güçleri’nin Türkiye tarafından  ‘terörist’ olarak görülmesine karşın, Irak Devleti tarafından 80. Tugay olarak resmî bir güç kabul edilmesi ve tüm ihtiyaç ve teçhizatlarının da devletçe karşılanıyor olması oldu.”

Raporda, “Sonuç olarak, Şengal’e yönelik tüm saldırılarda siviller yaşamını yitirmekte ve halk zarar görmektedir. Êzidîler bir taraftan IŞİD tehdidi altında yaşamaya çalışırken, diğer taraftan da Türkiye’nin bombalamalarına maruz kalmaktadır. Êzidîsiz bir yaşam dayatılmaktadır. Fermanlar üzerinden gerçekleştirilemeyen kırımlar, siyaset ve kirli anlaşmalar üzerinden yapılmaya çalışılmaktadır” diye belirtildi

 “Şengal halkının talepleri”

Raporun, “Şengal’de halkın talepleri” bölümünde şu tespitlere yer verildi:

“Şengal halkı, Şengal üzerindeki savaş uçaklarının ve SİHA’ların uçuşlarının yasaklanmasını istiyor.

Şengal’in tüm dünyaya çağrısı, bu zulmün son bulması için harekete geçilmesidir.

Bombalar ve abluka altında yaşamaya çalışan Şengal halkı, Türkiye ve tüm dünya halklarından destek beklemektedir.

Demokrasi güçlerini, kadın örgütlerini, siyasi partileri, demokratik kitle örgütlerini, ekoloji örgütlerini, aydın ve sanatçıları Şengal’i ziyaret etmeye davet ediyorlar.

Şengal halkı, Êzidî soykırımının tüm devletlerce tanınmasını talep ediyor.

Birleşmiş Milletler başta olmak üzere, uluslararası ilgili güçlerin duruma dair söz kurmasını, saldırıları engellemede inisiyatif almalarını talep ediyorlar.”

Mahmur Kampına dair izlemlenimler

Raporun Mahmur Kampı ziyaretine ilişkin bölümünde, kampta yaklaşık 13 bin kişinin yaşadığı belirtildi.

Kampın okul, yerel yönetim ve belediyesi olan sivil bir yaşam alanı olduğu ifade edilen raporda, 2018’den beri, çalışmak için Kürdistan Bölgesi kentlerine çalışmak için gidenlere izin verilmediği, hastaların hastaneye gidemediği ifade edildi.

“IKBY yönetimi tarafından Mexmûr'a ambargo uygulanıyor. Sadece Bağdat’a gidebiliyorlar. Oradan da geri dönmekte sıkıntı yaşıyorlar” denilen raporda, son üç yıldır üniversite sınavlarına kabul edilen öğrencilerin, hak ettikleri üniversitelere kabul edilmediği ifade edildi.

Raporda, “Kamp IŞİD saldırılarına maruz kalmaya devam ediyor. Halk tümüyle kendi imkânlarıyla güvenliğini sağlamaya çalışıyor. Neredeyse her aşiretin silahlı gücünün olduğu, IŞİD saldırılarının sürdüğü bölgede, kampta yaşayan Kürtler yirmi dört saat tehdit altındadırlar. Kamp aynı zamanda Türkiye’nin de hava saldırılarına maruz kalıyor. ‘Terör noktaları’ vuruluyor diye açıklanan noktaların yerleşim yerleri olduğunu bu ziyaretimizle bir kez daha gözlemledik” ifadeleri kullanıldı.

Bu bölümde Mahmur halkının talepleri ise şöyle sıralandı:

“Bombalamalar son bulmalı.

Uygulanan ambargo kaldırılmalı.

Seyahat ve çalışma yasakları kaldırılmalı.

Üniversite eğitimi önündeki engeller kaldırılmalı.

Kamp üzerinde askeri uçuşlara izin verilmemeli.

BM’nin kampta kalan insanların temel haklarının korunmasına karşı harekete geçmesi ve saldırıların engellenmesine yönelik çalışmaların yapılması.”

“Ziyaretimiz çarpıtıldı”

Heyetin son olarak Süleymaniye’de Rojava Özerk Yönetimi Ofisi’ne taziye ziyaretinde bulunduğu ve Kürdistan Yurtseverler Birliği Partisi (YNK) milletvekillerini ziyaret ettiği bilgisine yer verilen açıklamada, “Milletvekili heyetine de gözlemlerimizi ve taleplerimizi ilettik” denildi.

Raporda son olarak şu sözlere yer verildi:

“Sonuç olarak, bazı medya kuruluşlarınca ve sosyal medyada parlamenterlerden oluşan heyetimizin Şengal, Mexmûr ve Süleymaniye ziyaretleri ‘PKK kampı ziyareti’ biçiminde yansıtılmaya çalışılmıştır. Kullanılan görseller, heyet temsilcilerimizin Kuzey ve Doğu Suriye Yönetimi'nin Süleymaniye'deki temsilciliğine yapılan taziye ziyaretinden alınmış ve kamuoyuna açık biçimde zaten tarafımızca paylaşılmıştır.

Irkçı ve IŞİD yanlısı hesaplardan bu görseller tekrar dolaşıma sokularak IŞİD'e karşı çatışmalarda hayatını kaybeden SDG üyelerinin fotoğrafları ‘PKK kampı ziyareti’ şeklinde çarpıtılmıştır. IŞİD'e karşı dış destekli Hasekê saldırısı nedeniyle 121 Kuzey Suriyelinin hayatını kaybetmesinden dolayı gerçekleştirilen taziye ziyaretimiz, insani ve vicdani sorumluluğumuzun bir gereği olarak yapılmıştır.

“Irkçı ve IŞİD yanlısı hesaplar ziyaretimizi hedef aldı”

Başta IŞİD'e karşı koalisyon güçleri olmak üzere uluslararası toplumun başsağlığı mesajlarını ilettiği bir süreçte, Türkiye'deki ırkçı ve IŞİD yanlısı hesaplardan çarpıtma haberlerinin yapılmasını son derece manidar bulmaktayız. Sözde IŞİD’e karşı büyük mücadele verenlerin, IŞİD’in nasıl oluyor da bu saldırıyı yapabildiğini ve 121 insanı katlettiğini sormak yerine, cani sürüsünün propaganda organı gibi çalışmasını da kınıyoruz.

Tüm uluslararası kamuoyunun bu raporu dikkate alarak gereğini yapmasını talep ediyoruz.”