'PKK, Güney Kürdistan’da ne arıyor?'
Duhok Valisi Dr. Ali Teter, Türkiye’nin Kürdistan Bölgesi'ne yönelik askeri operasyonlarına gerekçe olduğu için PKK'yi sorumlu tuttuklarını belirterek, “PKK neden sadece Kürdistan Bölgesi toprakları içerisinde Türkiye’ye karşı savaşıyor? Neden diğer yerlerde çatışmıyor?” diye sordu.
PKK’nin 1992’den bu yana Duhok’taki sınır bölgelerinde köye dönüşleri engellediğini belirten Teter, “PKK’nin silahlı varlığı Irak'ın, uluslararası toplumun, Birleşmiş Milletler in ve BM Güvenlik Konseyi'nin bu operasyonlara karşı sessiz kalmasına neden oluyor” dedi.
Duhok Valisi Dr. Ali Teter, geçtiğimiz hafta iki çocuğun ölmesi ve birinin de yaralanması ile sonuçlanan top saldırının PKK tarafından yapıldığını, PKK’lilerin aynı gün 3 eylem yaptıklarını belirtti.
Vali Ali Teter, Rûdaw TV’de yayınlanan söyleşide Senger Abdurrahman’ın sorularını yanıtladı.
Duhok il sınırlarında son yıllarda çatışma ve kaos hiç eksilmiyor ve özellikle son aylarda yoğunlaşmış durumda. Bölge sürekli Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bombardımanı altında, Türkiye’nin operasyonları nedeniyle PKK ile Türk ordusu arasında çatışmalar yaşanıyor. Savaşın bölge sakinlerine verdiği zararın boyutunun da arttığı hissediliyor. Bu konudaki görüşünüz nedir? Burada çatışmalar neden bitmiyor?
Kürdistan Bölgesi ve Irak’ın Türkiye ile olan sınırlarının büyük çoğunluğu, Duhok ili sınırında bulunuyor ve PKK güçleri de Güney Kürdistan'daki sınır bölgelerinde, özellikle 1992’den bu yana bu bu bölgelerde konuşlanmış durumda. Maalesef sadece sınırlarda kalmadılar, bölgenin derinliklerine kadar indiler. Eskiden sınır bölgelerindeydiler, şimdi Metina Dağı, Gare ve Aşağı Gare'ye geldiler, şimdi dağlık alanların çoğunda PKK güçleri var. PKK'nin Kürdistan Bölgesi'nden Türkiye'ye yönelik askeri operasyonları, Türk ordusuna böyle bir bahane sunuyor. Yani Türk ordusuna saldırılarını Kürdistan Bölgesi'ne taşımaları için bahane verdiler.
Türkiye'nin Kürdistan Bölgesi'ne yönelik saldırılarından daha çok PKK'yi sorumlu tuttuğumuz için sık sık bizi şikayet edebilirler. Biz de PKK ve Kürt halkına şu soruyu soruyoruz; Kuzey Kürdistan’ın Kürdistan'ın diğer parçaları ile arasındaki sınırının uzunluğu toplam 1310 kilometredir. Kürdistan Bölgesi ile sınırları sadece 328 kilometre. Yaklaşık bin kilometrelik uzunluktaki diğer sınırlarda neden Türkiye’ye karşı tek bir eylem yapmıyor? Kuzey Kürdistan’ın Rojava Kürdistanı ile arasındaki sınır, Güney Kürdistan’ınkinden iki kat fazla. Neden şimdiye kadar bu sınırlarda Türkiye karakollarına tek bir taş bile atamadılar?
Kuzey Kürdistan ile Doğu Kürdistan arasındaki sınır, Kürdistan Bölgesi’nden daha uzun. Türkiye o sınır boyunca Çin Seddi gibi duvar örüyor. Neden o sınırda şimdiye kadar Türkiye’ye karşı tek eylem yapmadılar? PKK neden Türkiye içerisinde tek bir eylem yapmıyor? Biz elbette savaşa karşıyız, savaşı teşvik de etmiyoruz. Türkiye ile PKK arasında savaş olması hoşumuza gitmiyor elbet. Bu onları bağlayan bir durum. Başka bir devlet ve komşumuz. Fakat bir Kürt olarak şu soruyu kendimize sormamız gerekiyor; PKK neden sadece Kürdistan Bölgesi toprakları içerisinde Türkiye’ye karşı savaşıyor? Neden diğer yerlerde çatışmıyor? Mesele şimdi Kamışlo PKK’nin kontrolünde ve Kamışlo ile Nusaybin arasında sadece bir tel örgü var. Bugüne kadar oradan Türkiye’ye tek bir taş attılar mı? Neden gelip burada savaşıyorlar?
Bir örnek vereyim size, Şeladize ve Dereluk kasabaları arasında Kurejar adında bir dağ var. Orası bizim memleketimiz, kendim o bölgenin insanıyım. Peşmerge 1995 yılında oraya gitmek istediğinde PKK saldırdı ve 72 Peşmergeyi şehit ettiler sadece o Peşmergenin o dağa yerleşmesini ve bizim köylerimize dönmemizi önlemek için bunu yaptılar. Ama neden Türk ordusu geldiğinde tek bir fişek patlatmadan orayı onlara bıraktılar?
Bahsettiğiniz dağ şimdi Türk ordusunun kontrolünde mi?
Şimdi o dağı Türk ordusuna bıraktılar.
Türk ordusu o dağa konuşlanmış mı? Askeri ve siyasi gözlemciler, Türkiye’nin girdiği yerlerden bir daha çıkmadığını söylüyor. Kurejar dağında geçmişte çatışmalar yaşandığı söyleniyordu. Şimdi Türkiye orada üs kurmuş mu?
Türkiye şimdi o dağa havadan asker indirerek konuşlandırmış durumda. Her halükarda şu soruyu da sormamız lazım; Türkiye neden buralara geliyor? Bunun nedenlerini ve çözüm yollarını da aramamız gerekiyor. PKK Kürdistan Bölgesi'ne zarar vermemeli, hiçbir Kürt, Kürdistan'ın herhangi bir parçasına zarar vermemeli. Kürdistan'ın herhangi bir yerine zarar vermek tüm Kürtlere ve Kürdistanlılara zarar vermektir. Türkiye, Gare ve Metina'da mı yenilir yada burada mı baskı altına alınır? Hayır, tam tersine Türkiye bu durumda en rahat devlettir. Çünkü savaşı kendi evinde yürütmüyor, Kürtlerin evinde yürütüyor. Buna kim sebep oluyor? Gerçek ve hakikat şu ki PKK, Türk ordusuna Kürdistan Bölgesi'ne girmesi, stratejik ve dağlık bölgeleri işgal etmesi için tüm bahaneleri verdi.
Tek mazeret PKK mi yoksa Türkiye’nin de buna niyeti mi var zaten? Size yöneltilen eleştirilerden biri de sürekli PKK'yi suçlamanız ve PKK'den şikayet etmeniz. Türkiye’nin Kürdistan Bölgesi’nde askeri operasyon yapmasını eleştirmiyor musunuz, bundan rahatsız değil misiniz?
Kürt tarafı olarak şikayete ilk başta kendimizden başlamalıyız. Sonuçta Türkiye yabancı bir devlet. Ama bir Kürt gücü sizi dikkate almadığında bu soruyu sorarsınız. Size örnek vereyim; benim doğup büyüdüğüm bölge Kürdistan’ın en direnişçi bölgesidir. Herkes bunu biliyor. Ama şimdiye kadar köylerimize geri dönmemizi engelleyen Türkiye değil, 1992’den beri PKK’dir, PKK’nin varlığıdır köylerimize dönmemizi engelleyen. Onlar Türkiye'ye Kürdistan Bölgesi'ne girmesi için bir bahane verdiler. PKK’nin silahlı varlığı Irak'ın, uluslararası toplumun, Birleşmiş Milletlerin ve Güvenlik Konseyi'nin bu konuda söz hakkını da engelliyor. PKK silahlı kuvvetlerinin varlığıydı herkesin bu konuda konuşmasını engelleyen.
Ayrıca bölgesel bakarsak eğer, uluslararası hukuk ve resmi sınırlar var. Evet, Kürt halkına karşı büyük bir haksızlık yapılmış, vatanları parçalanmış, bölünmüş. Ama istesek de istemesek de şimdi bu sınırlar uluslararası nizamla tanınmış ve buna göre örneğin bizim topraklarımızdan silahlı bir gücün komşu bir ülkeye, Türkiye’ye, İran’a, Suriye’ye tehdit oluşturması kabul edilmiyor. Yine yarın başka bir silahlı gücün Türkiye topraklarından Irak topraklarını tehdit etmesi de kabul edilemez. Uluslararası toplumun mantığı böyle, bu bizim duygularla, sözle, istemek veya istememekle değiştirebileceğimiz bir durumda değil. Bunun üzerinden birbirimize Kürtlük taslamayalım, Kürtlük satmayalım. Mantıklı yaklaşmalıyız, kendimizi bu durumdan nasıl kurtarabileceğimizi, kazandıklarımızı da yabancı baskı ve tehditlerden nasıl uzak tutacağımızı düşünmeliyiz. PKK, Güney Kürdistan’da ne arıyor? Kandil’de ne arıyor? Gare ve Metina’da ne arıyor?
Onlar, Kürdistan'ın her tarafı bize açık, biz bir Kürt partisiyiz ve Kürdistan'ın dört parçasında da istediğimiz yerde mücadele ederiz diyorlar.
PKK liderleri son zamanlarda çok açık bir şekilde biz “ulus devlet istemiyoruz” ve “uluslararası sınırları yok etmeye çalışmıyoruz” diyorlar. PKK, 1980'de üzerine kurulduğu programa karşı çıkıyor ve şimdi tüm bunları kendileri inkar ediyorlar. Devlet kurmak bizim ahlakımızda ve değerlerimizde yok diyorlar. O zaman soruyorum; sizin ahlakınızda ve inancınızda devlet kurmak yoksa ve Türk vatandaşıysanız, neden buradasınız? Bir Suriye vatandaşıysanız neden burada olmalısınız? PKK saflarında buralarda çok sayıda Suriye Kürdü var. Eğer dedikleri doğruysa, buyursunlar işe Serekani. Serekani ve Efrin işgal edildi, buyur git orada mücadele ver. Burası Kürdistan ve özgürken neden buradasın, burayı kimin elinden kurtarıyorsun, kimden koruyorsun?
Bu operasyon ve karmaşa devam ederse, Türkiye Kürdistan Bölgesi sınırları içerisinde daha da derine gelebilir mi?
Umarım daha fazla ilerlemez, umarım PKK bu konuyu daha sorumlu, mantıklı ve daha Kürdi ele alır ve Türk kuvvetlerinin daha fazla ilerlemesine neden olmaz. Burası özgür ve özgür bir parça, neden savaşı buraya taşıyorlar? Hadi diyorlar Türkler düşmandır, yabancı bir devlettir. Ama sen neden bir Kürt olarak bunu yapıyorsun? Neden yabancı bir devletin ordusunu özgür bir bölgeye girmesine neden oluyorsun? Bu resmi bir tutum değil, sıradan bir Kürt olarak söylüyorum; madem savaşmak ve mücadele etmek istiyorsunuz, gidin daha kurtarılmamış üç parça var. Neden oralarda değil de gelmiş bu özgür parçada savaşıyorsun? Neden gidip Rojhılat’tan, Rojava’dan, Kuzey'den buraya bir Kürdü getireceksin ve arkandan da bir ordu getiriyorsun?
Son çatışmanın bölgeye verdiği zarar ne oldu? Bu çatışmalar nedeniyle boşaltılan köyler oldu mu?
Bazı köylerde halkının direnişi olmasaydı birçok köy boşalabilirdi. PKK ile Türkiye arasındaki savaş ve çatışmaların Kürdistan Bölgesi'ne sürüklenmesi birçok köyü tehdit etti, ancak halkının direnişi ve bu köyleri korumak için Peşmerge güçlerinin bölgeye intikal etmesi bu köylerin insanlarının yerlerinden olmasını engelledi. Yoksa gerçekten birçok köy boşaltılacaktı. Maddi hasar da var, can kaybı da. Örneğin Perşembe günü PKK'nin bölgeye attığı altı top mermisi nedeniyle 10 ve 13 yaşındaki iki çocuk öldü, 8 yaşında bir çocuk yaralandı.
Ama bu konuda değişik bilgiler vardı. Bazıları Türk bombardımanı, bazıları ise PKK bombardımanı dedi. Bu çocuklar nasıl şehit oldu?
Metina Dağı'ndan altı havan mermisi atıldı, üçü Peşmerge Ortak Tugayları Karargahının yakınına, iki mermi Bamarne havaalanı yakınına ve biri de sivil halkın arasına düştü. Havan toplarıydı bunlar. Uçaklar havan topu atmaz ve topların rastgele atıldığı da belliydi. Üçü Peşmerge Ortak Tugaylarını hedef aldı. Aynı gece bölgede bir Peşmerge yaralandı. Çemanke yoluna TNT döşendi. Bir günde üç eylem yaptılar. Türkiye yaptığında söylüyoruz. Benim kendi akrabam Türk uçakları tarafından yapılan bombardımanda şehit oldu ve biz buna Türkiye’nin sebep olduğunu söyledik. Türkiye’den korkmuyoruz. Onlar bizim insanlarımızın şehit olmasına neden olduklarında Türk uçakları, topları veya bombaları bu şehitlere sebep oldu diyoruz. Ama PKK de iki çocuğu şehit ederken bunu onlar yaptı diyoruz. PKK sebep olduğunda, ya da Türk ordusu sebep olduğunda açıkça söylüyoruz.
Son havan toplu saldırıyı kim yaptı?
PKK yaptı.
(Kaynak:Rudaw)