Sırrı Süreyya Önder'in kızı, Öcalan'ın mektubunu okumakla suçlanan babasını anlattı
23 Haziran seçimleri artık geride kaldı. Seçimlerden Ekrem İmamoğlu tarihi bir oy alarak zaferle çıktı. Seçim kadar, seçimden önce yaşananlar da uzun süre hafızalardaki tazeliğini koruyacak. Seçimlere saatler kala, Anadolu Ajansı (AA), son dakika olarak PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın mektubunu yayımladı. Mektubu, hükümetin izniyle İmralı’ya giden, daha önce kamuoyunun adını duymadığı bir akademisyen açıklamıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Öcalan’ın yaptığı “HDP’ye tarafsız kalınması” çağrısının üzerinde durmuştu. Devletin resmi televizyonu TRT de PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın kardeşi Osman Öcalan’la yaptıkları bir röportaj yayımladı. Osman Öcalan, söz konusu röportajında CHP’ye ağır ifadelerle yüklenmişti.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken, Öcalan’ın mektubunu okuduğu için eski HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, hapiste yatıyordu! Süreyya Önder’in kızı Ceren Önder, seçimlerin ardından bir mesaj paylaştı.
Ceren Önder, şu ifadeleri kullandı:
“Yarın salı, kapalı görüş salısı.
Ben babama yazlık gömlek, ince çorap götüreceğim. Kara kış günü girdiği Kandıra'da yazı karşılayan, dün yaşadığımız hisleri çok daha önce yaşayalım diye denemediği çözüm, gitmediği yol, çalmadığı kapı, duymadığı küfür, almadığı tehdit kalmayan, haftada bir saatten fazla göremediğim, kendimi bildim bileli bir tatile çıkmamış, bir mülk almamış, kendinden başka her yere koşan, 7 aydır Kandıra'da tek başına hapis yatan babama. Neden orada biliyorsunuz. 12 Eylül'e tüm gençliğini neden yıllarca hapiste tükettiyse ondan. Kendi deyimiyle 'O tozların getirdiği çamurdan.' Bir de mutsuzluğa karşı hissettiği borcundan.
Niyetim keyif kaçırmak değil, hepimiz umutla doluyuz ne güzel. Gülistanı kabristana çeviren, okunan mektupları istediği zaman suç, istediği zaman oy unsuru yapan ve hepimizin çok alıştığı o zifiri karanlık savaşını da aynı umutla verdi babam.
Ömrü yettikçe de verecektir, gururluyuz.
Dediğim gibi bizim hep borcumuz var.
Çünkü babamdan en çok duyduğum cümle 'Mutlunun mutsuza borcu var.' oldu hayatım boyunca. Biz yüzyıllardır bu mutsuz, sevmek nedir, hiç tanımadığı birinin hakkı için mücadele etmek nedir bilmeyen, hiç çıkar yokken verilen emeği anlayamayan zalim, sağır, kör karanlığa umudumuzla, mutluluğumuzla, beraberliğimizle borcumuzu ödüyoruz.
Şu özlem olmasa.
Hep dediği gibi,
'Sevene de sövene de selam olsun.'"