İran’ın Akdeniz’e ulaşma mücadelesi ve Irak faktörü
Irak’ta hükümet kurma görevi verilen Mustafa el-Kazimi, çıkarlarından ve bakanlık kotalarından taviz vermeyen siyasi blokların koyduğu engelleri aşmak ve kabinesini kurarak mecliste güven oylamasına sunmak için tüm çabalarını seferber ettiği bu ortamda görevine başlaması ve siyasi süreci yönetebilmesi için dengeleri sağlama, siyasi partilerin beklentilerini ve dışarının taleplerini karşılama, bölgesel ve küresel çekişmeler arasında denge kurma gibi engelleri aşması gerekiyor.
Kazimi’yi bekleyen en büyük mücadeleler muhtemelen meclisten güvenoyu almasının ardından yapılacaklar listesinde yer alan maddelerden oluşuyor. Cumhurbaşkanı Berhem Salih ve görevinden istifa eden Başbakan Adil Abdulmehdi’nin şahsında eski yönetimin devrettiği mirasa nasıl yaklaşacağı meselesi önem kazanıyor. Bu çerçevede, yönetimin devamlılığını ifade eden siyasi ilkeyi nasıl ele alacak? Mevcut yönetimde daha önce gerçekleşen güç değişimleri radikal bir biçimde değil, bu sürece eşlik eden birçok kusura rağmen anayasal ve demokratik çerçeveleri koruyan bir tarzda gerçekleşti.
Abdulmehdi hükümetinin daha önce imzaladığı anlaşmaların akıbeti Kazimi’yi bekleyen en büyük mücadelelerin başında geliyor. Bu anlaşmalardan en önemlisi de İran tarafıyla imzalanan Şelemçe (Hürremşehr) -Basra Demiryolu Projesidir. Proje, bu kritik süreçte İran ekonomisi için oldukça önem arz ediyor.
İran tarafı projenin hayata geçmesi için Irak’ın eski Başbakanı Haydar el-İbadi döneminde çok sayıda diplomatik girişimde bulunmuş olsa da o dönem İbadi’nin onayı alınamamıştı. İran açısından konuyla ilgili olumlu gelişme, Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih’in Tahran ziyareti sırasında prensip anlaşması imzalaması ve geri kalan prosedürleri tamamlama görevini yürütme otoritesinin başındaki Abdulmehdi’ye vermesiyle gerçekleşmiştir. Başbakan Abdulmehdi bunu kabul etmekte tereddüt etmemiş ve Tahran’a düzenlediği resmi ziyaretinde projenin bağlayıcılığını üstlenmişti.
Peki, Kazimi’nin bu konuda mücadele vermesi gereken husus nerede? Şöyle ki, Abdulmehdi hükümeti, İran tarafının proje için gerekli tüm altyapıyı hazırlamasına rağmen anlaşmayı hayata geçirmedi. Bunun uygulanması meselesi Kazimi’ye kaldı. İran bu projenin en kısa sürede tamamlanması için elindeki tüm imkanları seferber etti. Zira İran tarafı, özellikle de ekonomi dünyası, sağlayacağı ekonomik faydalardan ötürü bu projeye çok güveniyor. Irak bu açıdan İran ile kara sınırı bulunan komşu 7 ülkeye kıyasla en büyük pazar payını oluşturuyor. Irak pazarı, İran mallarından yılda yaklaşık 12 milyon tüketiyor bu da 8 milyar dolara tekabül ediyor. İran malları Irak’a karayoluyla transfer ediliyor. Bu da malların ve ulaşım araçlarının güvenliği açısından risk oluşturmakta. Ancak bu transfer işlemi demiryolu üzerinden gerçekleşirse risk faktörünün azalması ve maliyetin düşmesi öngörülebilir bir durum.
Tahran’daki ilgili yetkililer, projenin uygulanmasından sorumlu olan Bağdat yönetiminin demiryolu hattının geçeceği Irak topraklarının (32 kilometre) istimlak edilmesi noktasında gerekli adımları atmadığını düşünüyor. Projenin hayata geçmesi için gerekli tüm işlemleri tamamlayan İran tarafı ise bu konuda Irak’ın adım atmasını bekliyor.
İran’ın Irak pazarı üzerindeki doğrudan ekonomik hedeflerine mukabil Tahran, Irak tarafına ekonomik teşvik olarak İran ulaşım ağını kullanmak suretiyle Hint yarımadasındaki büyük pazarlara ve Pakistan’dan Çin’e kadar erişim güvencesi verdi. Ancak Tahran’ın Irak ile pazarlık masasında dile getirmediği asıl hedefi bu demiryolunu kullanarak Tahran’ı Akdeniz sahillerine özellikle de Lazkiye Limanı’na bağlamaktır. Bu hat üzerinden hem ekonomik çıkarlarını hem de Şam ile olan siyasi çıkarlarını gözetmesi mümkün olacaktır.
İran ile Pakistan arasındaki demiryolu hattı, Tahran'a hem Hindistan hem de Çin ile daha kolay kara bağlantısı sağladığı gibi birçok açıdan da stratejik öneme sahip. İran ayrıca şu an Moskova ile olan karayolu bağlantısını genişletmek ve güçlendirmeye çalışıyor. İran ve Türkiye’yi birbirine bağlayan demiryolu hattı da Tahran’a Avrupa pazarlarına açılma imkanı sağlıyor. Tahran özellikle ABD’nin ekonomik yaptırımlarıyla karşı karşıya olduğu bu süreçte Ankara ile olan ekonomik işbirliği sayesinde gümrük indirimlerinden faydalanabiliyor. ABD, İran’ın komşu ülkeleri başta olmak üzere bütün devletlere Tahran ile işbirliğini azaltması için baskı uygulamakta tereddüt etmiyor.
İran-Irak demiryolu İran'ın ekonomik stratejisinde ve hatta bunun ötesinde askeri ve güvenlik açısından büyük önem taşıyor. Bu demiryolu, İran’a bir yandan komşu ülkelerin kendisine sunduğu avantajlara karşılık siyasi ve ekonomik şantaj uygulamaları konusundaki endişesini hafifletme imkânı sağlarken, diğer taraftan Tahran’ın bölgede liderliğini yaptığı ‘direniş eksenindeki’ ülkelere (Irak-Suriye-Lübnan) erişimi kolaylaştıracaktır.
Irak topraklarından geçecek bu demiryolu hattı, direniş ekseni ülkelerinin başkentleri arasında kara hattı kurma planını Akdeniz sularına yöneltme stratejisinin önemli bir halkasını oluşturuyor. Akdeniz suları üzerinden oluşturulacak bağlantı hattı, istikrarsız bölgelerden geçmesi nedeniyle insan kaynakları ve ekonomik açıdan maliyetli olan kara hattına kıyasla taşımacılık ve hız bakımından daha güvenlidir.