HDP'li vekilden Neçirvan Barzani'ye çağrı
Öcalan’la görüşmelerin yeniden yapıldığı bir dönemde sınır ötesi operasyonun başlatmasının çözümsüzlük politikalarında ısrar olduğunu belirten milletvekili Musa Farisoğulları, “Neçirvan Barzani'yi Türkiye’nin politikalarına karşı net bir tutum ortaya koymaya davet etti.
Öcalan’la görüşmelerin yeniden yapıldığı bir dönemde sınır ötesi operasyonun başlatmasının çözümsüzlük politikalarında ısrar olduğunu belirten milletvekili Musa Farisoğulları, “Neçirvan Barzani'yi Türkiye’nin politikalarına karşı net bir tutum ortaya koymaya davet etti.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları aracılığıyla paylaştığı mesajlar ve görüşme sonrası Türkiye’nin Irak Federe Kürdistan bölgesine yönelik sınır ötesi operasyonlarını Mezopotamya Ajansı'na değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin savaş politikalarına karşı tutum geliştirmemesini eleştirdi.
İmralı Adası’nda 2 Mayıs’ta gerçekleştirilen avukat görüşmesinde Öcalan’ın kamuoyuyla paylaştığı 7 maddelik metnini hatırlatan Farisoğulları, Öcalan’ın 2013 Newroz Bildirgesi’ne bağlılığını ve bunu derinleştirerek pozisyonunu koruduğunu hatırlattı. 2013 Newroz Bildirgesi’nin Türkiye açısından önemine dikkat çeken Farisoğulları, “Demokratik siyasetin öne çıkarılması, daha akılcı, iktidar başta olmak üzere herkese çok kapsamlı mesaj verilmekte. Sayın Öcalan 2013 ruhuyla demokratik çözüm ruhunu ele alırken, hiçbir çevrenin doğru anlamadığını söylüyor. Bu hem iktidar çevresi hem devlet hem de demokratik siyaset yürüttüğünü söyleyen çevreler tarafından doğru anlaşılmadığı mesajı barındırıyor” dedi.
Barzani Kürt Ulusal Birliği için rol oynamalı
Irak Hükümeti ve Federal Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin savaş politikalarına olanak sağlamamaları gerektiğinin altını çizen Farisoğulları, şu çağrıda bulundu: “Sizin toprağınız işgal ediliyor, halkınız katlediliyor. Buna karşı bir tutum sahibi olmalıdırlar. Sayın Neçirvan Barzani ve ilgili kesimlerin Kürt Ulusal Birliği noktasında rol oynamaları gerekiyor. İşgalci ve imhacı güçlere tabii olmamaları gerekiyor. Buna zemin sunmamalıdırlar. Sayın Neçirvan Barzani bu noktada rolünü oynamalıdır, Türkiye’nin işgal politikalarına karşı net bir tutum ortaya koymalıdır. İşte ülke bütünlüğü burada, ülkeniz işgal ediliyor.”
Çözüm yöntemleri devreye sokulmalı
İktidara gelenlerin Kürt sorununun çözümsüzlüğüne dayalı politikalara giriştiğini ifade eden Farisoğulları, “Yarım asırdır devletin ve iktidarların Kürt sorununa yaklaşımları, kendisini tekrarlayan, kaba bir şiddet ve anlamsız bir savaşı sürdüre geldiler. Bu yöntemler, sorunların çözümü yerine, sorunları daha çok derinleştirdiği bir kez daha anlaşılmıştır. Denenmeyen, yöntem olarak ele alınmayan tek seçenek Türkiye’de demokrasi ve çözüm yöntemlerinin devreye sokulmasıdır” diye konuştu.
Şiddet sarmalı tehlike barındırıyor
Öcalan’ın Kürt siyaseti, Türkiye siyaseti ve Ortadoğu üzerindeki etkisini hatırlatan Farisoğulları, “Sayın Öcalan yıllar önce hem Türkiye’yle ilgili hem de Ortadoğu’yla ilgili birçok tespitte bulunmuştu. Sayın Öcalan’ın ifade ettiği 7 maddelik metin, herkesin çok dikkate aldığı bir tespittir. İktidar ve devlet yetkilileri de aynı şekilde dikkate alıyor. Ama bu anlamı verirken kendi yöntemlerini devreye sokup tekrar anlamsız bir şiddet sarmalına gitmesi tehlike barındırıyor” diye belirtti.
Hassasiyetler Kürtlerin tasfiyesi üzerine olmamalı
Türkiye’nin Suriye ve Ortadoğu politikalarının iflas ettiğini sözlerine ekleyen Farisoğulları, “Türkiye, Ortadoğu ve özelde Suriye’de çözümden ziyade bir kriz ve kaos durumunu esas almıştır. Sayın Öcalan Rojava tespitinde, Türkiye’nin yaklaşımlarının kabul edilemeyeceğini ancak aynı zamanda Suriye Demokratik Güçleri’ne de Türkiye’nin hassasiyetlerinin dikkate alınması gerektiğini ifade ediyor. 2011’den beri DAİŞ belasına karşı görkemli bir mücadele eden Kürtlerdir. Kürtlerin toprak bütünlüğünü bozucu bir derdi yok. Hiç kimsenin hassasiyetleri Kürtlerin tasfiyesi üzerine olmamalı. Suriye’de siyaset yürütenlerin Öcalan’ın mesajlarını net anlamaları ve buna göre pozisyon almaları gerekiyor. Demokratik Ulus çerçevesinde ele alınmalı. Türkiye içinde aynı şey geçerlidir” değerlendirmesinde bulundu.
Hiç bir Kürt bireyi diz çökmedi
Türkiye’nin Kürtlere yönelik imha ve inkar politikalarıyla sonuç alamayacağını, 2014 Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında alınan “Çöktürme Planı” kararına vurgu yapan Farisoğulları, şöyle devam etti: “Kürtler büyük acılar yaşadı. Ancak hiç bir Kürt bireyi diz çökmedi, tasfiye imha politikalarına karşı boyun eğmedi. Hangi siyasal parti olsaydı, bir adım atacak takati kalamazdı. Tüm bunlara rağmen Kürt demokratik siyaseti boyun eğmeden, kalıcı barışın sağlanması temelinde demokratik çözüm yöntemlerini sonuna kadar direnişi sürdürdü. Bundan sonra yapılması gereken Sayın Öcalan’ın tespit ve çağrılarına doğru yaklaşım gösterilmesidir” diye belirtti.
Resmen fiili işgal durumu
Öcalan’la görüşmelerin başladığı bir dönemde sınır ötesi operasyonuna kalkışmanın “Çözümsüzlük politikalarında ısrar” olarak değerlendiren Farisoğulları, şunları dile getirdi: “AKP-MHP faşist iktidar bloğu ve onu destekleyen Ergenekon benzeri kesimlerin halen çözümsüzlükte ısrar ettikleri, temel hedefleri Kürt halkının iradesini kırma, tasfiye etme ve yeni bir sömürgeci mantık içerisinde olduğu anlaşılıyor. Bir taraftan Sayın Öcalan’ın sunduğu çözüm yöntemleri, diğer taraftan Güney Kürdistan sahasına operasyon başlatılıyor. Güney Kürdistan bir başka ülkenin toprağıdır, Türkiye’nin arka bahçesi değil. Irak devletinin hakimiyeti altındaki bir yere işgal girişimi söz konusudur. Siyaseten bunu ifade ettiğimizde, ‘vay efendim siz örgüt propagandası yapıyorsunuz’ deniliyor. Ortada bir başka ülkenin toprağını işgal etmeye nasıl bir tanım getirilmeli. Bunun adı resmen fiili bir işgal durumudur. Mevcut iktidar bloğunun çözümsüzlükle birlikte tasfiye ve imha politikalarında ısrarı söz konusudur.”
50 yıllık politikalarda ısrar var
Operasyon sırasında sivil yerleşim alanlarına yönelik hava saldırılarının yapıldığını belirten Farisoğulları, şunları ifade etti: “Kürt halkının yaşamlarına dönük çok kapsamlı saldırı söz konusu. Bütün bunlar çözümsüzlükte ısrar etmektir. 50 yıllık politikalarda ısrar var. Kürt coğrafyası yakılıp, yıkılıyor. Şengal’e kadar uzanan ve Rojava’ya ciddi tehditler söz konusu. Kobanê’nin köylerinden Efrîn köylerine kadar çok kapsamlı saldırılar var. O zaman bütün demokratik çevrelere ve kurumlara çağrımız; bu Osmanlı hayaliyle başka ülkelerin topraklarının işgal edilmesine karşı devreye girmelidir. Bu konuda bir tutum ortaya koymalıdırlar. Kör şiddetten, imha ve inkar politikalarından vazgeçilmesi noktasında bir direniş ortaya konulmalıdır. Hangi çevre Kürt imhası üzerine yeni bir yaşam kurabilir. Bu mümkün müdür? Halkların demokratik çözüm yöntemlerini devreye koymalıdır. Sayın Öcalan’ın demokratik çevrelere çağrısı budur. Görev ve sorumluluklarınızı yerine getirme noktasında harekete geçilmelidir.”
Operasyon seçime dönük
Xakurkê’ye yönelik operasyonun bir diğer boyutunun 23 Haziran İstanbul seçimlerine yönelik olduğunu söyleyen Farisoğulları, devamla şöyle konuştu: “Seçimden sonuç almaya dönük bir yaklaşımdır. Irkçı ve şoven hisleri yeniden canlandırma adına işgal girişimi başlatıldı. Bir yandan Kürt varlığını ortadan kaldırma, diğer yandan ırkçı, faşist kesimi yeniden kendi etrafında toplayıp İstanbul seçimlerinden sonuç alma politikalarıdır. Bütün bakanlarını ve milletvekillerini Kürdistan’a göndermişler. Kürdistan’da bir seçim var gibi, seferberlik ilan etmişler. Diğer yandan da Kürt halkının varlığına kapsamlı bir saldırı var. Bizim Kürt halkına çağrımız var; bu faşist güruha karşı net bir tutum sahibi olmalıdırlar. Faşizme karşı net bir tutum ortaya konulmalı. Hem Kürdistan’daki işgal girişimlerine hem de Türkiye’deki muhalif kesimlere karşı geliştirilen soykırım politikalarına dur demek için herkesin görev ve sorumluluklarını yerine getirmelidir.”