Kürt akademisyenler: 'Macron Türkiye ve İran'a mesaj verdi'

Kürt akademisyenler, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Kürdistan Bölgesi’ne gerçekleştirdiği ziyareti tarihi olarak değerlendirdi.

Kürt akademisyenler: 'Macron Türkiye ve İran'a mesaj verdi'

Dün Kürdistan Bölgesi’ni ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Başkan Mesud Barzani, Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, Başbakan Mesrur Barzani, Kürdistan Parlamentosu Başkanı Rewaz Fayeq ve diğer yetkililerle görüşme gerçekleştirdi.

Görüşmelerde Macron, Fransa ile Kürdistan Bölgesi arasındaki tarihi ilişkilerden bahsederek, ülkesinin, Peşmerge Güçleri’ne ve Kürdistan Bölgesi'ne verdiği destek ve işbirliğini sürdüreceğini söyledi.

Macron ayrıca, Kürdistan Bölgesi ziyaretinin, Fransa'nın dostlarını yalnız bırakmayacağına dair bir mesaj olduğunu da vurguladı.

“MACRON TÜRKİYE VE İRAN’A MESAJ VERDİ”

K24'e konuşan Selahaddin Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Barzan Jawhar Sadeq, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Kürdistan Bölgesi’ne gerçekleştirdiği ziyaretin, Fransızların Kürtlere olan tarihi ilişkilerinin bir parçası olduğunu söyledi.

Fransa’nın başta Ortadoğu olmak üzere, Türkiye, İran, Irak ve Kürdistan Bölgesi üzerinde hem güvenlik (askeri) hem de stratejik olarak önemli bir etkisinin olduğunu ifade eden Doç. Dr. Sadeq şunları söyledi:

“ABD’nin çekilmesiyle birlikte Afganistan’da yaşanan kaostan sonra aynı durumun Irak ve Kürdistan Bölgesi’nde yaşanacağı yaklaşımları ortaya çıktı. Macron’un gelmesiyle Irak ve Kürdistan Bölgesi’nin Afganistan gibi olmadığı mesajı verildi. ABD’ye karşı Fransa bu ziyarette Kürdistan Bölgesi’ne hem siyasi hem ekonomi hem sosyal hem de askeri mesajlarla geldi.”

Macron’un, Kürdistan Bölgesi’ne gerçekleştirdiği ziyaret ile Türkiye ve İran’a da birer mesaj vermek istediğini ifade eden Sadeq, şu değerlendirmede bulundu: 

“Türkiye’nin Kürdistan Bölgesi’ne yönelik müdahaleleri çok arttı. Aynı şekilde Irak’ta da var. Türkiye, Musul’da Sünnilerin olduğu bölgelere de müdahalelerde bulunuyor.  Macron’un Musul’a gitmesi Türkiye’ye bir mesajdı. Türkiye’ye ‘Irak’ın meselelerine karışma’ diyor. Diğer bir mesaj da İran’a yönelikti. ‘İran, Irak ve Kürdistan Bölgesi’ni kontrol etme girişimde bulunamasın’ mesajını verdi. ABD ve uluslararası güçler çekilse bile Fransa kalacak ve Kürdistan Bölgesi ile Irak’ı savunacaktır. Irak, Afganistan değildir. Diğer bir mesaj da Irak seçimleriyle ilgilidir. Yani Irak seçimleri sonrası Kürdistan Bölgesi’ni hesaba katmaları ve Kürtlerin ortak yapmaları mesajı verildi.”

DR. NEWZAD HETUTİ: ZİYARET KÜRDİSTAN BÖLGESİ’NE ÖNEM VERİLDİĞİNİN GÖSTERGESİ

K24'e değerlendirmelerde bulunan Selahaddin Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Newzad Hetuti, Macron’un Kürdistan Bölgesi ve Irak’a olan ziyaretinin birkaç önemli sebebi olduğunu, bunlardan birinin Bağdat ile Erbil arasından devam eden sorunların olduğunu ifade ederek, “Biz biliyoruz ki Fransa, Erbil ile Bağdat arasındaki sorunları yakından izliyor. Sorunların çözümünü istediği gibi Kürdistan Bölgesi’nin güçlü olmasını ve Bağdat’ın Erbil’e yönelik olumlu adımlar atmasını da istiyor” dedi.  

Fransa Cumhurbaşkanı’nın Kürdistan Bölgesi’ne yaptığı ziyaretin bölge üzerindeki tehditlere de bir mesaj niteliğinde olduğunu belirten Dr. Newzad Hetuti şunları kaydetti:

“Macron’un Kürdistan Bölgesi’ne gelmesi çok çok önemlidir. NATO ve BM’ye üye olmasından dolayı dünya, Avrupa ve Ortadoğu’da Fransa önemli bir devlettir. Fransa Cumhurbaşkanı’nın kendisinin gelmesi Kürdistan Bölgesi’ne çok önem verdiğinin göstergesidir. Bu ziyaret aynı zamanda bölgeye yönelik tehditleri de azaltacaktır. Şimdi ABD’nin Afganistan’dan çekilmesiyle birlikte bölge üzerinde bir endişe oluştu. Kürdistan Bölgesi’nin kendisini savunup savunamayacağı konuşuluyor. Bu çerçevede Fransa’nın Kürdistan Bölgesi’ne yaptığı bu ziyaret ABD için de önemli.” 

Bağımsızlık referandumu döneminde Kürdistan Bölgesi’ne yönelik uygulanan ambargo ve baskıyı kaldırmak için Fransa'nın önemli bir rol oynadığını vurgulayan Hetuti, “Hatırlarsanız 25 Eylül 2017 yılındaki bağımsızlık referandumunda Kürdistan Bölgesi’ne yönelik bir ekonomik ambargosu uygulandı, askeri olarak sıkıştırılmaya çalışıldı. Bunları aşmak için Fransa önemli bir rol oynadı. Hem Haydar Abadi hem de Neçirvan Barzani Fransa'nın araya girmesini istedi. DAİŞ’le mücadelede de Fransa’nın Kürdistan Bölgesi’ne çok önemli desteği oldu” şeklinde konuştu.  

“FRANSA’NIN DESTEĞİ SÜRECEK”

K24’e konuşan Amerikan-Kürt Araştırma Enstitüsü (AKRI) Başkanı Karox Xoşnaw da Fransa Cumhurbaşkanı'nın Kürdistan Bölgesi'ne olan ziyaretin siyasi, diplomasi, askeri, güvenlik, ekonomik ve kültürel mesaj içerdiğini söyledi:

“Macron çok açık bir şekilde Fransa’nın Kürdistan Bölgesi’nin yanında olduğunu söylüyor. Bu ziyaret Kürdistan Bölgesi’ne ve Peşmerge Güçleri’ne askeri yardımların devam edeceği anlamına geliyor. Çünkü Peşmerge Güçleri Ortadoğu’da çok önemli bir güçtür ve DAİŞ gibi terörist örgütleri yenebiliyor. Peşmerge Güçleri aynı zamanda bu teröristlerin Avrupa ve Fransa’ya girmesine de izin vermiyor. Çünkü Fransa terör örgütlerinden, saldırı ve patlamalardan çok çekti.”     

Xoşnaw, Macron’un ziyaret sebeplerini şöyle sıraladı: 

“Bunun dışında bu ziyaret ekonomi ve ticaret için de çok önemlidir. Kürdistan Bölgesi ticaret için önemli bir merkez ve Fransa en iyi şekilde faydalanmak istiyor. Ziyaretin bir diğer önemli sebebi ise birlikte yaşam kültürünün Kürdistan Bölgesi’nde özgürce var olmasıdır. Çünkü başta Irak olmak üzere Ortadoğu’da farklı inanç ve etnisitelerin bir arada rahatça yaşadığı tek yer Kürdistan Bölgesi’dir. Fransa birlikte yaşam kültürünün Kürdistan Bölgesi’nde devam etmesini istiyor.

Macron’un bu ziyareti, Irak, Türkiye, İran, bölgenin diğer devletlerine ve dünyaya çok önemli bir mesajdı. Çünkü Macron bir bölge gibi değil, bağımsız bir devlet muamelesi yaptı Kürdistan Bölgesi’ne. Ziyaret çok başarılı bir şekilde geçti, zira yapılan görüşmeler, toplantılar diplomatik düzeyde gerçekleşti.”

Fransa’nın Kürdistan Bölgesi’ne yönelik tarihi yaklaşımlarına da değinen AKRI Başkanı, “5 Nisan 1991’de Kürtleri Baas rejiminin bombardımanına karşı korumak için Güney Kürdistan’da uçuşa yasak kararı alınması gerekiyordu. Fransa o zaman Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 688 Sayılı Kararının uygulanmasında etkili rol oynadı. 688 Sayılı Kararla birlikte Kürtler için yeni bir süreç başladı. Ertesi yıl Kürtler kendi bölgelerinde seçime gittiler ve bugüne gelindi” ifadelerini kullandı.

(K24)