'Saray’ın son kumarı; HDP’yi kapatmak!'
Türkiye’de erken seçim tartışmalarının ısındığı bir dönemde biri CHP’li, iki HDP’linin milletvekilliğinin düşürülerek cezaevine gönderilmesi, HDP’li belediyelere yönelik yapılan kayyım operasyonlarının ardından yeni bir dönemin işareti olarak değerlendiriliyor.
Son yapılan kamuoyu araştırmalarında AKP ve MHP’nin oylarının eridiğine dair rakamların ortaya çıkması, akabinde de iki HDP’linin vekilliklerinin düşürülmesini değerlendiren Artı Gerçek yazarı Celal Başlangıç, “Saray’ın son kumarının HDP’yi kapatmak” olduğuna dikkat çekiyor.
Başlangıç “Aslında bir CHP’li ile iki HDP’linin vekilliklerinin düşürülmesi AKP-MHP tarafından planlanmış bir oyunun parçasıydı. Son anketlerde oylarında ciddi bir düşüş belirlenen Saray ittifakı seçmen tabanındaki çözülmeyi engelleyemediği için belli ki iktidarının bekası için muhalefet bloğunu parçalamaya karar vermişti. Elbette bu hamle önümüzdeki günlerde yaşanacakların da habercisi aslında” diyor.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Saray’ın oynadığı oyunun ipuçlarını 15 Mayıs 2020 tarihli konuşmasında verdiğine dikkat çeken Başlangıç, şunları aktarıyor:
“O konuşmasında Bahçeli ‘Türkiye’nin ve siyasi hayatımızın üzerindeki kabus bulutlarının dağıtılması için şu hususların gündeme alınması ve bir an önce hukuki ve ahlaki bir temele kavuşturulması sağlanmalıdır’ diyerek peş peşe altı madde sıralıyordu. Bu maddelerden birini de ‘milletvekili dokunulmazlığıyla ilgili beklentiler karşılanmalıdır’ diye dile getirmişti Bahçeli.
Ancak AKP-MHP ittifakının dokunulmazlıklarla ilgili bir anayasa değişikliği yapacak milletvekili çoğunluğu yoktu TBMM’de. O zaman gözler Meclis’te bekleyen dokunulmazlık dosyalarına çevrilmişti. Bin kadar fezlekenin yaklaşık 800’ü HDP’li vekiller hakkındaydı. Geri kalan fezlekelerin büyük bölümü de CHP’lilere aitti. Nitekim beklendiği gibi oldu ve üç vekilin dokunulmazlıkları kaldırıldı ve hemen o gece tutuklandılar.”
“Bu aslında Saray’ın HDP ile CHP ve İYİ Parti’nin blok olarak hareket etmesini önlemeye, HDP ile aralarındaki çatlağı büyütmeye dönük bir hamlesiydi” ifadelerini kullanan Başlangıç, “Özellikle CHP yönetiminin ve İYİ Parti’nin tutumları Saray’ın hedefine ulaşmasını kolaylaştırdı. Ne CHP yönetimi ne de İYİ Parti sözcüleri HDP’li vekillerin adını andı. Böyle bir şey yokmuş, hiçbir HDP’linin milletvekilliği düşürülmemiş gibi yaptılar. Sadece CHP’li Enis Berberoğlu’nun adını dile getirdiler. Oysa HDP yönetimi bu konuda çok hassas davrandı ve kendi vekilleriyle ilgili durumu kınarken Berberoğlu’nun da adını her vesileyle andı” değerlendirmesini yapıyor.
İktidar bloğunun tabanındaki kanamayı durduramadığını belirten Başlangıç, şöyle devam ediyor:
“Ama iktidarını sürdürebilmesinde belli ki Saray önündeki en büyük engel olarak HDP’yi görüyor.
Çünkü Millet İttifakı ile Cumhur İttifakı’nın oyları son anketlere göre yüzde 40’larda. HDP kimin yanında yer alırsa seçimi o kazanacak. Yani günümüz koşullarında Saray’ın geleceği HDP’nin takınacağı tutumla belirlenecek.
Belli ki bu durum karşısında tek çare olarak HDP üzerinden muhalefet bloğunu parçalamayı iktidarlarını sürdürmenin bir aracı olarak görmüşler, oyunlarını buna göre kurmuşlar.
HDP hakkında açılacak bir kapatma davasına karşı özellikle CHP ve İYİ Parti’nin takınacağı tutum muhalefet bloğunun da seçim sathı mahalindeki kaderi açısından belirleyici olacak.
HDP’nin kapatılmasına dönük bir girişime CHP ve İYİ Parti sözcüleri, milletvekilliklerinin düşürülmesinde olduğu gibi görmezden gelen bir tavır alırlarsa bu muhalefetin oylarının tek bir hedefe yönelmesine zarar verebilir.
Böyle bir tablo özellikle ikinci turda Erdoğan’ın karşısına çıkacak Cumhurbaşkanı adayının şansını hayli zorlar.”