İran'dan ABD'ye yeni tehdit

İranlı makamlar, Amerika Birleşik Devletlerine ABD casusluk yaptığı gerekçesiyle 2018 yılında tutuklanan şüphelilerin infaz edilebileceğini duyurdu.

İran'dan ABD'ye yeni tehdit

İranlı makamlar, Amerika Birleşik Devletlerine ABD casusluk yaptığı gerekçesiyle 2018 yılında tutuklanan şüphelilerin infaz edilebileceğini duyurdu.

Tahran, devlet askeriyesinde ve nükleer organlarda çalışan onlarca casusun geçtiğimiz Ağustos ayında tutuklandığını açıkladı.

İranlı yetkililerce yapılan açıklamada Savunma Bakanlığı Uzay-Havacılık Dairesinde çalışan sözleşmeli bir personelin casusluk suçu nedeniyle Haziran ayında infaz edildiği bildirildi. İnfaz edilen şüphelinin Amerikan istihbaratı CIA adına casusluk yaptığı iddia edildi.

Savcılık Sözcüsü Gulam Hüseyin İsmaili, diğer şüphelilerin de askeri mahkeme tarafından infaz edilebileceğini söyledi.

Gulam Hüseyin İsmaili devlet televizyonunda yayınlanan açıklamasında şunları söyledi: “Sanıklardan asker olmayan ikisi uzun hapis cezaları aldılar.”

Mayıs ayında da British Council İran masasında çalışan İranlı Aras Amiri adındaki bir kadın İngiltere adına casusluk faaliyeti yürüttüğü gerekçesiyle 10 yıl hapse mahkum edilmişti.

Tahran’ın casusların infazıyla ilgili açıklamasının Washington ile olan tansiyonu artırabileceği değerlendiriliyor.

Birleşmiş Milletler atom gözlemcisi, İran’ın, dünya güçleriyle 2015 nükleer anlaşmasında belirtilen stoktaki zenginleştirilmiş uranyum miktarının sınırını aştığını açıkladı.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) Pazartesi günü yaptığı açıklamada, denetçilerinin 300 kg sınırının ihlal edildiğini doğruladığını belirtti.

IAEA Genel Müdürü Yukiya Amano, Yönetim Kurulu’na, 1 Temmuz’da İran’ın toplam zenginleştirilmiş uranyum stokunu [anlaşma sınırını] aştığını teyit edebiliriz dedi.

Açıklamada, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in yarı resmi ISNA haber ajansına Pazartesi günü erken saatlerde İran’ın “300 kilogram sınırını aştığını” söylediği belirtildi.

Zarif, daha sonra İran’ın anlaşma kapsamında izin verilenden daha fazla zenginleştirilmiş uranyum birikiminin, anlaşmanın ihlali olmadığını, ABD’nin çekilmesine cevap verme hakkını kullandığını söyledi.