İran'dan 'Atom Bombası' imalı uranyum zenginleştirme tehdidi
İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü Behruz Kemalvendi bugün yaptığı açıklamada ülkesinin, uranyum zenginleştirme oranını yüzde 20’ye çıkarmayı görüştüğünü söyledi. Bunun, taahhütlerini azaltma konusunda atılacak üçüncü adım için bir seçenek olduğunu belirtti. Bir diğer seçeneğin de santrifüj sayısının artırılması olduğunu kaydetti.
İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü Behruz Kemalvendi bugün yaptığı açıklamada ülkesinin, uranyum zenginleştirme oranını yüzde 20’ye çıkarmayı görüştüğünü söyledi. Bunun, taahhütlerini azaltma konusunda atılacak üçüncü adım için bir seçenek olduğunu belirtti. Bir diğer seçeneğin de santrifüj sayısının artırılması olduğunu kaydetti.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi de bugün yaptığı açıklamada nükleer anlaşmada öngörülen taahhütlerin azaltılmasına yönelik üçüncü aşamanın ‘daha büyük ve iddialı’ olacağını söyledi. İran'ın uranyum zenginleştirme programının ana amacının 'Atom Bombası' imal etme olduğu dile getiriliyor.
Musevi, haftalık basın toplantısında yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Nükleer anlaşmadaki diğer devletler, özellikle de Avrupa ülkeleri, verdikleri sözlerde durmazsa ve konuyla yalnızca söylemler üzerinden ilgilenmeye devam ederlerse İran üçüncü adımı atacak. Üçüncü adımımız daha güçlü ve sert olacak.”
Musevi ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un danışmanının önümüzdeki günlerde İran’a bir ziyarette bulunabileceğini söylediğini belirtti. Yeni müzakere konularının ve görüşmelerin mümkün olmadığını söyleyen Musevi açıklamasını şöyle sürdürdü:
“5+1 ülkeleri ile olan nükleer anlaşma 4+1 ülkeleri olarak devam ediyor. Bu yüzden yalnızca sözleşme şartlarının nasıl uygulanacağı hakkında konuşulmalı. ABD anlaşmaya geri dönmek isterse ekonomik terörizmle yoluyla yürüttüğü savaşı derhal durdurmalı ve anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmelidir.”
İran, dün nükleer anlaşma kapsamında taahhütlerini azaltmak için ikinci adımın uygulandığını duyurdu. Bu adımla uranyum zenginleştirmesi, 2015 yılında büyük güçlerle yapılan anlaşmada öngörülen yüzde 3,67 seviyesinin üzerine çıkmış oldu.
ABD Başkanı Donald Trump, söz konusu açıklamalara karşı dün yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
“İran dikkatli olmalı. Uranyumu tek bir sebepten dolayı zenginleştiriyor. Bu sebebi açıklamayacağım ancak iyi olmadığını söyleyebilirim. Dikkat etmesi kendisi için daha iyi olur.” şeklinde konuşan Trump, İran'ın Atom Bombası niyetini satır aralarına yerleştirmiş oldu.
Trump, geçen yıl nükleer anlaşmadan çekilerek İran’a ağır ekonomik yaptırım paketi uyguladı.
İran geçen mayıs ayında, anlaşmada kalan taraflara artık hiçbir avantajı olmayan nükleer anlaşmaya karşı yükümlülüklerini yavaş yavaş azaltacağını bildirmişti.
İran Ordusu Başkomutanı Seyyid Abdurrahim Musevi bir kez daha, İran’ın hiç kimseyle savaş istemediğinin altını çizdi. Musevi bugün IRNA’ya yaptığı açıklamada “İran’ın tekrar tekrar belirttiği gibi; hiçbir ülke ile savaş istemiyoruz. Fakat İran kendisini farklı bir şekilde savunacaktır” dedi. Musevi, İran'ın savunma alanında ülkelerin uzun zamandır görmediği başarılar elde ettiğini ve çeşitli yeteneklere sahip olduğunu belirtti. İran’ın Batı Asya bölgesinde çok önemli ve etkin rolü olan askeri bir güç haline geldiğine dikkat çeken Musevi “Bugün bize bir darbe vuran, 10 darbe ile karşılık bulacak” dedi.
Netenyahu'dan İran'a 'Atom Bombası' suçlaması
Pazar günü, haftalık olağan kabine toplantısında konuşan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'ın 2015'te imzalanan nükleer anlaşmanın şartlarına uymayacağını açıklamasının "oldukça tehlikeli" bir adım olduğunu söylemişti.
İran'ı, uranyumu belirli bir seviyenin ötesinde zenginleştirmeyeceği sözünü çiğnemekle suçlayan Netanyahu, "Almanya, Fransa ve İngiltere yönetimindeki arkadaşlara seslenmek istiyorum. Bu anlaşmayı siz imzaladınız ve onlar (İran) bu adımları atarsa ciddi yaptırımlar uygulanacağını söylediniz. Bu Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararıydı. Neredesiniz?" dedi.
Netanyahu, İran'ın atom bombası yapmayı hedeflediğini iddia ederek, "Uranyumun zenginleştirilmesi tek bir nedenle yapılır. O da atom bombası yapmak için." diye konuştu.
İran halkı nükleer program için ağır bir bedel ödüyor
İran’ın, 2015 yılında imzalanan anlaşmada öngörülen uranyum zenginleştirme oranını artırarak ABD’ye meydan okumaya devam etme kararı, İranlıların uzun vadede kriz yaşayacakları yönündeki endişesini arttırıyor.
İran tarafından yapılan son açıklamada, uranyum zenginleştirme seviyesini anlaşmada izin verilenden daha yüksek orana çıkardığı ifade edildi.
2015 yılında nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilen Trump, Mayıs ayından bu yana İran'ı ana gelir kaynağı olan petrol ihracatından tamamen mahrum bırakmak için yaptırımları artırdı.
İran'ın Babolser şehrinde yaşayan ev hanımı Firuza (43), Reuters’a telefon ile verdiği demeçte, “Evet, yaptırımlar nedeniyle yaşam zor. Bu nükleer programın bedelinin İran halkı için ağır olduğunu düşünüyorum. Ama sebebi ne olursa olsun, ülkemin saldırıya uğramasına da karşı çıkıyorum. Ben İran rejiminin destekçisi değilim ancak yaptırımlar liderleri değil insanları incitiyor” dedi.
Firuze, diğer İranlılar gibi hassasiyetleri nedeniyle Reuters’a soyadını vermedi.
İki ülke arasındaki gerilim askeri bir boyut da aldı.
Washington, Tahran'ı petrol tankerlerine saldırmakla suçladı, İran ise ABD’ya ait bir insansız hava aracını (İHA) düşürdü.
Dünya güçleriyle imzalanan nükleer anlaşma kapsamında, nükleer programında yapacağı kısıtlamalar karşılığında küresel ticaret anlaşmalarına girebilmesi için İran’a yönelik yıllardır yürürlükte olan yaptırımlar kaldırıldı.
Ancak İran, Trump anlaşmadan çekilmeye karar verene kadar bu durumdan herhangi bir fayda elde etmedi.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Nisan ayında yaptığı açıklamada, İran ekonomisinin art arda iki yıl küçülebileceği ve enflasyonun yüzde 40'a ulaşabileceğini belirtti.
Ekmek, yağ ve diğer maddelerin fiyatlarında önemli artışlar görülürken, İran riyalinin devalüasyonu, bazı küçük fabrikaların yüzde 60'ından fazlasını hammadde kıtlığı ve mali zorluklar nedeniyle kapanmaya zorladı.
Şiraz’da ilkokul öğretmeni olan Kurban Ali Hüseyin, “Yaşam çok pahalı. Fiyatlar hemen hemen her gün artıyor. Maaşım yaklaşık 200 dolar ve iki çocuğum var. Üç işte çalışıyorum ama ailemin ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyorum” diyerek içinde bulundukları zor şartları anlattı.
İranlı liderlerin politikalarını eleştiren Soruş adlı İranlı ise, “Normal bir hayat yaşamak istiyorum. Üniversite diplomam var ama işsiz, çaresiz ve üzgünüm. Şimdi yaşanan bu gerginlik ile daha kötümser hissediyorum” ifadelerini kullandı.
İranlı yetkililere göre toplam işgücünün yüzde 15'i işsiz.
Yönetimdeki din adamları, yaptırımların İran’ın gücünü arttıracağını savunuyor.
İran’ın dini lideri Ali Hamaney’i destekleyen bazı İranlılar da bu mantığı güdüyor.
Ancak diğer taraftan birçok İranlı, her iki ülkedeki liderliğin yol açtığı çatışmalardan artık bıktıklarını söylüyor.
Buşehr’de emekli lise öğretmeni olan Nira Sadakat ise (56), "ABD ve İran'da siyasi liderler. Barış içinde yaşamamıza izin vermeniz için size yalvarıyorum" dedi.