Jerusalem Post: Kürt devletini desteklemek, İsrail'in boynunun borcudur
Kudüs merkezli, İngilizce ve Fransızca dillerinde yayın yapan Jerusalem Post gazetesinin bugünkü editöriyal yazısında, son günlerde Mescidi Aksa krizi nedeniyle Türkiye ile gerginleşen ilişkilere bağlı olarak, İsrail'in Türkiye'deki Kürtlere yönelik tavrında önemli değişikliklere gidilmesi gerektiği savunuldu. Gazetenin editöriyal yazısı, "nasıl ki Yahudiler ve Siyonistler bir Yahudi devletini destekliyorlarsa, biz de ahlaken Kürtlerin kaderlerini belirleme haklarını desteklemek zorundayız" ifadesini kullanıyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, tüm dünya Müslümanlarını Mescidi Aksa'yı savunmaya çağırmak gibi Tapınak Dağı krizini ateşleyici açıklamalar yaptığı, bununla yetinmeyip İsrail askerlerinin botlarıyla alanı "kirlettiği" gibi sözler sarfetmesine gelen tepkiler üzerinde duran yazar, Dış İşleri bakanlığının Türkiye'ye yönelik "Osmanlı dönemi sona erdi" "Türkiye kendi iç sorunlarıyla uğraşsın" "Türkiye olsa Kuzey Kıbrıs Türklerine ve Kürtlere ne derdi?" gibi açıklamalarını hatırlatıyor.
Kürt devletini desteklemeli ve Ermeni soykırımını tanımalıyız
Bu tepkileri, Dışişleri Bakanlığının, Türkiye ile ilişkilerde yeni bir yaklaşımı benimsemesi gerektiği tartışmalarının izlediği ifade ediliyor. Yeni yaklaşıma göre,Yesh Atid partisi lideri Yair Lapid'in, İsrail'in bir Kürt devletinin kurulmasını desteklemesi, Osmanlı'nın Ermeni soykırımını alenen tanıması gerektiği gibi görüşlerinin savunulmaya başlandığı belirtiliyor.
Yair Lapid'in, Tel Aviv'de gazetecilere söylediği "Artık kendi siyasetimizi hayata geçirmeliyiz. Bundan sonra bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasını destekliyoruz ve Ermeni soykırımını tanımamız gerekiyor. Bunları şimdiye kadar yapmadık çünkü Türkiye ile iyi ilişkilerimiz vardı ama artık olmayacak" sözlerine yer veriliyor.
Türkiye'de 15 milyon Kürt bulunduğunu yani toplam nüfusun 18'ini Kürtlerin oluşturduğunun hatırlatıldığı yazının devamında, pek çok ölüm ve tahribata yol açan 30 yıllık PKK'nin isyanından söz ediliyor ve şöyle devam ediliyor:
"Temmuz 2015 ve Aralık 2016 arasında 1,200 sivilin, 800 Türk güvenlik görevlisi hayatını kaybetti. 500,000'den kişi yerinden edildi. Erdoğan, HDP'nin yüzlerce üyesini, PKK ile işbirliği yaptıkları gerekçesiyle tutukladı. İsrail olan biten şiddette sessiz kaldı, AB ve ABD'nin başını çektiği uluslararası camianın sessiz kalışına o da katılarak, yanlış tarafta yer aldı. Erdoğan'ın acımasız olduğunda hemfikirdiler ancak IŞİD'le mücadeledeki rolü, NATO üyeliği, jeostratejik önemi bu acımasızlığını affettirdi. [...]
Kürtler ve Yahudiler
Kürtlerin durumu bizimkine [Yahudiler] çok benziyor. Her iki halk etnik açıdan benzersiz, zengin bir kültüre sahip, demokrasi ve insan haklarını destekliyor. Nasıl ki Yahudiler ve Siyonistler bir Yahudi devletini destekliyorlarsa, biz de ahlaken Kürtlerin kendi kederini tayin hakkını desteklemeliyiz.
Kürt devletini savunmak boynumuzun borcu
Kürtler de, Yahudiler gibi binlerce yıl başkalarının egemenliği altında yaşadılar. Şu anda Irak'In kuzeyinde yarı otonom olan Kürdistan Bölgesel Yönetimi, 25 Eylül'de ayında bağımsızlık referandumu yapacağını duyurdu. Onların devlet olma arzularını desteklemek boynumuzun borcudur."