Rusya, Erdoğan’la Ukrayna’nın hesaplaşmasını yapacak

Rusya, Suriye’de Türkiye’ye esnek davranabilir fakat arka bahçesinde hele hele artık kendi toprak bütünlüğü içinde gördüğü Kırım’a yönelik bir harekâtı görmezden gelmez.

Rusya, Erdoğan’la Ukrayna’nın hesaplaşmasını yapacak

Türkiye’nin dış politikası lastiği patlamış bir kamyon gibi sağa sola vurarak, hem yakın komşuları hem uzak komşuları hem de müttefikleri ile ilişkilerini tahrip etmeye devam ediyor. Düne kadar uluslararası alanda Türkiye ile karşı karşıya gelmeyen ülkeler de açık pozisyon almaya başladı.

Çin’in BM Güvenlik Konseyi toplantısında Türkiye’yi Suriye’de işgalci olarak nitelemesi ve Aluk suyunu keserek insanları cezalandığı ve insani yardımları engellediği suçlaması önemli bir durum. Çin genelde uluslararası konularda rengini belli eden bir ülke değildir.

Uygur meselesindeki rahatsızlığını bile bu denli aleni olarak ortaya koymuyordu. Pekin’in Türkiye’yi parmakla gösteren tutumu yeni bir tutuma işaret ediyor. Tam da Erdoğan tezkereyi meclisten geçirip Suriye’de askeri harekât hazırlığı yaparken uluslararası alanda Türkiye’yi zora sokacak yeni faktörler devreye giriyor.

Dış politikada feci bir gidişat var. Bir taraftan Suriye’de macera ararken Rusya’yı alarm durumuna sokacak pozisyonlar yaratılıyor. Suriye’ye operasyon hazırlıklarına paralel olarak Ukrayna’nın Bayraktar TB2 insansız uçağıyla Rus ayrılıkçıların kontrolündeki Donbas’da bir hedefi vurduğuna dair görüntü servis ediliyor.

Rusya’nın bunu geçiştirmesi mümkün değil. Hemen ardından Türkiye’nin Tel Ebyad’a sevkiyatları sürürken Rusya ilk kez Kamışlı’ya Su-35S gönderiyor. Bu Türkiye’nin geliştirdiği askeri harekâta karşı açık bir karşı çıkıştır. Belki Erdoğan Ukrayna’da Bayraktar’ın yapabileceklerini göstererek Suriye’de Rus yeşil ışığını garantilemek için öylesine bir mantık güdüyor.

Bilmiyoruz. Rusya, Suriye’de Türkiye’ye esnek davranabilir fakat arka bahçesinde hele hele artık kendi toprak bütünlüğü içinde gördüğü Kırım’a yönelik bir harekâtı görmezden gelmez.

Erdoğan, Ukrayna üzerinden çok tehlikeli bir oyun oynuyor. Lavrov’un diplomasinin artık işe yaramadığını belirtip kas gücüne işaret etmesi sadece Ukrayna’yı ilgilendiren bir uyarı değil. Bunun yanıtını ilk verecekleri yer de Suriye olabilir.

Amerikan cephesinde Erdoğan’ın işi çok zor. İktidar Batı’nın elçiler krizini atlatmak için gösterdiği diplomatik manevrayı bilerek yanlış okuyor. Türkiye’yi Saddam’ın Irak’ı gibi göremezler, çıkarları buna elvermez. Erdoğan’ın izlediği yolun Türkiye’ye götüreceği yer Batı’nın kaçınmaya çalıştığı yer.

Erdoğan ekonomideki çöküşü fatura edebileceği bir dış cephe arıyor olabilir, dış güçler diye günah keçisi yapabileceği bir dış politika izleyebilir, Batılı muhatapları bunun da farkında ve belki de gösterdikleri esnekliğin bir nedeni de bu. Fakat hem ABD hem Avrupa kanadı açısından Erdoğan’la ortaklık limitlerini tüketti. Sadece Türkiye’deki yüksek çıkarlarını ve stratejik ortaklığı kaybetmek istemiyorlar.

Şimdi gözler Glasgow’da öngörülen Biden-Erdoğan görüşmesinde fakat konuşulan başlıklarda Erdoğan’ın istediğini alabileceğine dair bir gösterge yok. F-35 programına dönüş yolu S-400 Türkiye olduğu sürece kapalı. Amerikalılar bunu kırmızıçizgiye dönüştürmüş durumda.

Halkbank davası Erdoğan’ın en çok korktuğu dosya. Orada da yargı süreci işliyor. Kongre’de Türkiye’nin dostları bile Erdoğan’ı savunacak durumda değil. Yeni F-16 pazarlığının önünde de Kongre engeli var.

Tablo her açıdan aleyhte. Biden’ın Erdoğan’a jest yapabilmesi zor. Bir de bunların üzerine Erdoğan Kürtlerin bulunduğu alanlara operasyon hazırlığı yaparak buluşmaya gidiyor. Rusya’nın hava sahasının kontrolü açısından Amerikan nüfuz alanı olarak görülen Fırat’ın doğusuna savaş uçağı göndermesi Rus-Amerikan koordinasyonuna da işaret ediyor. (artıgercek)