Pompeo: Süleymani'yi öldürme kararı doğruydu
Eski ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin, Devrim Muhafızları Ordusu’ndaki (DMO) yabancı operasyon yetkilisi Kasım Süleymani’nin öldürülmesine yanıt olarak eski ABD Başkanı’na ve yönetim yetkililerine misilleme yapmak için ‘benzeri görülmemiş tehditlerine’ ilişkin açıklamalarda bulundu.
Pompeo, geçtiğimiz pazartesi günü Fox News’e verdiği röportajda, “Terörün en büyük destekçi ülkesi olan İran, Başkan Trump’ı ve beni yargılanmamamız halinde öldürerek misilleme yapmakla tehdit ediyor. Gerçek bir güvenlik riski söz konusu” ifadelerini kullandı.
Pompeo, Biden yönetimini de hedef alan eleştirilerde bulundu. Biden yönetiminin her Amerikalıyı İran tehdidine karşı güvence altına almakla yükümlü olduğunun altını çizerek İran'ın misilleme tehdidinin Trump ve ABD'li yetkililere (Pompeo da dahil) eşi benzeri görülmemiş suikastlar düzenlemek anlamına geldiğini vurguladı.
Önceki hükümetin hava saldırısıyla Süleymani’yi öldürme kararını savunan Pompeo sözlerine şöyle devam etti:
“Geriye dönebilseydim, Başkan Trump’ın bu saldırıyı başlatma emriyle ilgili herhangi bir şeyi yine değiştirmezdim. ABD’yi savunuyorduk ve Amerikan halkının güvenliğini sağlıyorduk. Süleymani, ABD’ye karşı komploda aktif rol oynuyordu. Herhangi bir Amerikalının öldürülmediğinden emin olmak için meşru bir askeri müdahalede bulunduk. Bu iyi ve doğru bir karardı.”
Eski Dışişleri Bakanı, Viyana'daki müzakerelerde ABD'nin zayıf pozisyonunu da eleştirdi:
“ABD ne kadar zayıfsa, Viyana'da daha önce yapılan yozlaşmış anlaşmaya dönmek için bir anlaşma yapmak üzere müzakere masasına gittiğinizde gösterdiğiniz memnun etme çabası da artıyor. Bu memnun etme çabası aynı zamanda bir risk doğuruyor. Sizi temin ederim ki İsrailliler Biden döneminde İran'ın nükleer silah elde etmesinden endişe duyuyorlar. ABD’nin zayıflığının İsrail için gerçek bir tehlike oluşturduğunu biliyorlar. Dünya, Başkan Joe Biden'ı zayıf olarak görüyor ve bu nedenle İran da bundan yararlanıyor. İran'ın istediği anlaşma kendine büyük miktarda finansman sağlıyor. Ayrıca 2025 yılına kadar nükleer ve konvansiyonel silahlar elde etmesine izin veriyor. Bu, tarihteki en kötü anlaşmadır.”