İmamoğlu'dan Erdoğan'a fotoğraflı gönderme: Bu kadar zor mu?
Resmi olmayan sonuçlara göre İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı'nı kazanan CHP'li Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a 1994'te yapılan seçimler sonrası çekilen bir fotoğrafla seslendi. İmamoğlu, "25 yıl sonra kazananın elini kaldırmak bu kadar zor mu? Gelin elimizi ayağa kaldırın" dedi.
Resmi olmayan sonuçlara göre İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı'nı kazanan CHP'li Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a 1994'te yapılan seçimler sonrası çekilen bir fotoğrafla seslendi. İmamoğlu, "25 yıl sonra kazananın elini kaldırmak bu kadar zor mu? Gelin elimizi ayağa kaldırın" dedi.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ve Anadolu Ajansı (AA) verilerine göre İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı'nı kazanan CHP'li Ekrem İmamoğlu, 'oy sayımında usulsüzlük' iddialarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
İmamoğlu'nun açıklamasından sonra Twitter'da #MazbatamızıVerin Türkiye gündemine girdi.
İmamoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
Türkiye'nin seçim süreçleri özellikle bizlerin yıllardır sıkıntı yaşadığımız ve dile getirdiğimiz kavramlarla dolu seçim süreci bu seçimde de farklı bir verilmeyle devam ediyor ne yazık ki. Türkiye'nin bir yerel seçim yaşadığını defalarca kampanya süresinde dile getirdik. Biz bunu dile getirirken başka kavramlar sürece dahil edilmeye çalışıldı. Biz tekrardan yerel seçimler olduğunu söyledik. Ama yine ısrarla mesela başka bir boyuta yönlendirilmek istendi. Bu güne geldiğimizde, biz adalet istiyorum. Biz toplumun 16 milyonun insanın vicdanının ve bu büyük seçimin karşılığında seçilmiş olan, oylarıyla beraber YSK'nın açıkladığı oylarla beraber belli olan, seçilmiş olduğumun belli olmasıyla beraber mazbatamızı talep ediyoruz. YSK'yı göreve davet ediyorum.
24 Haziran sonrası olsun, hemen bu aylarda Ocak Şubat’ta olsun yetkili bakanların çok sözleri var ama Türkiye en güvenilir seçim mevzuatına sahiptir diyenler, hükümet adına açıklama yapan Sayın Cumhurbaşkanı adına açıklama yapan sözcüsü, adalet bakanı bir sürü bu anlamda sözü sadece haziran seçiminden sonra ta bu seçimin öncesine kadar beyanatları tek tek sıralayabilirim. Ama benim sıralamama gerek yok. Bunları siz daha iyi bulabilirsiniz. Sonrasında ne oldu ki bir anda bu seçim Türkiye cumhuriyeti tarihinin en şaibeli seçimidir diyecek kadar bir derinliği bir siyasi partinin genel başkanı, öyle bir derinlik ki dipsiz bir kuyu haline getirme içerisindeler.
"Parti teşkilatı başarısız olmuş olabilir, üst düzey yöneticileri başarısız olup birbirlerini suçluyor olabilirler. Bu hesaplaşma sürecini bizim üzerimizden yapamaya çalışıyor, İstanbul halkını tehlikeli şekilde dahil etmeye çalışıyor olabilirler. 16 milyon İstanbul'u kurban etmesinler. Dünya bizi takip ediyor. 3-5 kişi elinden oyuncağı alınmış gibi davranarak Türkiye'nin itibarını zedelemesinler. Kurulan cümleleri, aralarındaki Whatsap mesajlarını kamuoyu görüyor, algı yaratılmak isteniyor. Yazıktır, günahtır, 16 milyon insana saygısızlıktır. Büyük bir ihanettir. Ben burada sadece bana verilen oyları değil, İstanbul'un kararını savunuyorum. Ak Partili hemşerilerimin vicdanına sesleniyorum. Bu seçimin kaybedeni yok. Bu seçimin 16 milyon kazananı var.
Bu iki gün içerisinde İSPARK’ta neler olduğunu da biliyoruz
"İstanbul’un kaybedilecek tek bir dakika bile yoktur. Zaman kazanılıyor. İBB içerisinde içeride neler olabileceğine dair bir takım duyumlarımız ve tespitlerimiz var. Somut tespitlerimiz var. İptal edemedikleri bazı dijital verileri iptal etmek için nasıl destek istediklerini biliyorum. Bu iki gün içerisinde İSPARK’ta neler olduğunu da biliyoruz.
"Siyasi idarelerin kendilerine yaptırılmak istenen usulsüz işlemlere asla onay vermesinler, dur desinler.
Süreç devlet adamlığı hassasiyeti ister
Oyumuz 177 ama YSK'da 1 yazılı. Bunlar olacak. Yapılan geçersiz oyların sayılması hususu. Arkadaşlar o sandıklarda görevliler var, şerh konulanlar var. Bunlar somut işlemlerdir ama genel üzerinden yapılanlar soyuttur. Bu işin uzmanları var. Bu güne özel baskı altında kararlar alınırsa bu toplumun vicdanında asla kabul görmez. Sürecin vicdanı YSK'dır. YSK geçmişteki uygulamalara sadık kalsınlar, baskılara göre hareket edilmemesini özenle istiyor ve takip ediyoruz. Burada da sayımlar yapıldı durduruldu ama bir ilçenin seçimi yapılmış; neymiş Büyükçekmece'de 68 oy rakibimiz adına geçersiz oylardan çıkmış, 25 oy bizim adımıza çıkmış. Bakın bu kavramlar başka ilçelerden de çıkabilir. Bu uygulamalar güvensiz ortamlar yaratılıp, örneğin arkadaşlarımız, ilçe ilçe nöbet tutmak zorunda duruyor. Bir an önce yetkimizi bize verin. Süreç hassastır. Süreç devlet adamlığı hassasiyeti ister. Bu ülkenin yetkili kişileri, makamları parti meclislerinde toplantılar yapacaklarına yetkili insanların tespit edilip görevlerine teslim edilmesi gerekir.
Hadlerini bilsinler
"Seçimin başlangıcında 1 milyonun üzerinde insanı sandıklarda görevli yaptık diyen AK Parti’ni yetkililer, Türkiye tarihinin en şaibeli seçimi denerek, ahlaksızca hırsızlık gibi bir takım terimleri kullanarak insanları yargılamasınlar, hadlerini bilsinler.
"MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’ye seslenmek istiyorum; 'Seçim 1 oyla da kazanılır' doğru. Bunca yıllık siyasi tecrübesine güvenerek bu sürece dair katkılarını talep ediyorum. Bu süreci kişisel kaygıları, ihtirasları yaptıkları hatalar, başarısızlıklar üzerinden kendi aralarındaki kavgaları, milli sorunlara bağlamaya çalışmaları konusunda ben Sayın devlet Bahçeli’nin katkı sunmasını özellikle talep ediyorum. Büyükşehir Belediye Başkanı olarak bunu istiyorum.
25 yıl sonra kazananın elini ayağa kaldırmak bu kadar zor mu?
"Bu noktada kendilerini de sürece katkı sunmaya davet ediyorum. Bu ısrarımda devam edecek, her gün hatırlatacağım. Türkiye’nin geçmişten bu güne birçok konusu vardır ama bir manzarayı Erdoğan’a seslendikten sonra bu fotoğrafı göstermek istiyorum. 1994, Refah Partisi genel başkanı geliyor SP belediye başkanı Nurettin Sözen o dönem seçimi kazanan Sayın Erdoğan ikisinin elini ayağa kaldıran rahmetli Necmettin Erbakan. Hangi dönemi yaşıyoruz, nereye geldik ya. 25 yıl önce, 25 yıl sonra kazananın elini ayağa kaldırmak bu kadar zor mu?