Sancar: Kürdistan demek suç değil
HDP Eş Genel Başkanı Sancar, “Kürdistan kavramının bu ülkede suç olmadığı biliniyor” diyerek akademisyan Hifzullah Kutum’un bu nedenle tutuklanmasını eleştirdi.
Partisinin haftalık Meclis Grup toplantımızda gündemdeki gelişmeleri değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Mithat Sancar, partiye yönelik kapatma davasıyla ilgili ön savunmayı Anayasa Mahkemesi'ne sunduklarını hatırlattı.
Savunmada bu davanın “siyasi saiklerle açıldığının altını çizdikleri” belirten Sancar, “Bu aslında çok çıplak bir durum. Bunu ayrıca anlatmaya da gerek yok, çünkü hepimizin tanıklığında yaşandı. İktidarın küçük ortağı, işte ortak mı değil mi bilmiyoruz ama minik bir şey var, bir parti var. O da bir kampanya yürüttü. İktidar da buna sessiz kalarak en azından yolu açtı ve yoğun kampanya sonucu açılan bu dava açıkça siyasi nitelik taşıyor” dedi.
Ön savunmayı sadece HDP'yi savunma üzerine kurmadıklarını, esasen HDP'nin kendini savunmasına gerek olmadığını belirten Sancar, “Buna savunma demeye dilim varmıyor. Biz buna Türkiye'de demokrasi umudunu ve inancını savunma manifestosu veya bu umudu ve inancı, açıklama bildirgesi adını vermeyi belki daha doğru bir terim olarak tercih etmeliyiz. Bu metin Türkiye'de geleceği, demokratik geleceği, barışı, adaleti, savunma deklarasyonudur; bunun nasıl inşa edilmesi gerektiğinin gösteren yol haritamızın devamıdır. O nedenle ön savunma teknik bir isimlendirmedir, esasen geleceği nasıl inşa edeceğimize dair bir kurucu belge niteliği taşımaktadır” ifadelerini kullandı.
“AYM’nin hemen şimdi davayı reddetmesini bekliyoruz”
Mithat Sancar, “Bir kez daha belirtelim; bu dava Türkiye'nin demokratik gelecek inancını, gerçek bir hukuk devleti olma umudunu, adalet özlemini zincire vurma hırsının bir ürünüdür. Anayasa Mahkemesi bu karanlık ve tehlikeli oyunu bozma imkanına sahiptir. Hem hukuksal gerekçelerle hem de vicdani sebeplerle bunu yapacak malzemeye de yeterince sahiptir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesinin esasa girmeden, bundan sonraki aşamaları işletmeden davayı hemen şimdi bugünden reddetmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
“Eymür’ün itirafları ortada”
Geçtiğimiz hafta MİT eski yöneticilerinden Mehmet Eymür'ün bir röportajında bahsettiği konulara değinen Sancar, “Devletin aleni şekilde insanları nasıl öldürdüğünü, nasıl işkence yaptığını, Gladyo denen kontra birimin nasıl var edildiğini ve çokça MİT mensubunun basın ve medya alanına nasıl yerleştirildiğini örnekleriyle anlatıyor. Kısacası son derece ağır suçlar işlendiğini itiraf ediyor. Evet, itiraf ediyor ama yazdığı raporların, sunduğu belgelerin işleme alınmadığından yakınıyor” dedi.
Sancar, “İşkencenin bir insanlık suçu olduğunda tereddüt yok. Fakat Mehmet Eymür bunun yapılabileceğini, bunun normal olabileceğini söylüyor. Bugünkü iktidar zihniyeti de aynıdır. Eğer o gün o anlayışa karşı etkili bir mücadele yürütülebilseydik bu iktidar bu kadar pervasızca aynı yöntemleri uygulamaya devam edemezdi” değerlendirmesinde bulundu.
“Erdoğan ilk meclis zabıtlarında Kürdistan ifadesi olduğunu belirtti”
Elazığ Fırat Üniversitesi'nde araştırma görevlisi Hifzullah Kutum’un sosyal medya üzerinden "Şoreşa Îlonê li hemû kurdan pîroz be, bijî Kurdistan/ Eylül devrimi tüm Kürtlere kutlu olsun, yaşasın Kürdistan” diye bir tweet attığı için önce açığa alındığını, “Terör propagandası yapmak suretiyle üniversitemizde ve şehrimizde infial yaratma” gerekçeyle hakkında disiplin soruşturması başlatıldığını ve sonra da tutuklandığını hatırlatan Sancar, şöyle devam etti:
“Şimdi bunu neresinden tutacaksınız, böyle bir gerekçe ile tutuklama kararı veriliyor. Oysa Kürdistan kavramının bu ülkede suç olmadığı biliniyor. Ta cumhuriyetin, devletin kuruluş yıllarına gitmeye gerek yok. Sadece iki aktüel örnek yeterlidir. Bunlardan biri 2013'te Erdoğan'ın partisinin grup toplantısında yaptığı konuşma. İlk meclis zabıtlarında Kürdistan ifadesinin olduğunu belirtiyor. Kürdistan ifadesine karşı çıkan MHP ve CHP eleştiriyor. Erdoğan ne diyor, ‘Kürdistan kelimesini o meclis zabıtlarında görecekler’ diyor. AKP grubu acayip bir şekilde alkışlıyor. Daha sonra başka bir konuşmasında, ‘Korkuyla büyük devlet olunmaz. Kelimelerden kavramlardan korkanlar, kendi icat ettiği tabulardan kendi imal ettiği kabuslardan korkanlar büyük devlet inşa edemezler. Küçük düşünerek büyük işler yapılamaz’ diyor. Bunu söyleyen şimdinin cumhurbaşkanını o zaman kendi basını da kendi yandaşları da acayip alkışlıyorlardı.
Çok değil daha iki sene önce, iki buçuk sene önce yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Diyarbakır ziyaretinde hemen hemen aynı sözleri tekrar ediyor. Bir de geçen gün Batman'daki toplantıyı biliyorsunuz. Şimdi bu arada Batman’da Batmanê Batmanê türküsü söylenirken Erdoğan alkışlıyor ve o şarkıda neler geçtiğini bir kez daha dinlesinler bakalım. Batmanê’den sonra ne geliyor onu da söylüyorlar. Tabii oradaki sanatçılar onu da alkışlıyor ve bunlara hiçbir söz yok.”
"Muhtaç aile sayısı 6.6 milyona çıkmış"
HDP Eş Genel Başkanı Sancar, “Ama bir akademisyen bu sözü kullandı diye lince maruz kalıyor, görevinden alınıyor ve tutuklanıyor. Hani inkar bitmişti, hani yargı adaleti işliyordu! Bunların hepsinin palavra olduğunu da biliyoruz. İşte biz bu alanlara karşı hakikati savunmak için varız. Yalanlar hayatımıza hakim oldukça inanın gururumuz da onurumuz da ayaklar altına alınacaktır” dedi.
“Ülkenin % 99'u yoksullaşıyor. Diğer tarafta da % 1'in sürekli daha fazla zenginleşmesi vardır” diyen Sancar, “Böyle bir düzen yürüyemez, yürümemelidir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı güya hani bununla mücadele ediyor diye rakamlar yayınlamış. Son bir yılda devlet yardımlarına muhtaç hale gelen aile sayısı ikiye katlanarak 3.3 milyondan 6.6 milyona çıkmış. Bunun adı yoksulluğun katlanmasıdır, açlığın katlanmasıdır. Biz diyoruz ki; sosyal yardım değil sosyal hak, lütuf değil, sosyal adalet. Ancak bunlarla yoksulluğu da açlığı da talanı da sömürüyü de önleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
HDP’nin 27 Eylül'de açıkladığı deklarasyona değinen Sancar, “Bu deklarasyonumuzun yol haritasını her bir adımda yine halklarımızla buluşarak somutlaştırmaya çalışıyoruz. Bunun etrafında büyük bir mücadele ortaklığı örmek için elimizden gelen her türlü çabayı harcıyoruz. Bu çabayı harcamaya devam edeceğiz. Burada kimsenin üzümün çöpü armudun sapı deme hakkı yok. HDP nasıl her alanda demokrasiyi ve adaleti savunuyorsa, demokrasi blokunda da bir araya gelmeyi tam bunun üzerine inşa edecektir” dedi.